‘Çekirdek’ten filizlenenler – Pazar Sabah Haberleri

spot_img


İstanbul Teknik Üniversitesi’nde 2002 yılında kurulan İTÜ ARI Teknokent; öğrenci ve yatırımcıları buluşturan bir merkez olarak çalışmalarına durmaksızın devam ediyor. Genç öğrencilerin farklı girişimleri, cesur ve yenilikçi yatırımcılarla zaman zaman -hatta sık sık desek yanlış olmaz- dünyada da ses getiren yankılar uyandırabiliyor. Bu sebeple zaman zaman İTÜ Çekirdek’le temasa geçip, “E ne var ne yok? Var mı bize heyecanlandıracak atılımlar?” deriz. Bu sefer de üç farklı sektörden atılımlarla tanıştık. Biri otomotiv-sigortacılık, diğeri enerji, ötekisi de ekonomi… Çocukluğumundan beri rüzgarı çok sevdiğim için beni heyecanlandıranı tahmin etmeniz zor olmayacak.

BAŞARIMIZIN SIRRI AİLE KÜLTÜRÜ

Wyseye Kurucu Ortağı Eren Bekin

Bize kendinizi ve Wyseye girişimini anlatır mısınız?

Ortağım Enes Koşar ve ben kurucular olarak uzun bir süre boyunca birbirimizi tamamlayan bir ekibiz. Deneyimlerimizin kökeni sigorta sektöründeki uzun yıllara dayanıyor ve bu, bizim en önemli gücümüz. Ailemizden ve iş tecrübelerimizden gelen sigortacılık bilgi birikimimizle donanmış durumdayız. Wyseye’ı kurmadan önce Enes ile birlikte, kurumsalda yenilikçi çözümler üzerinde çalışan bir ekipte faaliyet gösterdik. Hayallerimizle birlikte, TÜBİTAK’ın sağladığı BİGG ve KOSGEB İleri Girişimcilik destekleriyle elde ettiğimiz kazanımlar, Wyseye’ı kurma kararımızda kritik bir etken oldu.

Faaliyet alanlarınızla ilgili bilgi alabilir miyiz?

Faaliyet alanımız, kurumların görüntü işleme ve yapay zeka teknolojilerine kolay ve minimum yatırımla erişimini sağlamak üzerine odaklanma diyebiliriz. Vizyonumuz, ülkemizdeki regülasyonlara da uygun çözümler geliştirerek kurumların ihtiyaçlarını karşılamak. Hasar.Ai ve Dokuman.io adında iki ana ürünümüz bulunmakta. Bu ürünlerimizle, sektörlerdeki yoğun operasyonları en aza indirme hedefiyle kurumları destekliyoruz. Ürünlerimiz, çalışanların daha verimli iş süreçleri oluşturmalarına ve tekrarlı görevleri Wyseye’nin özgün bakış açısıyla gerçekleştirmelerine yardımcı olmakta.

Bu iki ürünü anlatır mısınız?

Hasar.AI; otomotiv, sigorta ve mobilite sektörleri için özel olarak tasarlanmış bir yapay zekâ çözümüdür. Bu çözüm, otomobillerin durumunu görüntü analizi yaparak tespit etmekte ve olası hasar durumlarında dijital bir ekspertiz sonucuyla tahmini hasar tutarını sunmakta. Sistem, hasarların hızlı ve doğru bir şekilde değerlendirilmesini ve sektöre uygun bir şekilde kategorize edilmesini sağlamak amacıyla geliştirilmiştir. Bu platform, çeşitli kullanım senaryolarına uyum sağlayabilme esnekliği ile öne çıkmaktadır. Sigorta, otomobil üreticileri, filo ve araç kiralama şirketleri, araç paylaşım platformları, asistan hizmet sağlayıcıları ve ikinci el satış platformları gibi farklı sektörlere çözümler sunmakta. Dokuman.io platformu ise banka, sigorta ve finans şirketlerinin yüksek hacimli ve manuel olarak yürütülen dokümanlar içeren süreçlerini tamamen otomatikleştirmek veya destek sistem olarak kullanarak çalışanların iş sürelerini kısaltmak ve birim zamandaki verimliliği artırmak amacıyla tasarlanmış bir çözümdür. Ürünlerimiz, görüntü işleme teknolojisi içeren bir çözümlerdir ve low code prensiplerine dayanmakta.

İTÜ Çekirdek ile yolunuz kesişmesiyle ilgili bilgi alabilir miyim?

Tabii ki, zaten girişimimiz için kritik adım, İTÜ Çekirdek’e dahil olmamı. İTÜ Çekirdek’in sağladığı desteklerle başarıyla gerçekleştirdik. Pazarda karşılaştığımız her sorunun cevabını, güçlü paydaşları ve sunduğu değerli kaynaklar sayesinde bulduk. İTÜ Çekirdek’in gücü, girişimcilere sağladığı bu benzersiz destek ve rehberlikle açıkça ortaya çıkıyor. Geçtiğimiz yıl dünyanın en büyük teknoloji fuarı CES’e katıldık. Bu önemli etkinliğe Otomotiv İhracatçıları Birliği’nin sağladığı destekle Wyseye’ı global arenada tanıtma fırsatı sağladık. Ve aralık ayında ilk yatırımımızı gerçekleştirdik, bu önemli adımda bize destek veren de İTÜ ARI Teknokent oldu. Bu yatırım, bizim için büyük bir güven ifadesi ve mutluluk kaynağı.

İSTANBUL, TÜRKİYE’NİN GLOBALE AÇILAN KAPISI OLACAK

İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş

Teknoloji girişimlerinin uluslararası hub’lar aracılığıyla globalleşme süreçlerini artırması için yeni bir yolculuğa başlayan İTÜ ARI Teknokent, Türkiye’nin en iyi girişimlerine sahne olan ve yatırımcılarla buluşmalarını sağlayan Big Bang Startup Challenge etkinliğini de globale taşıyor. İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş, “Big Bang London Demo Day’de 15 teknoloji girişimi, fiziksel olarak 60’ın üstünde online olarak da 1000’nin üzerinde global yatırımcıyla bir araya gelecek. İnanıyorum ki, İTÜ ARI Teknokent’in yürüttüğü Innogate uluslararası programları, tüm Türkiye için İstanbul’dan globale açılan bir inovasyon kapısı olacak” dedi.

YAPAY ZEKA İLE RİSKLERİ ÖLÇÜP FIRSATLARI BULUYORUZ

Captanomy Kurucu Ortağı / Cem Leon Menase

Bir Start-Up olarak hikayenizi dinleyebilir miyiz?

– Captanomy, 2021’de ben ve diğer iki ortağımla birlikte şirketimizi kurarak yenilikçi teknolojimizi geliştirmeye başladık. Sürdürülebilirlik riskleri ile performansını izleyebilen bir platform inşa ettik. 2023 yılında ise İTÜ Çekirdek’e dahil olarak Türkiye’nin en büyük girişimcilik etkinliği Big Bang Startup Challenge sahnesinde en yüksek nakit, ödül ve yatırım alarak birinci olduk.

Anladığım kadarıyla Yapay Zeka ile riskleri hesaplayıp şirketlere aktarıyorsunuz. Teknolojinize ilişkin bilgi verebilir misiniz?

Bankalar, yatırımcılar ve büyük şirketler, portföylerindeki risklerini ve performansını izleyerek, uzun vadeli değer yaratmayı, riskleri minimize etmeyi ve sürdürülebilirlik konusunda artan yasal düzenlemelere uyum sağlamayı hedefliyor. Captanomy Platformu, şirketlerin sürdürülebilirlik performansını ve risklerini takip eden bir dil modeliyle bu süreci destekliyor. Geliştirdiğimiz bu teknoloji ve metodoloji sayesinde hem şirketlerin hem de değer zincirlerinin şeffaflığı artıyor, hem de şirketlerin sürdürülebilirlik risklerini minimize etmelerine ve performanslarını iyileştirmelerine yardımcı oluyoruz.

Hedefleriniz neler?

Geliştirdiğimiz teknolojiyi daha da ileriye taşıyarak, sürdürülebilirlik ve risk yönetimi alanında küresel ölçekte bir referans noktası haline gelmek. Ayrıca, daha fazla şirkete ulaşarak, onların değer zincirlerini şeffaflaştırmalarına ve sürdürülebilirlik performanslarını artırmalarına yardımcı olmayı amaçlıyoruz.

MERKEZE ELEKTRİK AKTARACAK

Rumitech Kurucu Ortağı Enes Aladaş

İnsanlık neden güneş ve rüzgâr dönüştürücü gücünü, sürdürülebilir yaşam kaynağı haline getirmek için bu kadar bekledi?

Fosil yakıtların ucuz ve ulaşılabilir olması, nispeten güneş enerjisi ve rüzgâr türbini gibi sistemlerin yatırım maliyetlerinin fazla oluşu birinci sebep gibi görünse de asıl sebep depolama sistemlerinin ve akülerin yeterli seviyede gelişmiş olmamasıydı diyebiliriz. Bu gelişim tamamlanınca teknolojik ve ekonomik olarak bir engel kalmadı. 2000’li yılların başında fosil yakıtların çevreye verdiği zararlar, karbon emisyonu ve iklim değişikliği gibi başlıklar gündeme gelince, sürdürülebilir enerjinin önemi daha iyi anlaşıldı.

“Depremle birlikte ortaya çıkan şebeke bağımlı iletişim sistemleri sebebiyle, enerji olmadığında, kör, sağır ve dilsiz oluyoruz maalesef” diyorsunuz. Önerdiğiniz ya da hayata geçirdiğiniz çözüm nedir?

– Sürdürülebilirliğin 5D’si denen beş kavram vardır. Nedir bu 5 D? Decarbonization, yani karbon emisyonunun düşürülmesi. Ki direk başına yıllık 10 ton karbon emisyonunun önüne geçiyoruz. Democratization: Enerjiyi herkes için erişilebilir kılıyoruz. Deregulation, günlük 10 kwatt’ın üzerinde enerji üretilmediği sürece herhangi bir regülasyon yok, dolayısı ile kolaylıkla kurulabiliyor. Decentralization, enerjiyi ürettiği yerde kullanıyor, merkezileştirmiyor. Digitalization, RumiSoft IoT platformu sayesinde uzaktan izlenebiliyor ve yönetilebiliyor. Özetle, sürdürülebilirlikte ana amaçlardan bir tanesi enerjiyi merkeze getirmeden, iletim ve dağıtım maliyeti olmadan, ürettiği yerde kullanmaktır. RumiTech olarak önceliğimiz ürettiğimiz enerjiyi yerinde kullanmaktır ancak üretilen fazla enerji basit bir projelendirme ile şebekeye entegre edilerek satılabilir. Avrupa’da neredeyse her evde kurulan sürdürülebilir enerji sistemleri bu şekilde çalışmaktadır.

Yeni nesil enerji en büyük ihtiyaç batarya ve onun ağırlığı… Sizin projenizdeki bataryalar yerli mi?

Bizim kullandığımız bataryalar, sınıfının en hafifi olan LiFePo4 bataryalardır. Biz yerli üreticilerden tedarik ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz. Geçtiğimiz yıl İTÜ Çekirdek’te kurulan çok yeni bir girişim olarak şu anda köprü yatırım turundayız. Alacağımız yatırım ile 2024 yılı sonunda seri üretime geçip 2025 yılında Türkiye, CIS ve Avrupa bölgelerinde satış ağımızı genişletmeyi hedefliyoruz. Mevlana’dan aldığımız ilhamla, RumiTech’i bir dünya markası yapmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img