Yapay zekânın zirve yolculuğu: Nun Sultan

spot_img


Türk rap sahnesi son yıllarda yeni yüzlere, yeni denemelere ve yeni işbirliklerine açık bir dönemden geçiyor. Bu dalganın en dikkat çeken isimlerinden biri ise hiç şüphesiz Nun Sultan. Yapay zekâ destekli vokal tekniği, kadın vokal formundaki yapay yorumları ve kendi tarzıyla oluşturduğu sound, kısa sürede geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmasını sağladı. Öyle ki rap dünyasının usta ismi Sagopa Kajmer bile bu ismi “Zirveye doğru gidiyor” sözleriyle tarif etti. Nun Sultan’ın albümünde öne çıkan parçaların başında gelen ‘Durdur Beni‘, dijital platformlarda fırtına gibi esmeye devam ediyor. Sadece streame bakan bir başarı değil bu; sokakta, kuliste, stüdyo sohbetlerinde bile her gün bu şarkıdan bahsediliyor.

HERKES ONDAN SÖZ EDİYOR

Dinleyicinin yorumlarına bakıldığında ‘Durdur Beni’ birçoklarının hayatına dokunmuş, gece playlist’lerine yerleşmiş ve duygusal yoğunluğu ile özel bir bağ kurmuş durumda. Yapay zekâ vokalin insan dokusuna bu kadar yaklaşması da şarkıyı farklı bir noktaya taşıyor. İşin en ilginç tarafı şu: Sagopa Kajmer, Nun Sultan için “Bu sadece bir proje değil” diyerek, bu işin gelişeceğini, derinleşeceğini ve belki de kalıcı bir kimliğe dönüşeceğini sezmiş durumda. Sago’ya göre Nun Sultan sadece teknik bir yapay zekâ çalışması değil; karakteri, sesi, formu ve hikâyesi olan bir müzikal varlık.

SAGOPA İLE FEAT GELİR Mİ?

Bu noktada dinleyicilerin aklına gelen soru aynı: “Sago ile bir gün feat gelir mi?” Kesin bir cevap yok ama hem müzik dünyasının hem dijital dünyanın gidişatına bakınca imkânsız da görünmüyor. Sagopa gibi yeniliklere açık bir isimle Nun Sultan’ın yapay zekâ vokal dünyasının kesişmesi, Türk rap tarihinde sıra dışı bir sayfa açabilir. Nun Sultan’ın dijital platformlardaki istatistikleri de oldukça parlak. Streaming grafikleri yukarı doğru tırmanırken, dinleyici kitlesinin kalıcı bir forma dönüştüğü görülüyor. Bu yükseliş doğal olarak yeni bir soruyu gündeme getiriyor: “İkinci albüm gelir mi?” Kulislerde konuşulanlara göre evet, çok yüksek ihtimalle geliyor. Ama bildiğim bir şey var; Nun Sultan remixleri geliyor, yani tüm albüm remix şarkılar ile sevenleri ile buluşacak. Nun Sultan’la ben de tanışmak isterim; nasıl çalışıyor, nasıl hazırlanıyor şarkıları, size de anlatmak isterim.

GELECEK ADINA ÖNEMLİ

Nun Sultan fenomeni sadece bir müzikal başarı olarak değerlendirilmemeli. Bu, Türk müzik endüstrisinin yapay zekâ ile kurduğu ilişkinin geleceği adına da önemli bir işaret. Eğer Sagopa Kajmer ile de yolları bir gün kesişirse, bu sadece dijital dünyanın değil, gerçek dünyanın da konuşacağı bir iş olur. Hazır olalım… Çünkü bu hikâyenin daha yeni başladığı çok belli.


GENÇ PİYANİSTİN BAŞARI HİKAYESİ

Müzik dünyası zaman zaman öyle hikâyelerle karşılaşır ki, hem gençlere umut olur hem de Türkiye’deki konservatuvarların potansiyelini tüm dünyaya hatırlatır. 19 yaşındaki genç piyanist Özgür Taner, işte tam da böyle bir başarı öyküsünün kahramanı… İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nda piyano bölümünde 5. sınıftan itibaren tam 10 yıl boyunca eğitim alan Özgür, hem sahnede hem sınıfta dikkat çeken bir öğrenci olarak biliniyordu. Yaklaşık iki yıl önce Macaristan’daki bir masterclass programı, Özgür’ün hayatında dönüm noktası oldu. Burada dünyaca tanınan piyanist Maria Meerovitch ile tanıştı.

İTALYA YOLCUSU

Birkaç derslik bir çalışma gibi başlayan süreç, kısa süre içinde bir ustayla çırak arasındaki güçlü bağa dönüştü. Bir süre sonra yol yeniden Adana’da kesişti. Meerovitch, Özgür’ü tekrar dinlediğinde genç piyanistin potansiyelinden etkilenmişti. Online devam eden derslerle bu bağ daha da güçlendi. Ve bir gün, Avrupa’nın sayılı piyano ekollerinden birinin temsilcisi olan ünlü piyanist, Özgür’e beklenmeyen bir teklif yaptı: “Eğitimine benimle devam etmelisin. Seni sınava davet ediyorum.”

Bu davet, sıradan bir çağrı değildi. Zira Fondazione Accademia Perosi di Musica di Biella, Avrupa’nın prestijli eğitim kurumlarından biri; kapısından içeri adım atmak bile büyük bir başarı sayılıyor. Geçtiğimiz günlerde İtalya’da yapılan sınava giren Özgür Taner, jüriyi etkileyerek kabul edildi. Böylece Avrupa’da lisans eğitimine başlama hakkı kazandı. Bu başarı yalnızca bireysel bir kazanım değil; aynı zamanda Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’ndan bir öğrencinin uluslararası klasik müzik eğitimine geçiş yapabilmesi açısından da önemli bir örnek niteliği taşıyor. 19 yaşındaki genç piyanist şimdi İtalya’ya gitmeye hazırlanıyor. Bu yolculuk yalnızca Özgür’ün hikâyesi değil; Türkiye’den çıkan her genç yeteneğin dünyaya açılabileceğinin güçlü bir göstergesi…



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img