İdrar tutmak pis tuvaletten daha tehlikeli

spot_img


Uluslararası Üroloji Araştırmaları Derneği (IURES) Başkan Yardımcısı, IURES 2025 Kongre Başkanı, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Emre Huri ile ürolojinin A’dan Z’ye konuşulduğu kongrede bir araya geldim. Prof. Dr. Huri, toplumda sık görülmesine rağmen çoğu zaman dile getirilmeyen idrar kaçırmanın yaşam kalitesini derinden etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Huri, yaşla birlikte görülme sıklığı artarken doğum, menopoz, obezite, kronik öksürük, işeme bozukluklarıyla yanlış işeme alışkanlıkları gibi faktörlerin de riski yükselttiğini belirterek, “Erkeklerde prostat büyümesi veya nörolojik hastalıklar sonrası yaşanabilen idrar yapamama tedavi edilmezse idrar yolları enfeksiyonları, böbrek yetmezliği ve yaşam kalitesinde belirgin düşüş gibi sonuçlar doğurabiliyor” dedi.

KADINLARDA ÇOK SIK GÖRÜLÜYOR

“İdrar kaçırma, yalnızca bir rahatsızlık değil, aynı zamanda sosyal izolasyon, depresyon ve yaşam kalitesinde ciddi düşüşe yol açan bir hastalıktır” diyen Prof. Dr. Huri, şunlara dikkat çekti: “Çoğu kişi utanma ya da yanlış kabuller nedeniyle doktora başvurmaktan çekinmektedir. Oysa günümüzde tedavi seçenekleri çok geniş ve başarı oranları giderek artıyor. İdrar kaçırma, toplumda erkeklere oranla kadınlarda daha sık görülüyor. Yapılan bilimsel çalışmalar, dünya genelinde kadınların yaklaşık dörtte birinin yaşamlarının bir döneminde idrar kaçırma sorunu yaşadığını gösteriyor.”

KASLARIN DUYARLILIĞINI AZALTIYOR

Mesane sağlığının, yaşam kalitesinin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirten Prof. Dr. Huri, “Günlük yaşamın yoğun temposunda birçok kişi idrarını tutma alışkanlığı geliştirmekte, ancak bu durum zamanla mesane fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilmektedir. Uzun süreli idrar tutma, mesane kaslarının duyarlılığını azaltarak, idrar kaçırma problemlerine yol açabileceği gibi, idrar yolu enfeksiyonlarının da gelişimine zemin hazırlamaktadır. Gün içinde düzenli aralıklarla idrara gitmek, yeterli su tüketmek ve mesane sağlığını koruyucu yaşam alışkanlıklarını benimsemek, toplum sağlığı açısından basit ama etkili adımlardır” diye konuştu.

MESANE PİLİ UMUT OLUYOR

İşeme bozukluklarında klasik tedavi yöntemleri arasında pelvik taban egzersizleri, ilaç tedavileri ve bazı cerrahi girişimlerin yer aldığını söyleyen Prof. Dr. Huri, “Ancak bu yaklaşımlara yanıt vermeyen hastalarda mesane pili (sakral nöromodülasyon) yöntemi öne çıkıyor. Bu uygulamada, mesaneyi kontrol eden sinirlerin bulunduğu bölgeye (sakral sinir ağı) küçük bir elektrot yerleştiriliyor. Cihaz, düşük düzeyli elektriksel uyarılarla mesane ve sinir sistemi arasındaki iletişimi düzenliyor. Hastalar önce kısa bir deneme sürecinden geçiyor; belirgin iyileşme görülen olgularda kalıcı pil implantasyonu gerçekleştiriliyor” dedi.

BU UYGULAMA DEVRİM NİTELİĞİNDE

Mesane pili uygulamasının hastalar için devrim niteliğinde bir gelişme olduğunun altını çizen Prof. Dr. Huri, “Bu yöntemle idrar kaçırma atakları belirgin şekilde azalıyor, bazı hastalarda tamamen ortadan kalkıyor. Aynı şekilde, idrarını yapamayan hastalarda mesanenin normal şekilde boşalması yeniden sağlanabiliyor. Cihazlar artık çok daha küçük, MR uyumlu, şarj edilebilir, ağrısız, kablosuz ve uzun ömürlü. Bu da hem cerrahi konforu hem de hasta memnuniyetini artırıyor” dedi.



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img