
EROL ERDOĞAN/SOSYOLOG – YAZAR
SOSYAL SORUMLULUĞU OLAN BİR KUŞAK GELİYOR
“Ortaöğretim yönetmeliğinde yapılan yenilikler fazla ama ilgilerim bakımından önemli gördüğüm üç husus var.
Bunlardan ilki, toplum hizmeti amaçlı sosyal sorumluluk programıdır. Yeni değişiklikle birlikte öğrenciler, ilgileri ve yetenekleri doğrultusunda sosyal sorumluluk programlarına yönlendiriliyor. Bu kapsamda okul yöneticileri ve öğretmenlerin görev tanımlarında güncellemeye gidildi. Sosyal sorumluluk programı çalışmalarının ortaöğretim kurumlarında 40 saat, mesleki ve teknik ortaöğretim programlarında ise 20 saat olarak uygulanması planlandı. Burada, öğretmenlerimizin ve eğitim yöneticilerimizin “gönüllülük” kültüründen faydalanması ve bu kültürü geliştirecek şekilde, sosyal sorumluluk programını yönetmesi verimi artıracaktır. Gençler, fıtratları gereği gönüllülük içeren çalışmalara yatkınlar.
ANADİL ÖNEMLİ
İkinci husus, öğrencilerin dinleme, konuşma, okuma ve yazma becerilerini geliştirmeye yönelik düzenlemelerdir Bunun, öğrencilerimizin gelişiminde yeni bir nitelik aşaması oluşturacağına inanıyorum. Özellikle Türkçenin öğretilmesinde bu düzenleme işe yarayacaktır. Türkçenin iyi öğrenilmesi bir başka dilin öğrenilmesini de kolaylaştıracaktır. Ben, 15-20 yıldır, okullara gidiyorum, öğrenciler ve eğitimcilerle seminerlerde buluşuyorum. Seminerlerimde fanzin veya dergi çıkarmanın, günlük tutmanın, münazaranın, konuşmanın, derste katılımcı olmanın ve yazmanın önemini anlattım. Dinleme, konuşma, okuma ve yazmada başarılı olan insan hem sözel, hem sayısal derslerde başarılı olur. Bir psikolog veya sosyoloğun dinleme ve anlama, anlatma ve konuşma, düşünme ve yazmaya ne kadar ihtiyacı varsa, doktorun, mimarın, mühendisin de o kadar ihtiyacı var. Bu ihtiyaç, dijital dönüşüm, şehirleşmenin artışı, küreselleşme ile daha da arttı.
DİJİTAL EĞİTİM ŞART
Üçüncü husus ise öğrencilerin korunmasına yönelik, bilişim araçlarının amacı dışında kullanımının engellenmesi ve teknoloji bağımlılığının önüne geçilmesine yönelik tedbirlerdir. Dijital çağda çocuklar ve gençlerin, dijital teknolojiden uzaklaştırılması yanlış; bu ilişkinin hak hukuk, mahremiyet, eğitim, sağlık ve kişisel veriler açısından disipline edilmesi doğrudur, yararlıdır. Dijital alanla ilgili etik, ahlak, hukuk ve kültürün inşasında Türkiye olarak sorumluluk üstlenmeliyiz, sürece katkı vermeliyiz.”


















