Başkan Erdoğan, Fransa ve Suudi Arabistan öncülüğünde, Filistin Meselesine Çözüm Bulunması ve İki Devletli Çözümün Hayata Geçirilmesi Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferans’ta konuştu. Birleşmiş Milletler binasındaki konferansta tüm dünyaya önemli mesajlar veren Erdoğan şunları söyledi: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in derinleşen işgal ve ilhak politikalarının hedefinin açık olduğunu belirterek, “İki devletli çözüm vizyonunu öldürmek, Filistin devletinin yaşayabileceği zemini ortadan kaldırmak, Filistin halkını sürgüne zorlamak ve bölgede yayılmacı emellerini gerçekleştirmektir.Buna asla izin verilemez” dedi. Erdoğan, “65 bini aşkın insanın hayatına mal olan Gazze’deki katliam tüm şiddetiyle sürüyor. Elini vicdanına koyan hiç kimse yaşananları kabul edemez, dahası böyle bir soykırıma sessiz kalamaz” ifadelerini kullandı. Erdoğan, Fransa ve Suudi Arabistan Öncülüğünde, Filistin Meselesine Çözüm Bulunması ve İki Devletli Çözümün Hayata Geçirilmesi Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferans’ta şunları söyledi:
TARİHİ BİR ADIM
Gazze’de artan saldırılar nedeniyle çok büyük bir insani felaket yaşanıyor. 65 bini aşkın insanın hayatına mal olan bu katliam tüm şiddetiyle sürüyor. Elini vicdanına koyan hiç kimse yaşananları kabul edemez; dahası, böyle bir soykırıma sessiz kalamaz.Netanyahu hükümetinin amacı; Filistin devletinin kurulmasını imkansız hâle getirmek ve Filistin halkını mümkün olduğunca göçe zorlamaktır. Bu olumsuz gelişmelerin ortasında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyelerinin de aralarında bulunduğu bir grup ülkenin Filistin devletini tanıma kararı alması son derece önemli ve tarihi bir adımdır.
TÜM DÜNYAYA MAL OLDU
Filistin Devlet Başkanı Abbas’ın bugün aramızda olmasını çok isterdik. Buna rağmen, söz alan herkesin aynı zamanda Filistin halkının da sesi olmasını son derece kıymetli buluyorum. Bir gerçek daha vardır: Filistin davası artık tüm dünyaya mal olmuştur. Bu salondaki katılım bunun en güçlü kanıtıdır. Avrupa’da, Asya’da, Amerika’da ve Afrika’da, sokakta, sosyal medyada ve basında “Özgür Filistin” nidalarına daha önce hiç olmadığı kadar sık tanık oluyoruz.
SOYKIRIM UYGULUYOR
Buradaki çelişki kimsenin dikkatinden kaçmamalıdır: Holokost zulmüyle kökü kazınmak istenen bir toplumu yöneten hükümet, aynı toprağı, suyu, havayı ve denizi paylaştığı binlerce yıllık komşularına soykırım uyguluyor. Bu zulmün karşısında durmak, uluslararası toplumun hukuki görevi olduğu kadar vicdani sorumluluğudur.
İZİN VERİLEMEZ
Uluslararası toplum, Batı Şeria’daki yayılmacılığı, Doğu Kudüs’teki oldubittileri ve bölgede istikrarsızlık yayma girişimlerini durdurmak zorundadır. Aksi hâlde ne uluslararası düzenden ne de evrensel değerlerin korunmasından söz edilebilir. Derinleşen işgal ve ilhak politikalarının hedefi açıktır: İki devletli çözüm vizyonunu öldürmek, Filistin devletinin yaşayabileceği zemini ortadan kaldırmak, Filistin halkını sürgüne zorlamak ve bölgede yayılmacı emellerini gerçekleştirmektir.Buna asla izin verilemez.
KALICI ATEŞKES ŞART
Ve son olarak: Artık ateşkesin ilanı, Gazze’ye insani yardımların engelsiz şekilde girişinin sağlanması ve İsrail’in Gazze’den güçlerini çekmesi gerekiyor. Gazze, Filistin’in ayrılmaz bir parçasıdır ve Filistinlilere aittir. Filistinlilerin kendi topraklarını nasıl idare edeceklerini de yine kendileri belirleyecektir. Filistin’in Birleşmiş Milletler’e tam üyeliğinin de artık vakti gelmiştir.
DİPLOMASİ MERKEZLİYİZ
BM’nin etkinlik kaybının sebep olduğu boşluk ve çok katmanlı jeopolitik sınamalara rağmen Türkiye, dış politikasının merkezine diyalog ve arabuluculuk diplomasisini yerleştirmekte. Türkiye, çatışmaları adil bir diplomatik çözümle sona erdirmek ve sürdürülebilir adil bir barışın kapılarını aralamak için sorumluluk üstlenmekten hiçbir zaman kaçınmamıştır.
SURİYE’DE AYRILIKÇI EMELLERE KARŞIYIZ
Bölgesel istikrar açısından bir diğer önemli ülke Suriye’dir. Bugün tüm Ortadoğu coğrafyasının istikrarı için Suriye’nin yeniden inşası ve ihyası kaçınılmazdır. Suriye’de kalıcı istikrar ve barış, herhangi bir aidiyete veya gruba imtiyaz tanımadan tüm Suriye halkının müşterek iradesinin dikkate alınmasıyla mümkün olacaktır. “Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine saygı” ilkesini savunmayı sürdüreceğiz. Türkiye, Suriye halkının iradesini dışlayan, ayrılıkçı emellere ve terör örgütlerine alan açan her türlü girişime karşı çıkmaktadır.
DAYANIŞMAYI TAHKİM EDİYORUZ
Türkiye’nin diplomasi vizyonu yalnızca krizlerin çözümünde değil insani boyutlarda da kendini göstermektedir. Türkiye’nin dünyanın en çok insani yardım sağlayan ülkelerinden biri olması, köklü tarihimizin ve değerlerimizin bizlere yüklediği bir sorumluluğun tezahürüdür. Bu temelde Türkiye, küresel dayanışmayı tahkim eden öncü ülke rolünü kararlılıkla devam ettirecektir.
BM’DE REFORM ACİL BİR İHTİYAÇ
İkinci Dünya Savaşı sonrası barış ve güvenliği korumak için kurulan BM, bugün karşı karşıya kaldığımız buhranlar ve çatışmalar karşısında asli fonksiyonunu yerine getirememekte. Adalet ve eşitlik iddiasıyla kurulan BM’nin en önemli organı olan Güvenlik Konseyi, bölgesel ve küresel krizlere ilişkin karar alma süreçlerinde sadece beş ülkenin iradesi ve çıkarlarına mahkûm edilmekte. Çağımızdaki çözümsüzlüklerin başlıca sebepleri arasında yer alan bu adaletsiz yapının bir an evvel reforma tabi tutulması acil bir ihtiyaç teşkil etmektedir.
DÜNYAYA BAĞIMSIZ FİLİSTİN ÇAĞRISI
Gazze’de İsrail’in süregelen işgali ve mezalimi, insanlık vicdanının en büyük sınavlarından biridir. Uluslararası sistemin aktörleri başta olmak üzere tüm insanlık için bu sınav utançla sonuçlanmaktadır. Çocuklar ve kadınlar hayatını kaybetmekte, milyonlar temel ihtiyaçlardan yoksun bırakılmaktadır. Türkiye ateşkesin sağlanması, insani yardımların kesintisiz ulaşması ve iki devletli çözümün yeniden canlandırılması için çabalarını hiç durmadan sürdürmektedir. Gazze’ye gönderdiğimiz 100 bin tonu aşan yardımlar, İsrail’in insanlık dışı ambargosu altında açlıkla boğuşan kardeşlerimizin yaralarını sarmak için attığımız adımlardan sadece biridir.
Her gün onlarca masum Filistinlinin ya açlıktan ya ilaçsızlıktan ya da İsrail’in işgal güçlerinin kurşun ve bombalarından hayatını kaybettiği bir vahşet tablosunda, uluslararası toplumun daha kararlı ve samimi bir duruş sergilemesi gerektiğine inanıyoruz. Israrla ve cesaretle dile getirdiğimiz hakikat bir kez daha ortadadır.
Adil bir barış, Filistin halkının 1967 sınırları temelinde, bağımsız, toprak bütünlüğüne sahip ve başkenti Doğu Kudüs olan bir devlete kavuşmasıyla mümkündür. Bu, Ortadoğu’da kalıcı barış ve istikrar için bir zorunluluktur. Dünya devletlerine çağrımız nettir: “Filistin Devleti’ni tanıyın.” Nitekim Filistin’in tanınması işgale, ablukaya ve zulme karşı verilebilecek en güçlü cevaptır. Geçtiğimiz günlerde bu yönde karar alacağını açıklayan ülkeleri tebrik ediyor; kararlarında tutarlı olmalarını ve verdikleri taahhütleri somut adımlara dönüştürmelerini bekliyoruz.
TÜRKİYE YATIRIMCILAR İÇİN STRATEJİK MERKEZ
Başkan Erdoğan, Türkiye-ABD İş Konseyi’nce Türkevi’nde düzenlenen konferansta yatırımcılarla bir araya geldi. Sektörel Yuvarlak Masa Formatında Türk Yatırım Konferansı’ndaki konuşmasında Erdoğan şunları kaydetti: Değerli dostum Başkan Trump’la 2019 yılında belirlediğimiz 100 milyar dolarlık ticaret hacmi müşterek hedefimiz olmayı sürdürüyor. Savunma sanayi işbirliğimizin müttefiklik ruhuna uygun şekilde engel ve kısıtlamalardan bir an evvel kurtarılması lazım. Türkiye’yi yatırımcılar için daha cazip kılacak şeffaf, rekabetçi ve güvenli bir piyasa ortamını pekiştiren adımlar atmaya devam ediyoruz. Özel sektörümüzün desteği ve yeni yatırım hamleleriyle 100 milyar dolar hedefimize ulaşacağımıza yürekten inanıyorum. Enerji, siber, uzay alanlarını kapsayan sektörlerde işbirliği fırsatlarını değerlendirerek ilişkilerimizdeki ivmenin hızlanmasını bekliyoruz. Güçlü lojistik altyapımız, modern limanlarımız, gelişmiş kara ve demiryolu ağımız Türkiye’yi yatırımcılar için stratejik bir merkez haline getiriyor.