Almanya’da düzenlenen 61. Münih Güvenlik Konferansı (MSC 2025), dünyada yaşanan son gelişmeler nedeniyle kritik bir öneme sahipti. Konferansta ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’ın Avrupa’ya yönelik eleştirileri, Çin’in ABD’ye karşılık verme açıklamaları ve Rusya Ukrayna savaşının sona erdirilmesi çabalarına kadar çeşitli konular görüşüldü. Toplantıdan çıkan sonuç ise “Avrupa’nın güvenliğine ilişkin endişelerin artışıydı.”

Almanya’nın Münih kentinde 14 Şubat’ta başlayan 61. Münih Güvenlik Konferansı’na ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’ın Avrupa’ya yönelik eleştirileri damgasını vurdu.
Konferansın ilk gününde konuşan Vance, “Avrupa’ya karşı en çok endişelendiğim tehdit, Rusya, Çin veya başka bir dış aktör değil endişelendiğim şey, içeriden gelen tehdit.” diyerek Avrupa’da ifade özgürlüğünün geriye gittiğini savundu.
Kıtadaki düzensiz göçün durdurulması çağrısı yapan Vance, “Bu büyük soruları sandıkta karara bağlamak demokrasinin işidir. İnsanları reddetmenin, endişelerini görmezden gelmenin, daha da kötüsü, medyayı ve seçimleri kapatmanın veya insanları siyasi süreçten dışlamanın hiçbir şeyi korumadığına inanıyorum.” dedi.
Amerikalı milyarder Elon Musk’ın aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisini (AfD) öven, “Almanya’yı sadece AfD kurtarabilir.” şeklindeki ifadelerine yönelik Avrupalı liderlerin “iç işlerine müdahale” suçlamasına dikkati çeken Vance, bunların ülke dışından gelen eleştiriler olduğunu söyledi.

AVRUPALI LİDERLER HEP BİR AĞIZDAN TEPKİ GÖSTERDİ
Vance’ın Avrupa eleştirilerine başta Almanya’dan olmak üzere Avrupalı siyasiler tepki gösterdi.
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, X’ten yaptığı paylaşımda, “ABD Başkan Yardımcısı Vance’ın Münih Güvenlik Konferansı’nda söylediklerini kesinlikle reddediyorum.” ifadesini kullandı.
Scholz, Vance’ın aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) lehine yaptığı açıklamalara tepki göstererek, dışarıda olanların AfD lehine Alman demokrasisine ve seçimlerine karışmalarını kabul etmeyeceklerini vurguladı.
Norveç Başbakanı Jonas Gahr Store de konferanstaki konuşmasında, “Avrupa’daki göçe odaklanmıyormuşuz gibi konuşuyor. Sınır kontrolü, Avrupa’daki her ülke için önemli bir konu. Biz kontrollü göç istiyoruz.” dedi.
Store, Avrupa’da artan göçü Ukrayna-Rusya savaşına bağlayarak, “Bu göçmenler, Ukrayna’dan geldi. Polonya’ya bakıldığında 2 milyondan fazla Ukraynalıyı ülkelerine kabul ettiler çünkü ortada bir savaş var. Bundan bahsetmedi ki bence bu, gerçekliği tam olarak ele almıyor.” diye konuştu.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot da Vance’a tepki göstererek, “Birincisi, ifade özgürlüğü, Avrupa’da güvence altında. İkincisi, kendinden ve değerlerinden emin olan, eleştiri nedeniyle kendisini tehdit altında hissetmez. Üçüncüsü, kimse bizim modelimizi benimsemek zorunda değil ancak kimse bize kendi modelini dayatamaz.” görüşünü paylaştı.
Finlandiya Dışişleri Bakanı Elina Valtonen de “İfade özgürlüğüne önem veriyoruz. JD Vance da gelip kendi düşüncelerini ifade edebiliyor.” şeklinde konuştu.

ÇİN’DEN ABD’YE “KARŞILIK VERİRİZ” UYARISI
Konferansa damga vuran bir diğer konuşmayı ise Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi yaptı.
Vang, ABD’nin güç rekabetinden kaçınması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
“Eğer ABD, Çin’i bastırma ve çevreleme eğiliminde olursa buna karşılık vermekten başka seçeneğimiz kalmaz. Bu durumda Çin’in egemenliğini, ulusal onurunu ve meşru kalkınma hakkını karalılıkla savunur, ABD’nin tek taraflı zorba eylemlerine karşı koyarız.”
Vang, ekonomik ayrışma ve korumacılığın ancak onu benimseyenleri etkileyeceğini savunarak, “Korumacılık, hiçbir sorunu çözmez. Gelişigüzel tarifeler hiç kimseye kazandırmaz. Ekonomik ayrışma, yalnızca fırsatlardan yoksun kalmak anlamına gelir. Yüksek çitli küçük bahçeler ancak onu yapanı kısıtlar.” ifadelerini kullandı.
Tüm ülkelerin uluslararası hukuka saygı göstermesi, uluslararası ilişkilerde Birleşmiş Miletler (BM) Şartı’nın amaç ve ilkelerine uygun hareket etmesi gerektiğini dile getiren Vang, “Dünya, bugün kaos ve kafa karışıklığı içinde. Bunun en önemli sebebi, güçlü olanın haklı olduğuna inanan bazı ülkelerin orman kanununu haber veren Pandora’nın kutusunu açmaları. Güçlerine ve boyutlarına bakılmaksızın tüm ülkeler, uluslararası hukukun eşit paydaşı olmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
ABD’nin uluslararası anlaşmalardan ve örgütlerden çekilmesini eleştiren Vang, Çin-Rusya ilişkilerine de değindi.
Vang, Rusya’dan başka Çin’in gaz ihtiyacını karşılayabilecek bir ülkenin bulunmadığını vurgulayarak, “Bazı ülkeler, ticari ve ekonomik meseleleri siyasileştirerek Çin’i bastırmak için araç olarak kullanma eğilimde. Bunun olmasına izin veremeyiz.” dedi.