Bu hafta Gazze’deki soykırımı sona erdirmek adına çok önemli bir adım atıldı. Barış için Şarm eş-Şeyh’te düzenlenen tarihi zirvede ABD, Mısır, Türkiye ve Katar tarafından ortak niyet beyanı imzalandı. Başta herkes susarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan Gazze halkının yaşadığı zulmü dünyaya haykırıyordu. İsrail’in soykırımcı politikalarını cesurca dünyaya anlatırken kafasını kuma gömen ülkeler, şimdi bu gerçeği kabul etme noktasına geldi. Gazze’de barış olması için büyük emek veren liderlerin başında Cumhurbaşkanı Erdoğan geliyor. Avrupa basını olmak üzere tüm dünya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın barış sürecindeki kilit rolünü konuşuyor. Ben ülkem adına çok gurur duydum.
Düşünün, Avrupa basını bile Türkiye ve Erdoğan’ın barış sürecine katkısını anlatırken, bizde bazı gazeteciler ne yapıyor? Gözlerine öyle bir ideolojik perde inmiş ki Türkiye’nin büyük katkısı ile bölgeye barış gelmesine bile üzülür haldeler. Sosyal medyada öyle küçümseyici, alaycı ve absürt paylaşımlar yapıyorlar ki onların düştüğü duruma üzülüyoruz.
Türkiye lehine hangi gelişme olsa direk karşısında olma alışkanlığını sürdürüyorlar. Hadi anladık muhalifsiniz de siz de hiç vicdan, ülke sevgisi falan da mı yok? Gazze’de her gün kadınlar, çocuklar katlediliyordu. Akan kanın durması bile bu gazeteci tayfasının umurunda değil. Dünya liderleri barış sürecinde katkılarından dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ederken, bu tayfaya barış beğendiremiyoruz. Bir de kendilerinin ‘objektif’ olduklarını iddia ediyorlar. İşin en komik yanı da bu. Nasıl bir buhran yaşıyorlarsa artık Türkiye lehine gelişme oldukça kriz geçiyorlar. Gayri millilik paçalarından akarken, bir de “Ülkeyi en çok seviyoruz” derler. Bu kadar da riyakarlar.
Umarım yaşadıkları bu hezeyanları bir kenara bırakıp, gerçek dünyaya geri dönerler.
İNSANLARA İFTİRA ATMAK BU KADAR KOLAY OLMAMALI
Haftalardır Güllü’nün vefatı üzerinden prim yapmaya çalışan bir kesim var. Güllü öldü mü, öldürüldü mü? Çocukları mı ölümüne sebep verdi diye konuştukça konuştular. Aile fertlerini açıkça hedef de almışlardı. İşin içine sözüm ona Güllü’nün yakın dostuyum diyen şarkıcılar da girdi. Çocuklarıyla birlikte kadının tüm maddi, manevi hayatı ortaya serildi. Ne oldu peki? Bu hafta Güllü’nün adli tıp raporu çıktı.
Yüksekten düşmeye bağlı olarak hayatını kaybettiği belirtildi raporda. Haftalardır gerek ekranlarda gerek sosyal medya platformlarında aile üyelerine yönelik suçlayıcı beyanlarda bulunanlar ne yapacak şimdi? Çocuklarını anne katili gibi göstermeye çalışanlar hiç utanacak mı acaba? Reyting uğruna ya da konuşulmak adına iftira makinasına dönüşenler bence bunun bedelini yargı önünde ödemeli. İnsanlara iftira atmak bu kadar kolay olmamalı.