Sanayiciyi mi bankaları mı dinleyecek!

spot_img


Eylül ayı piyasalar açısından kritik… 11 Eylül’de Merkez Bankası’nın faiz kararı var. 16-17 Eylül’de de ABD Merkez Bankası‘nın (Fed) toplantısından çıkacak karar izlenecek. ABD’de 9 ay sonra ilk kez faiz indirimi ihtimali öne çıkmış durumda… Son toplantıda politika faizi sabit bırakılmıştı.

Takip edenleriniz vardır. ABD Başkanı Donald Trump, faizin düşmesinden yana… Hatta Washington yönetimi Fed üyesini de bu çerçevede görevden aldı. Ortalık orada karışık… Fed’in bağımsızlığı tartışması başladı. Şimdi gözler 17 Eylül’deki faiz kararında… Toplantı öncesinde gelen veriler esasında Fed’in faiz indirimi beklentilerini güçlendiriyor. Örneğin, dün ABD’de özel sektör istihdamı beklentinin altında arttı. İstihdam piyasasından gelen zayıf sinyallerin dışında ticaret açığının artması ve PMI’lardaki yavaşlama emareleri faiz indirim döngüsüne girilmesi olasılığını güçlendiriyor. Fed’in 17 Eylül’de politika faizini 25 baz puan indirerek yüzde 4.25-4.00 aralığına çekmesi öngörülüyor.

Fakat Fed’den önce TCMB ne yapacak, biz ona bakalım…

Malumunuz, önceki gün enflasyon verisi açıklandı. Ağustosta aylık enflasyon yüzde 2.04, yıllık enflasyon yüzde 32.95 oldu. Yıllık çekirdek enflasyon da yüzde 33 seviyesine geriledi. Enflasyon verisi beklentilerin üzerinde gelince yabancı bankalar raporlarında faiz indirim beklentilerini de azalttılar. Kimi Merkez Bankası’na ‘Erken gevşeme’ diyor. Kimi ‘TL’de değer kaybı olur, ona göre’ diyerek aba altından sopa gösteriyor. Kimi de ‘300 olmaz yapacaksan da 200 baz puan indir’ diye akıl veriyor.

Bakalım TCMB yabancı bankaları mı dinleyecek yoksa bir süredir il il gezip dinlediği Türk sanayicisini mi!

Hatırlayın, yüksek faizin can acıtıcı boyutunu en iyi anlatan Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç olmuştu. Hem de Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan‘ın katılımıyla gerçekleştirilen Ağustos Ayı Meclis Toplantısı’nda…

Ne demişti?

Parasını faize yatıran rahat uyurken biz uykusuz geceler geçiriyoruz. Cari enflasyon yüzde 33.5, Merkez Bankası yıl sonu hedefi yüzde 24. Ticari kredi faizi yüzde 55. Enflasyon hedefinin 2 katı faiz ödeyerek ayakta kalamayız.”

Diyebilirsiniz ki, sanayici böyle diyor ama büyüme verisi başka şey anlatıyor.

Doğru…

Türkiye ekonomisi ikinci çeyrekte yüzde 4.8 büyüdü. Sanayideki büyüme oranı yüzde 6.1 olarak açıklandı. Böyle kağıt üzerinden bakınca her şeyin güllük gülistanlık olduğu sonucu çıkabilir. Sanayideki atalet ikinci çeyrek itibarıyla kırılmaya başlasa da bu performans artışı geneli yansıtmıyor. Özellikle Türk ekonomisinin bel kemiği KOBİ ağırlıklı geleneksel ve emek yoğun sektörler ciddi bir güç kaybında. Dün Türkiye hazır giyim sektöründen bir açıklama vardı. Göreniniz oldu mu, bilmiyorum. TGSD Başkanı Toygar Narbay, uygulanan para politikalarının sektörü zarara sürüklediğini ve birçok firmanın kapanmasına yol açtığını belirterek, hazır giyimde 100 bin kişilik işgücü kaybı riski olduğunu söylemiş.

Velhasıl, bazı sektörler büyüyemiyor, üretimde ve istihdamda güç kaybediyor. Büyüme rakamlarında savunma gibi sektörler itici güç haline geliyor. Bu rakamların alt bileşenlerini doğru analiz edip, ona göre politikalar üretmek gerekiyor.



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img