Şahin, diyabette genetik yatkınlığa değinerek, “Ama tek başına genetikle izah edilemez. Ailede varsa diğerinde illa olacağı anlamına gelmez. Öyle bir kural yok. Kendine dikkat eden, beslenmesine, yaşam biçimine özen gösteren insanlarda genetik yatkınlık olmasına rağmen bu hastalık gelişmeyebilir. Diyabet olmamak için mutfağımızda pişirdiğimiz gıdalarla beslenelim, masum gibi gözüken ayaküstü atıştırmalardan, fast fooddan, rafine ve fabrikasyon ürünlerden uzak duralım.” ifadelerini kullandı.
DİYABETTE YENİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Diyabetin en etkili ve kalıcı tedavisini cerrahi operasyonlarla sağladıklarını belirten Şahin, şöyle devam etti:
“Yeni çalışmalar ve çeşitli ilaçlar var. Sindirim sisteminde ortaya çıkmış bazı hormonal eksiklikleri yerine koyucu ürünler ve ilaçlar var. Bu ilaçlar hem kilo verdiriyor hem diyabetin mekanizmasını ortadan kaldırarak kan şekerini düşürüyor. Henüz sonuçlanmadı ancak kısa sürede gündelik hayatta uygulama alanına girebilecek çalışmalardır. Obez insanlara cerrahi operasyonla kilo verdirdiğimizde şekeri iyileşmektedir. Diyabetteki temel sorun, ince bağırsakların ön kısmı yemeyi teşvik edici ve gıdaların sindirimiyle ilgili kısımdır. Bağırsakların son kısmı da ön tarafta sindirilmiş gıdaların emilimiyle ilgilidir ama biz fabrikasyonla üretilmiş, rafine edilmiş bir nevi sindirilmiş olan gıdaları alarak bağırsağın ön kısmının görevini devre dışı bırakıyoruz. O zaman ön kısımdaki bağırsak, sindirim işlemi yapamayınca emilim işlemini üstleniyor. Böyle olunca emilim bağırsağın üst kısımlarında başlıyor.”