Emine Erdoğan’dan çok sert Gazze tepkisi! “Suyu soykırım aracı olarak kullanıyorlar”

spot_img


Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Kim derdi ki bir gün gelecek ve tarih boyunca medeniyetler kurmuş, bilimsel keşifler yapmış, olağanüstü sanat eserleri üretmiş insanlık, yeryüzüne çöpten bir kıta ekleyecek, gezegenimizin masmavi örtüsü tanınamaz hale gelecek. Ne yazık ki Pasifik Okyanusu’nda pet şişe, poşet, izmarit, balıkçı ağları gibi atıklardan oluşan 1,6 milyon kilometrekare büyüklüğünde yüzen bir çöp kıtası var. Bu rakam, Türkiye’nin 2 katı büyüklüğündeki bir alanın çöplerle işgal edilmesi anlamına geliyor, geldiğimiz ve artık durmamız gereken noktayı tüm çıplaklığıyla gösteriyor.”

“DÜNYA GENELİNDE HER YIL 57 MİLYON TON PLASTİK ATIK OLUŞUYOR”

İnsanlığın 2016-2021 yıllarında, sadece 5 senede 20. yüzyılın tamamında yaptığı tüketimin, yüzde 75’inden fazlasını tükettiğine işaret eden Emine Erdoğan, “Buna yalnızca tüketim çılgınlığı deyip geçemeyiz. Bu çılgınlığın ağır maliyetlerini çevre, doğal kaynaklar, ekosistem ve insanlar, bir bütün olarak ödüyor. Dünya genelinde her yıl 57 milyon ton plastik atık oluşuyor. Bunun yaklaşık 23 milyon tonu göllerimizi, nehirlerimizi, denizlerimizi kirletiyor yani her gün 2 bin çöp kamyonu dolusu plastik sulara boşaltılıyor. Dünya okyanuslarında 14 milyon tondan fazla mikroplastiğin olduğu tahmin ediliyor. Gözle göremediğimiz için yok saydığımız bu büyük tehlike, besin zincirimize kadar nüfuz ediyor, oradan soframıza geliyor.” diye konuştu.

Emine Erdoğan, bebeklerin plasentasında bile mikroplastik bulunduğunun araştırmalarla ortaya konulduğuna, plastiğin durdurulamaz yolculuğuna dikkati çekti.

Geçen şubat ayında 9. Ulusal Antarktika Bilim Seferi’ni tamamlayan Türk bilim insanlarının, kardan aldıkları örneklerle yaptıkları çalışmalarda da mikroplastiğe rastladıklarını hatırlatan Emine Erdoğan, “Halbuki Antarktika, dünyanın en el değmemiş kıtalarından biri. Biz, Türkçede şöyle deriz: ‘Aslan, yattığı yerden belli olur.’ Dünyamızın haline baktığımızda anlıyoruz ki yegane yuvamızı, bir ham madde deposu, talan edilecek bir kaynak olarak görüyoruz. Halbuki bu bakış açısını değiştirebilsek o zaman dünya, çok daha yaşanabilir ve adil bir yer olacak. Mesela, Anadolu’nun dünyaya baktığı pencereden. Tabiat, ilahi bir eser, Yaradan’dan bir emanet olarak görülür. Bu derin muhabbet, inanç ve kültür dünyamızda hala yaşatılmaktadır.” ifadelerini kullandı.



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img