Acil serviste bir akşam… Erkekler nerede?

spot_img


Akşam vakti..

Ambulansların biri gidip öteki geliyor…

Çok yaşlı erkekler, her yaştan oraya buraya koşturan kadınlar ve mecburen yanlarında getirilmiş çocuklar…

Bir dakika!

Anlatayım…

***

Global sorunlar, ülkenin siyasi meseleleri falan derken…
Dönüp kendi hayatımıza bakmaya, konuşmaya, tartışmaya bir türlü sıra gelmiyor.
Birkaç hafta önce, sabah yolu bir devlet hastanesine düşen ama ne olduysa artık akşamüstüne kadar “labirent”ten çıkamayan arkadaşım “şaşırdım” diye mesaj atmıştı: “90’lar geri dönmüş gibiydi, bir tek rahmetli Savaş Ay eksikti.”

***

Geçenlerde bir arkadaşımın rahatsızlığı nedeniyle benim de devlet hastanesi acil servisine yolum düştü.
Yok, Savaş Ay’lık bir durum da yoktu belki ama…
Tavanı basık minicik bir odada iki doktorun hastalara birer dakika içinde tatmin edici cevaplar vermeye çalıştığını gördüm ve ben de olumsuz anlamıyla “nostaljik” rüzgârlara kapılıverdim.

***

Sizlere esas aktarmak istediğim şeye gelirsek…
Hastanenin koridorlarını dolduran kadınlar…
Anneler, eşler, gelinler, görümceler, genç kızlar…
Erkekler neredeydi peki?
Bu gerçekten yeni bir tablo işte!

***

Erkekler evde maç falan, TV mi izliyorlardı?
Acil servis ortamından rahatsız oldukları için “Sen gelme” denilince, gelmemişler miydi?
Çünkü gelince pek bir işe yaramıyor ama ortalığı gereksiz bir biçimde karıştırıyorlar mıydı?
Baktım, kuyruktaki ve tekerlekli sandalyelerdeki hasta erkeklerin yanında da apar topar üzerine bir şeyler çekip gelmiş en az üç vefalı kadın vardı…

***

Evde bırakamayacağı için özel gereksinimli çocuğunu yanında getirmiş yapayalnız bir anneyi gördüm…
Kuyruktaki kendi gibi yalnız bir başka kadına şöyle dertleniyordu: “Dua edin, kırık olmasın ayağımda, alçıya alınmasın, çocuklar, yemek, çamaşır; biterim ben Allah’ım!”

***

Uluslararası olaylar, ulusal olaylar…

Hepsi son sürat!

Kabul!

Tamam da…

Bütün bunlar yüzünden gündelik sosyal hayatımızı medyadan ihraç etmenin kime faydası var?

Bunları da sık sık konuşmalı, tartışmalı, yazmalıyız.

***

NOT DEFTERİ

Burada gerçek şeylerden söz ediyorum: Ama bugün kim gerçeğe dair bir şeyleri duyabilecek kulağa sahip ki… (LUCE IRIGARAY / Doğu Batı)



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img