Gazze’de açlıkla mücadele eden binlerce Filistinli, dün yardım almak için Gazze’nin kuzeyindeki Zakim bölgesine akın etti. Bir çuval un uğruna yıkıntıların arasında bitkin halleriyle kilometrelerce yürüyen Gazzeliler’in görüntüsü film karelerini aratmadı. Gazze’de dün 4’ü çocuk 15 kişi açlıktan, 77 kişi de bombalardan öldü. Siyonist işgalin başladığı günden bu yana açlık sebebiyle 78’i çocuk 88 kişi öldü. Hastaneler artık yaralılardan çok aç insanlarla dolu. İnsanlar aşırı sıcak ve açlıkla mücadele edemez hale gelerek yollarda bayılıyor. İsrail ordusu, açlıkla boğuşan ve gıda arayanları da yardım kuyruklarında bombalıyor. Gazze’deki El Şifa Hastanesi’nin acil servis şefi Moataz Harar, “Bazı sağlık çalışanlarımız bile yiyecek eksikliğinden bayıldı. Durum vahim” dedi. Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’nın Genel Komiseri Philippe Lazzarini Gazze’deki durumu “yeryüzündeki cehennem” olarak nitelendirdi ve hiçbir yerin güvenli olmadığını belirtti. Filistinli gazeteci Enes el-Şerif “Gazze ölüyor ve onunla birlikte biz de ölüyoruz. Dünya bugün harekete geçmezse yarın (Gazze’de) kurtarılmayı bekleyen kimse olmayabilir” dedi. Fransız haber ajansı Agence France Presse’in (AFP), İsrail ablukası altında olan ve aylardır insani yardım girişinin engellendiği Gazze’de kalan çalışanlarını açlıktan ölme riski nedeniyle tahliye edeceği bildirildi.
GAZZELİ ANNELERİN MAMA ÇIĞLIĞI
AL JAZEERA’YA konuşan çaresiz Gazzeli anneler, çocuklar için mama ve bebek bezi bulamadıklarını belirterek “Ey insanlar, bize merhamet edin. Çocuklarımıza merhamet edin” diyerek dünyadan yardım istedi. 40 günlük bebeğini açlık sebebiyle kaybeden Filistinli Ethem es-Safedi, “Bırak biz yetişkinleri, eğer bütün dünya Gazze’ye bir kutu mama gönderemiyorsa, hepimiz öleceğiz” dedi. Acılı baba, “Her gün bir çocuk ölüyor, diğerleri de ölüm riski altında. Yiyecek içecek hiçbir şey yok” şeklinde konuştu. “Dünya bize sırtını döndü, gözlerini kapadı. Kimse halimizi görmüyor” diyerek dünyaya sitem eden Gazzeli bir baba, “Ürdünlü, Mısırlı ya da herhangi milletten bir çocuk Filistinli çocuklardan daha kıymetli değil” dedi.
3 AYLIK GIDA STOKU SINIRDA ENGELLENİYOR
İsrail’ın uyguladığı abluka nedeniyle Gazze Şeridi’nde insani kriz zirveye ulaşırken Tel Aviv yönetimi, Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) depolarında tüm nüfusa 3 aydan fazla yetecek gıda ve 6 bin tır insani yardımın içeri girişine izin vermiyor.
‘ÇADIRLARDA NEFES ALAMIYORUZ’
İSRAİL saldırılarından kaçarak Gazze Şeridi’nin kuzeyinde derme çatma çadırlara sığınan, açlık ve susuzluğun pençesindeki Filistinliler, bir yandan kavurucu sıcaklar ve haşerelerle baş etmeye çalış-ı yor. Yer yer 40 dereceyi bulan sıcaklıklar, elektrik ve hijyenin olmayışı Gazze’deki sivillerin yaşamını daha da dayanılmaz hale getiriyor. Filistinli anne Sabah Subhi et-Tac ise ” Bir taraftan sinekler biz i yiyor diğer taraftan da gece sokak köpekleri yatağımıza giriyor, fareler de bize yiyecek bırakmıyor . Her şeyden mahrumuz. Açıkta uyuyoruz, hayat çok zor” ifadeleriyle yaşadıkları zorluğu anlattı. Ufacık çadırlarda 17 çocuk ve 11 yetişkin birlikte yaşadıklarını anlatan Tac, çocukların sıcaktan nefes almakta zorlandıklarını ifade etti.
AB KOMİSYONU BAŞKANI LEYEN:
İSRAİL TAAHHÜTLERİNİ YERİNE GETİRMELİ AVRUPA BİRLİĞİ (AB) KOMİSYONU BAŞKANI URSULA VON DER LEYEN: Gazze’den gelen görüntüler tahammül edilemez. Gazze’deki siviller çok uzun süredir çok fazla acı çekiyor. Bu durum artık sona ermeli. Gazze’ye insani yardım “serbest, güvenli ve hızlı” şekilde ulaştırılmalı. Uluslararası hukukla uluslararası insancıl hukuka tam saygı gösterilmeli. İsrail’in AB ile Gazze’deki durumu iyileştirmeye yönelik yaptığı anlaşmadaki taahhütlerini yerine getirmeli.
BM GENEL SEKRETERİ GUTERRES:
İNSANİ İLKELER SON NEFESİNİ VERİYOR BM GENEL SEKRETERİ ANTONIO GUTERRES: Gazze’de yetersiz beslenme, son raddeye ulaştı. Gazze’de açlık her kapıyı çalıyor ve artık insani ilkeler üzerine inşa edilen yardım sisteminin son nefesini verdiğini görüyoruz. Bu sistem, işleyebilmesi için gerekli koşullardan mahrum bırakılıyor. Yardım ulaştıracak alan verilmiyor. Hayat kurtaracak güvenlik sağlanmıyor. İsrail’in askeri operasyonlarını yoğunlaştırdığı ve Deyr el-Belah’ta yeni tahliye emirlerinin verildiği bir ortamda yıkımın üstüne yıkım ekleniyor.
