Beşiktaş camiasının çok uzun zamandır özlediği bir oyun başlangıcı oldu… Agresif, rakip kaleye giden, pozisyon bulan, goller üreten bir Beşiktaş izledik… Ama yalnızca 10 dakika sürdü. Sonrasını nereye koyacağız onu da bilemiyoruz… Rakip, iki gol yedikten sonra oyundan düşmüş, kolu kanadı kırılmış yani üstüne gitsen farkı çok daha artırabileceğin bir oyun süreci var, fakat bunu elinin tersiyle itip, rakibini oyuna ortak etmek Beşiktaş‘ı oyunun son dakikasına kadar zorladı. ‘Kendim ettim, kendim buldum’ diye bir söz var ya, bu da bu maçın 15 dakikadan sonraki bölümüne çok yakışıyor… Bir de Kocaelispor‘a bir gol şansı verdikten sonra oyunun son dakikasına kadar zorlu bir süreç yaşandı. Beşiktaş’ın neden bu oyunu seçtiğini anlamak da zor. Elindeki her türlü avantajı rakibinin kullanmasına müsaade ederek, topu kullanmak yerine yalnızca arkasından koşan bir oyun, doğal olarak Beşiktaş’ı zorladı. Biraz daha öne doğru çıkarak oynasa 3. golü zaten Jota’dan çok daha önce de bulabilirdi. Bunun bir oyun tercihi olduğunu düşünmek Beşiktaşlıları daha çok mutlu edecektir.
Galatasaray derbisi öncesinde bu 3 puan, oyun ne olursa olsun altın değerinde. Zirve yarışı için oyunlar farklı hale gelebilir ama her zaman aslolan üç puandır.