Babalar ve oğulları: Aynı kan, ayrı yol

spot_img


Babalar ve oğulları, aynı kanı taşısalar da bazen bambaşka dünyaların insanları olabilir. Tarih boyunca bu iki kuşak, kimi zaman bir mirası devraldı, kimi zaman ise derin bir ayrışmanın hikâyesini yazdı. Bazıları geleneksel yolları takip ederken, bazıları isyan bayrağını çekip kendi yolunu çizdi. İşte tarihten ve yakın dönemden bambaşka hayatlar yaşayan babalar ve oğullar…

ŞEYHİN OĞLU SİNEMACI

Osmanlı’nın son döneminde önemli bir kanaat önderi olarak tanınan Şeyh Ahmed Hamdi Efendi, medrese eğitimi almış, tasavvufa bağlı bir isimdi. Oğlu Kemal Seden, babasının yolundan gitmek yerine sinema sektörüne adım attı ve Türkiye’de film yapımcılığının öncülerinden biri haline geldi. Onun açtığı yolda ilerleyen oğlu Osman Fahir Seden ise Yeşilçam’ın en üretken yönetmen ve senaristlerinden biri oldu. Hatta Osman Fahir Seden, Yeşilçam’da klasikleşen filmlerin arkasındaki isimlerden biri olarak anıldı. Dedesinin yolunu değil, sinemanın büyüsünü miras bıraktı: Beyazperde…

BİR YAZARIN KÖKLERİ

Türk edebiyatının önemli yazarlarından Aziz Nesin, keskin kalemiyle tanınır. Ancak çocukluğu, son derece dindar ve disiplinli bir baba figürüyle şekillenmişti. Babası Abdulaziz Nesin, abdestsiz adım atmayan, inançlarına sıkı sıkıya bağlı bir dervişti. Aziz Nesin ise babasının beklentilerinin aksine, ateist olduğunu ilan eden ve toplumsal tabulara meydan okuyan bir yazar oldu.

ŞEYH TORUNUNDAN ŞOVMENLİĞE

Türkiye’nin ünlü şovmenlerinden biri olan Mehmet Ali Erbil, televizyon dünyasının en renkli isimlerinden biri olarak bilinir. Onun soy kütüğüne bakıldığında, bambaşka bir manzara çıkıyor karşımıza. Dedesi, Osmanlı şeyhlerinden biri olan Şeyh Es’adê Erbîlî idi. Dedesi, inançlı ve muhafazakâr bir çevrede yetişmişti. Torunu ise sahnelerin, televizyonun ve eğlence dünyasının ortasında büyüdü.

BABASI ALİM, KENDİSİ İSYANKAR

ABD’de yaşayan yazar Edip Yüksel, kendi yorumlarıyla İslam’a meydan okuyan bir isim oldu. Fakat onun babası Sadrettin Yüksel, İslam düşüncesinin savunucularındandı. Oğlunun yaklaşımını asla onaylamadı. Baba-oğul arasındaki bu ayrışma, aile içindeki derin bir kırılmayı da gözler önüne seriyordu.

İKİ KUŞAK, İKİ GÖRÜŞ

Bir dönem din adamı olan, sonrasında ateizmi savunan Turan Dursun, yazılarıyla büyük tartışmalara yol açtı. Babasının ise bambaşka bir dünya görüşü vardı. Baba Abdullah Dursun, medrese eğitimi almış, İslam’ı savunan biriydi. Oğlunun dine karşı cephe alması, onun için büyük bir hayal kırıklığı oldu. Turan Dursun, 35 yıl önce evinin önünde uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetti.

HİDAYETE GİDEN YOLLAR

İslam’ın en büyük düşmanlarından Ebu Cehil, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in en büyük muhaliflerindendi. Oğlu İkrime de uzun süre babasının izinden gitti, İslam’a karşı direndi. Babasının aksine, zamanla İslam’ı kabul etti ve sahabe oldu. İbrahim Peygamber, ‘Allah Birdir’ inancının savunucusuydu. Babası Azer, putperestti ve oğlunun inancını paylaşmıyordu. Baba-oğul arasındaki inanç farkı öyle büyüktü ki, Hz. İbrahim, babasının inançlarını terk etmesi için dualar etti. Ama oğlunun yolunu kabul etmedi. Nuh Peygamber ise oğlunu tufandan kurtarmak için büyük çaba sarf etti. Oğlu Kenan inkarı seçip tufanda boğulanlar arasında yer aldı.



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img