Gece müzeciliği 27 noktada başlıyor
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın geçen yıl başlattığı gece müzeciliği uygulaması yerli ve yabancı ziyaretçilerden yoğun ilgi görmüştü. Kavurucu yaz sıcaklarından bunalanlar için tarihî yapıları serin gece saatlerinde gezme imkânı sunan uygulama ile müze ve ören yerlerine ziyaretçi akını yaşanmıştı. Uygulama bu yıl da 1 Haziran’da başlıyor. 1 Ekim’e kadar sürecek Gece Müzeciliği ile Türkiye’nin dört bir yanındaki müze ve ören yerleri yaz gecelerinde de ziyaretçilere açık olacak. İstanbul’dan Adıyaman’a, İzmir’den Şanlıurfa’ya kadar uzanan 27 farklı noktada kültürel miras, uygulama kapsamında gece saatlerinde ışıklandırmalar eşliğinde gezilebilecek. Gece müzeciliğinde en çok ilgi çeken ve UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Efes Antik Kenti, bu yıl da kapılarını çarşamba, perşembe, cuma ve cumartesi günleri akşam saat 23.00’e kadar açık tutacak. Güneydoğu Anadolu’nun en çok ziyaret edilenleri arasında bulunan Adıyaman Nemrut Örenyeri gece ışıklandırılacak ve 04.00- 09.00 saatleri arasında ziyaretçiler tarafından gezilebilecek. Ayrıca Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi, Galata Kulesi, Patara, Zelve-Paşabağları, Zeugma Mozaik Müzesi gibi yerler bu yaz hem tarih tutkunlarına hem de gece gezginlerine kapılarını açacak.
Festivale Rus Hamlet ile görkemli veda
10 Mayıs’ta başlayan ve sanatseverlerden büyük ilgi gören 16. Uluslararası İstanbul Opera ve Bale Festivali iddialı temsillerle perdeyi kapatıyor. 1870’lerin Rusyası’nda yaşanan aşk, evlilik, sadakat konularının anlatıldığı, Lev Tolstoy’un aynı adlı romanına dayanılarak Pyotr Ilyich Tchaikovsky’nin bestesi ile oluşturulan Anna Karenina balesi, bu akşam ve yarın akşam AKM’de Türk Telekom Opera Sahnesi’nde sahnelenecek. Ünlü Rus koreograf Boris Eifman’ın bale uyarlaması olan eser, sadakat, tutku ve kıskançlık arasında kalan çaresiz Anna Karenina’nın öyküsünü dansın zarafetiyle sunuyor. Festivalin kapanışını ise St. Petersburg Eifman Balesi’nin dünya çapında büyük yankı uyandıran eseri Rus Hamlet yapacak. Ünlü Rus koreograf Boris Eifman’ın Shakespeare’in Hamlet karakteri ile Rus Çarı I. Pavel arasındaki dramatik benzerliklerden yola çıkarak, tarih ve kurmacayı harmanladığı eser çarpıcı koreografisiyle 2 ve 3 Haziran akşamı AKM’de seyirciyle buluşacak.
Flüt, keman ve yaylıların ahengi
Avrupa klasik müziğinin üç büyük ismi, aynı sahnede buluşuyor. Kuşağının önde gelen flüt virtüözlerinden Emmanuel Pahud ve dünyaca tanınan kemancı, şef Alexander Sitkovetsky, Polonya’nın köklü topluluğu NFM Leopoldinum Orkestrası eşliğinde 4 Haziran Çarşamba akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda müzikseverlerle buluşacak. Konser, “2025–2026 İlham Veren Kültür Programı” kapsamında, Polonya Kültür ve Ulusal Miras Bakanlığı’nın katkılarıyla gerçekleşecek.
Sıra dışı Minas Pera’da
Kuruluşunun 20. yılını kutlayan Pera Müzesi, Kütahya çini ve seramik sanatına farklı bir gözle yaklaşan yeni koleksiyon sergisinde izleyiciyi sıra dışı bir ustayla tanıştırıyor. 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başında üretim yapan Kütahyalı seramik ustası Minas Avramidis’in hikâyesine ve üretimlerine odaklanan Sıradışı Minas: Kütahya Çini ve Seramiklerinde Esin ve Yeniliğin Hikâyesi başlıklı sergi çiniciliğe yalnızca teknik değil, duygusal ve kültürel bağlamlardan da bir bakış sunuyor. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’ndan seçilen 54 eserin büyük çoğunluğu ilk kez izleyici karşısına çıkıyor.
Sancar ile söyleşi
Yazar Cem Sancar, bugün 15.00’te Cağaloğlu’ndaki Bab-ı Ali Akademi’de söyleşiye katılıyor. Haddizatında isimli söyleşide Sancar, ‘NasReddin Bana Damdan Düşeni Getirin’ isimli yeni romanı üzerinden felsefe ve kültür sohbeti yapacak.
Kontrabas 32 yıldır sahnede
Dünyada en çok sahnelenen tek kişilik oyun olma özelliğine sahip olan Kontrabas, ülkemizde de 32 yıldır devlet tiyatroları sahnesinde. Patrick Süskind’in bütün dillerde en çok oynanan oyunu, bir devlet memuru olan kontrabasçının; müzik, tarih, toplum ve hiyerarşi üzerine konuşmalar yaptığı oyun, 2 ve 3 Haziran’da CSO Ada Ankara sahnesinde sanatseverlerle buluşuyor. Olcay Kavuzlu’nun rol aldığı oyun; Hale Kuntay’ın çevirisi ve Metin Belgin’in rejisörlüğünde hayata geçiyor.