
AĞLATAN HASTALIK
Prof. Dr. Cindoruk, Irritabl Bağırsak Sendromuyla (IBS) ilgili de “Kovid pandeminde bağırsak hastalıkları çok arttı. Özelikle de Irritabl Bağırsak Sendromu (IBS). Buna ‘Ağlayan bağırsak hastalığı’ diyoruz. Çünkü, yaşam kalitesini bozuyor” dedi.

STRES SİNDİRİM SİSTEMİNİ BOZUYOR
IRRİTABL Bağırsak Sendromu’yla (IBS) ilgili Türk Gastroenteroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ayhan Hilmi Çekin şunları söyledi: “IBS, hayatı tehdit eden bir hastalık değildir, ancak kişilerin günlük yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Özellikle tekrarlayan karın ağrısı, gaz, şişkinlik, ishal veya kabızlık gibi semptomlar bireylerin sosyal ve iş hayatını zorlaştırabilir. Bu nedenle, hastalığı küçümsememek ve semptomları kontrol altına almak için profesyonel yardım almak son derece önemlidir.” IBS’nin temelinde beyin ve bağırsak arasındaki iletişimdeki hassasiyetin yattığını vurgulayan Prof. Dr. Çekin, “Stres, bu hassasiyeti artırarak bağırsak hareketlerini hızlandırabilir ya da yavaşlatabilir. Bu da ishal, kabızlık, şişkinlik gibi semptomlara yol açabilir. Bu nedenle stres yönetimi, IBS tedavisinin önemli bir parçasıdır” dedi.

MİKRO PLASTİKLER BAĞIRSAKLARI SARDI
“Batı tarzı beslenme, bağışıklık sisteminin dengesini bozuyor” diyen UGH Kongre Başkanı Prof. Dr. Aykut Ferhat Çelik, inflamatuar bağırsak hastalıklarının (İBH) arttığına dikkat çekerek, şöyle dedi: “Mikro plastikler dünyanın her tarafına yayılmış durumda. İster istemez her şeyiyle bunları alıyorsunuz ve vücut bunları farklı bir antijen olarak gördüğü için, onlara karşı reaktif bir davranış içerisine giriyor. Aynı zamanda bu toksinlerin, bağırsaktaki yararlı floraya da zararlı etkileri oluyor. Flora değiştiğinde immün sistem, kendisiyle barışık bir flora görmediğinde ve devamlı tehdit algıladığında aktive oluyor. Bu da immün sistemde, özellikle bağırsakta olmak üzere ülserlere, kanamaya, darlıklara ve korkunç sonuçlara yol açabiliyor.” İBH’nın Türkiye’de görülme sıklığında ciddi bir artış gözlemlendiğinin altını çizen Prof. Dr. Çelik, “Modern yaşam tarzı, hastalığın genetik yatkınlığı olan bireylerde tetiklenmesine neden olan önemli risk faktörlerini beraberinde getirdi. Batı tarzı beslenme, yüksek oranda işlenmiş gıdalar, endüstriyel kirlilik ve toksinlere maruz kalma, sigara, kronik stres gibi çevresel faktörler bağışıklık sisteminin dengesini bozarak, hem hastalığın ortaya çıkmasında hem de şiddetinde etkili olabilmektedir” dedi.


















