Aile şöhretini moda imparatorluğuna çevirdi

spot_img


Son dönemde çok konuşulan bir kavram var: Nepo baby… Nepotism baby teriminin kısaltması. Kısaca ünlü çocuğu demek. Ünlü çocuğu olmak da sanıldığı kadar kolay değil aslına bakarsanız. Çoğu ailesinin ününü de servetini de çarçur ediyor. Bir kısmı ‘ortalama bir ünlü’ olarak hayat boyu çabalıyor. Çok küçük bir kısmı kendine ait yetenek ve çalışma azmiyle gerçekten kendisini ispat etmeyi başarıyor ve isminden saygıyla bahsedilmesini sağlıyor. Tahmin ettiğiniz gibi bugün hikayesini anlatacağım isim bir ünlünün çocuğu. Hem de müzik dünyasına damga vurmuş bir ünlünün çocuğu. İçine doğduğu dünyada, kendisine özgü yeteneği ve duyarlılığı benzersiz bir markaya dönüştürmüş bir isim ayrıca kendisi. 1971 doğumlu ve kişisel serveti 200 milyon doların üstünde. Babası gelmiş geçmiş en ünlü müzik gruplarından biri olan Beatles’ın üyesi Sir Paul McCartney. Annesi ünlü bir fotoğrafçı olan Linda McCartney. Kocası Hunter markasının kreatif direktörü Alasdhair Willis. Ayrıca fotoğraf ve yayıncılık alanında da kendisini ispat etmiş bir isim. Beş çocuk annesi. Kimden bahsettiğimizi eminim siz çoktan anlamışsınızdır ama ben yine de moda tasarımcısı Stella McCartney diyeyim. Ünlüler dünyasının en üst segmentinde dünyaya gelmiş ve bu ünü sağlam zeminli bir başarıyla devam ettiren çok nadir isimlerden biri.

AZINLIK HİSSESİNİ GERİ SATIN ALDI

“Peki ne oldu da bu hafta Stella Mc- Cartney’yi yazmak istedin?” diye sorduğunuza eminim. Şirketi o kadar büyüdü ki yeni bir CEO atamak durumunda kaldı. Tamamen vegan deriden ürettiği spor ayakkabısının toprakta tamamen eriyebilecek şekilde üretilmiş olmasıyla günlerce konuşuldu. Margot Robbie son filminin tanıtımları için onun koleksiyonlarından sayısız parça giydi. Cameroz Diaz piyasaya yeni çıkardığı ürünün tanıtımı için onun koleksiyonundan parçalar kullandı. Tüm tasarımcıların dev holdinglerin çatısı altında kaldığı, farklılıkların ortadan kalkıp sanki tüm tasarım dünyasının tek bir şekle büründüğü bu vahşi moda dünyasında McCartney lüks moda grubu LVMH’ye sattığı azınlık hissesini geri satın aldı. Resmen duruşu ve farklılığı ve direnciyle moda dünyasında bambaşka bir konuma ulaşmayı başardı.

VEGAN DERİLER GELİŞTİRDİ

Sürdürülebilirlik diye bir konudan pandemi sonrası konuşmaya başlayanlar McCartney’nin yıllar öncesinden sürdürülebilir bir dünya için tasarımlar yapmaya başladığını belki de hatırlamaz. Hayvanları korumak için vegan derilerinin geliştirilmesi için dünya çapında en çok kampanya yapan ve bu konuda en ciddi laboratuvar çalışmalarını destekleyen de yine McCartney’dir diyebilirim. Bir ayakkabı markası için yaptığı özel koleksiyonda da geri dönüştürülmüş materyallerin kullanılmasını sağlayan, bu kavramın yaygınlaşması için çalışan da yine odur. 1971 doğumlu bir kadın olarak dişlileri arasında devleri bile yok eden moda endüstrisi içinde kendisine yer bulmayı başarmakla kalmayıp, vizyonunu tüm dünyaya yaymayı başaran nadide isimlerden biridir McCartney. Düşünsenize vizyonu uyuşmadığı için LVMH’den hisselerini satın alan McCartney, sonrasında da bu lüks grubuna sürdürülebilirlik danışmanlığı vermeye de başladı.

Müzik dünyasının içinde büyüyen McCartney henüz 13 yaşındayken moda ile alakalı bir şeyler yapmak istediğinden eminmiş. Henüz o yaşta kendisine özel bir ceket tasarlamış. 15 yaşında Christian LaCroix’nın yanında çalışmaya başlamış. Arada geçen üç yıllık süreçte tabii ki boş durmadı. Babasının terzisinin yanında üç yıl çalışmış. Tam bir çırak olarak moda dünyasına adım atmış sizin anlayacağınız. Ama sadece alaylı olarak bu sektöre adım atmak istemediğinden de emin olan McCartney Ravensbourne Üniversitesi’nde tasarım üzerine eğitim almış ardından Central Saint Martins’te moda tasarımı üzerine eğitimini sürdürdü. Tabii ki bu noktada tasarım vizyonunu daha geniş kitlelere duyurmasında babasının ve ailesinin bulunduğu çevrenin gücü etkili oluyor.

MEZUNİYET DEFİLESİNDE PODYUMDA KATE MOSS

Mezuniyet defilesinde podyuma Naomi Campbell, Yasmin Le Bon ve Kate Moss çıkıyor mesela. Babası da onun koleksiyonundan ilham alarak defile için Stella May Day isimli bir şarkı yazıyor. Gelen davetlilerinin tamamının çok ünlü olduğunu söylememize gerek yok sanırım. Yani vizyon, çalışma azmi, plan ve eğitim ile birleştiğinde ünlü birinin kızı olmak doğal olarak büyük bir avantaj. İlk koleksiyondan itibaren, yani 1990’ların sonlarında, McCartney tüm popülaritesine rağmen asla gerçek deri ve kürk kullanmıyor. Hayvan hakları konusundaki duyarlılığının da sürekli olarak altını çiziyor. O yıllar tüm lüks modaevlerinin sınırsız kürk kullandığı, çanta koleksiyonlarında yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan hayvanların derilerini kullandıkları yıllar diye hatırlatmak isterim. İlk andan itibaren vegan deri kullanan, geri dönüştürülmüş materyalleri de koleksiyonlarına ekleyen McCartney moda dünyasında etik değerlerin öneminin altını çizen ilk isimlerden biri olarak da tarihe geçti.



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img