Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TDT Adalet Bakanları 2. Toplantısı’nda konuştu

spot_img


Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Adalet Bakanları 2. Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu.

“DİJİTALLEŞME ARTIK BİR TEKNOLOJİK YENİLİK DEĞİL BİR DÖŞÜM”

Türk devletleri arasında hukuk ve adalet alanındaki iş birliğinin derinleştirilmesinin stratejik önem taşıdığını vurgulayan Bakan Tunç, “Nahçıvan Anlaşması ve Türk Dünyası Vizyon 2040’ın ortak hedefler doğrultusunda güçlü bir çerçeve oluşturduğunu belirtti. Konuşmasında özellikle dijital dönüşüm konusuna yoğunlaşan Tunç, dijitalleşmenin artık yalnızca teknolojik bir yenilik değil, devlet işleyişinden bireysel haklara kadar tüm alanları etkileyen bir dönüşüm olduğunu söyledi. Türkiye’nin bu alanda attığı adımlara dikkat çekerek UYAP, SEGBİS, E-Duruşma, ACEP ve e-tebligat gibi uygulamaların yargı süreçlerini hızlandırdığını ve erişilebilirliği artırdığını ifade etti.

“DİJİTAL TECRÜBEMİZİ KARDEŞ ÜLKERLER PAYLAŞMAYA HAZIRIZ”

Yapay zekâ teknolojilerinin yargıda kullanımı konusunda da bilgi veren Tunç, Büyük veri analizleri, dava yoğunluk haritaları, süreçlerin iyileştirilmesi, dava tasnifi ve benzer içtihatların tespiti gibi alanlarda yazılımlar geliştirildiğini, karar taslaklarının oluşturulmasına yönelik sistemlerin de devreye alınacağını belirtti. Bu teknolojilerin güvenli şekilde işlemesi için güçlü bir siber güvenlik altyapısı kurulduğunu, bu altyapının sürekli güncellendiğini söyledi. Bakan Tunç, Türkiye’nin bu dijital tecrübesini kardeş ülkelerle paylaşmaya ve ortak projeler geliştirmeye hazır olduğunu, TDT çatısı altında ortak bir e-adalet vizyonu inşa edilebileceğine inandığını kaydetti.

“ÇOCUK HAKLARINA YÖNELİK TEHDİTLER, ULUSLARARASI TOPLUMUN ORTAK SORUMLULUĞUDUR”

Toplantının 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ne denk geldiğini hatırlan Tunç, “20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü; Gazze’de, Filistin’de, dünyanın pek çok bölgesinde savaşın ortasında hayatta kalmaya çalışan, aile içi ve toplumsal şiddetin hedefi olan, zorla çalıştırılan, istismara uğrayan, eğitim ve sağlık hakkından mahrum bırakılan çocukları hatırlama günüdür. Bu gün, aynı zamanda dijitalleşen dünyada giderek artan siber zorbalığa, dijital istismara, çevrimiçi risklere karşı savunmasız hâle gelen çocukların korunması gerektiğini de hatırlatmaktadır. Çocuk haklarına yönelik tehditler, uluslararası toplumun ortak sorumluluğunu daha gerekli kılmaktadır. Her çocuğun, dünyada nerede doğmuş olursa olsun, güven içinde büyüme, eğitim görme, korunma ve özgürce yaşama hakkı vardır. Bu hakların korunması ise küresel barışın, adaletin ve ortak insanlık değerlerinin temelidir” ifadelerini kullandı.

“ADALET EN SAVUNMASIZA ULAŞABİLDİĞİ ÖLÇÜDE GERÇEKTİR”

Adalet’in, en savunmasız olana ulaşabildiği ölçüde gerçek olduğunu ifade eden Bakan Tunç, “Bugün bu ilkeye en çok ihtiyaç duyanlar; savaşın, yoksulluğun, istismarın ve dijital tehditlerin yükünü taşıyan çocuklardır. Gazze başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde yaşam hakkı ihlal edilen tüm masum çocukların derin acısını yürekten hissediyor, şiddet, istismar ve dijital zorbalıkla mücadelede uluslararası dayanışmanın güçlenmesini; çocukların onurunu, güvenliğini ve geleceğini koruyan adil bir dünyanın hep birlikte inşa edilmesini temenni ediyoruz” dedi.

TÜRKİYE OLARAK HER KOŞULDA İNSAN ONURUNU VE ADALETİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Gazze’de çocukların, sivillerin ve savunmasız insanların hedef hâline geldiğini söyleyen Tunç, “Gazze’de Filistin’de Uluslararası hukuk mekanizmalarının etkisizliği, insanlığın ortak vicdanında derin yaralar açmıştır. Türkiye olarak biz, adaleti ve hakkaniyeti yalnızca ulusal bir ilke değil, insanlığın ortak vicdanı olarak görüyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye olarak her koşulda insan onurunu ve adaleti savunmaya, Filistin’de kalıcı barışın tesisine yönelik uluslararası çabalara destek vermeye devam edeceğiz. Nerede doğmuş olursa olsun her çocuğun güven içinde büyüme, eğitim görme, korunma ve özgürce yaşama hakkı vardır. Çocuk haklarına yönelik tehditler, uluslararası toplumun ortak sorumluluğunu daha gerekli kılmaktadır” diye konuştu.



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img