Henüz 18 yaşında Demir Sancaklı… Bu yıl Hitit ve Bodrum Rallilerinde kendi klasmanında birincilik yaşarken annesi hemen yanı başındaydı. Hayır kutlamak için değil, co-pilot olarak onunla ter döküyordu. Demir Sancaklı’nın ralli sporculuğu genetiğinde var. Tuncer Bey de yıllarca yarışıp oğluna el vermiş demek isterdim ama fotoğraf çekimi için yarış otomobiline binince hala müthiş bir yarışçı olduğunu yaşayarak deneyimledim! Sorularımı yöneltirken üç aile ferdinin de bir tutku çevresinde nasıl tek yürek olduklarını gördüm. Röportajın en can alıcı kısmı ise, Tuncer Sancaklı’nın oğlu ve eşinin yarışını takibini anlatırken nasıl heyecanlandığını görmek oldu. Babaların hakkı ödenmez, keyifli okumalar.
Babanızın hatırladığınız ilk yarışı nasıldı?
Demir Sancaklı: Hatırladığım ilk yarışı yurt dışında Formula 3 araçlarıyla yapılan bir organizasyondu. Sanırım 9-10 yaşlarındaydım. Babamı yarış ortamında görmek çok hoşuma gitmiş.
Asena Sancaklı: 2016, daha 9 yaşındaydı. Bulunduğumuz seyir terasının önünden arabalar geçtikçe, onlarla yarışıyormuş gibi koşturup duruyordu.
Tuncer Sancaklı: Beni arka sıralardan başlatmışlardı, sonra öne geçmiş ikinci sıraya yerleşmiştim. O anın videosu var, “Vay babama bakın, ikinciliğe geçmiş” diyor. İşin ilginç tarafı yarışta olan arabaların hepsi aynı, nasıl fark ettin acaba. (Gülüşmeler)

D.S.: Yarışı ve babamı izlemek hoşuma gitmişti. “Acaba yanına oturmanın bir yolu var mı?” diye aklımdan geçirmiştim. Hatta yarışmada üstü açık yarış arabası da vardı, babama “Onlardan kullan, yanına oturayım” demiştim.
Ne zaman “Ben spora gönül verdim, kariyerimi bu alanda yapacağım” dediniz?
D.S.: Yarışlarda anne ve babamı izliyordum. Bu kadar erken bir yaşta ralli yarışmalarına katılacağımı hiç beklemiyordum. İlk yarış pilotluğu yolculuğuma babamın götürdüğü Körfez Yarış Pistindeki karting yarışlarıyla başladım. Benden küçüklerin yarıştığını görünce “Ben de başlayabilirim” dedim. Sürüş dersleri aldım. Bu merakım ve ilgim nedeniyle araştırmaya başlamıştım go-kart araçlarını… Sonra bir yıl go-kartta yarışım. Güzel bir deneyim olmuştu. Zira aklımda her zaman ralli vardı. Sonra babam Bursa’da kendisinin de katılacağı otokros yarışmasında benim de olmam için gerekli girişimleri yaptı. İlk otokros deneyimim olan bu yarışma bana kartingden daha eğlenceli gelmişti. İşte o gün kartingden otokrosa geçtim.
Yarışırken neler hissediyorsunuz?
T.S.: Işıklar sönüp start aldıktan sonra iki kişilik bir dünyaya geçiyorsunuz. Pilot ve co pilot, başka hiçbir şey yok. Dünya iki kişiyle sınırlanıyor.

KAZA YAPINCA ÖNCE ANNE SORULARI, SONRA ARAÇ NE DURUMDA?
A.S.: Bir tırmanma yarışında beni aradı. “Anne takla attım, ama iyiyim” deyince korku ve heyecan içerisinde “Sıcağı sıcağına anlamamış olabilirsin, iyice kontrol et her yerini” dedim, araçta yanında olan kişinin iyi olup olmadığını sordum. “İyi” cevabını alınca aracın durumunu öğrenmek için “Araç ne durumda?” diye sordum. Çünkü yarış devam ediyor ve aracın durumu önemliydi. O ana kadar soğukkanlılığını koruyan Demir; “Anne araç mahvoldu ya!” diye sızlanmaya başladı.
T.S.: Ben kazayı duyar duymaz hemen harekete geçtim. Ertesi gün için arabayı yetiştirmemiz gerekiyordu. Hemen yedek parça olarak kullandığımız araçla Bursa’ya geçerek aracı toparladık, ertesi günkü yarışa yetiştirdik ve ikinci oldu.
A.S.: Aracın camları bantlar yapıştırılarak tutturuldu. Aracın ön camın sadece pilot tarafındaki yarı kısmından görüş imkanı vardı. Buna rağmen Demir yarışı ikinci olarak başarıyla bitirdi. Yarışta birinci olan pilot ise Bursalı ve yıllardır o parkurda yarışan birisiydi. Bu olumsuzluklara rağmen o yarışı da birinci olarak bitirebilirdi.

İYİ Kİ ‘YAVAŞ GİT’ DEDİM
A.S.: İlk toprak rallisine çıkacağız, Hitit Rallisi… Bizim için test olacak. Babası “Oğlum yavaş git, kendini test et, birinci olsan ne olacak, mahalli bir yarış” dedi. Kendi klasmanımızda birinci olduk. Tuncer, “İyi ki yavaş git’ dedim. Oğlum ne yapıyorsun sen?” diye çıkıştı. Demir de “Baba vallahi çok basmamıştım aslında” diye yanıt verdi.

BİR TAŞIN ÖYKÜSÜ
– T. S.: 2022’de bu lastik yüzünden 0.5 puanla Türkiye şampiyonluğunu kaçırdık. Bir kayaya çarptık ve lastiği patlattık. Yedek lastiği değiştirdik. Araya bir şey sıkışmış tekrar söktük tekrar taktık derken çok vakit kaybettik. Sezonun son yarışıydı ve üçüncülüğe geriledik. Açık ara birinci olacaktık ancak o yarışta 4 puan eksik aldığımız için kaybettiğimiz süre yüzünden şampiyon olamadık. Unutmamak için lastiği işyerimize astık.

TÜRKİYE’NİN EN GENÇ PİLOTU, AVRUPA’DA ÖNÜ AÇIK
Kariyer hedefiniz nedir?
D.S.: Belki yurtdışında belki yine Türkiye’de yarışırım, tam olarak bilmiyorum şu an ama yarışmayı, ralliyi çok seviyorum. Bunu devam ettireceğim, belki Türkiye şampiyonu olurum.
T.S.: Demir hayallerini kısıtlıyor. İmkan bulursa Demir’in Avrupa Şampiyonluğuna gidebileceğini düşünüyorum. 18 yaşında, ülkemizin en genç ralli pilotu. Türkiye şampiyonluğu güzel bir hedef ama daha büyük hedef ve hayallerimizin olması gerektiğine inanıyorum. Annesiyle birlikte yakaladığı bu güzel ve başarılı uyum sayesinde bir çok zaferlere imza atacaklarını düşünüyorum.
A.S.: Demir mütevazı davranıyor. Kapadokya rallisinden önce Hitit rallisi yaptı. Orası toprak, çok kırıcı ve çok zordu. Kendi klasmanında ve oradaki klasmanlarda birinci oldu. Sezonun bitmesine az bir zaman kala tırmanma şampiyonasında Türkiye Şampiyonu oldu diyebiliriz. Ralli şampiyonası sınıfında ise etap derecelerine göre hep birinci ilerlerken araç arızaları yüzünden yarış tamamlayamadığı için şu an dördüncü sırada ama daha üç yarış var. Bu büyük bir gurur ve mutluluk bizim için.


















