Bugün sizi, siyasetin gerilimli dar sokaklarından alıp denizin, ormanın ve derin tarihin kesiştiği Muğla‘da düzenlenen “Sıfır Atık Çalıştayı”na götürmek istiyorum… Siyasi polemikler kadar cezbedici gelmeyebilir ama gelin onu da içine alan hayatımızın en önemli ve kritik meselesine, sıfır atık konusuna bakalım. Bir yerde siyasi kavgalar biter, savaşlar durur, terör ve şiddet azaltılır, yoksulluk ve hayat pahalılığıyla baş edilebilir ama doğayı yok ettiğinizde geriye hiçbir şey kalmaz.
Bildiğim kadarıyla bu meseleye dünya çapında en güçlü dikkat çeken hareket Başkan Erdoğan‘ın eşi Emine Erdoğan‘ın başlattığı ve bu topraklardan çıkan “Sıfır Atık Projesi” oldu. Artık o bir dünya markası ve her yılın 30 Mart günü BM tarafından “Sıfır Atık Günü” olarak kutlanıyor.
Projenin önemini de Emine Erdoğan‘ın şu sözü çarpıcı biçimde anlatıyor: “Umuyorum, yıkımın hızı tabiatın kendini yenileme hızını daha fazla aşmadan bu uykudan uyanırız.”
Henüz tam uyanmadık ama Muğla’da gördüklerim umut vericiydi. Sıfır Atık Vakfı’nın öncülüğünde düzenlenen çalıştayın yapıldığı üniversite kampüsündeki toplantı salonuna girdiğimde çocukları ve gençleri ağırlıkta görünce şaşırıyorum. Bir süre sonra şaşkınlığım geçiyor; çünkü Muğla deneyimi, çocukların ve gençlerin çevreye sahip çıktığını, projeyi sahiplendiğini gösteriyor.
İsrafa karşı çıkan, çevreyi kirletmeyen, suyu ihtiyacı kadar kullanan ve geri dönüşümle doğaya en az zarar veren bilince sahip yeni bir gençlik geliyor. Çünkü şehrin yöneticileri, Vali, Büyükşehir Belediye Başkanı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri ve Milli Eğitim Müdürü onlarla birlikte somut projeler üretmiş… Aynı şey 81 ilde de yapılıyor.
Konferansta konuşan Vali Dr. İdris Akbıyık, Sıfır Atık Hareketi’nin Türkiye’nin dünyaya sunduğu güçlü bir vizyon olduğunu belirterek şöyle diyordu:
“Sorumluluk bilinciyle, sürdürülebilir kalkınma anlayışı doğrultusunda çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Hedefimiz yalnızca sorunları tespit etmek değil; turizmin, tarımın, ormanların ve denizlerin kesiştiği bu kentte uygulanabilir bir yol haritası ortaya koyarak sürdürülebilir çalışmalar yürütmektir.”
Bu çalıştay siyasette pek alışık olmadığımız partileri de bir araya getirmişti. O salonda AK Parti’den CHP‘ye birçok partinin il başkanı da vardı. Daha şaşırtıcı olansa CHP’li belediye başkanının sıfır atık projesine samimiyetle sahip çıkıyor olması.
Heyecanlı konuşmasıyla salonu hareketlendiren Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras‘ın şu sözleri hak ettiği alkışı alıyordu:
“Sadece belediyeler değil; 1 milyon Muğlalı ve kentimize gelen 8 milyon turist bu doğayı korumakla mükelleftir. Sayın Emine Erdoğan’ın başlattığı bu vizyon, ülkemizin gelecek yüzyıllardaki iddiası açısından tarihi bir adımdır.”
Çalıştayın en umut verici yanı ise sergi salonunda sıfır atık projesiyle okul ve işyerlerinde daha az su ve elektrik kullanmak, mermer veya plastik atıklarından yeni ürünler üretmek gibi çok sayıda örneğin sergilenmesiydi. Sergiyi gezerken ayaküstü sohbet ettiğim Muğla Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ömer Bolat şöyle diyordu:
“İsrafın önlenmesi, sıfır atık sürecinin temel yapı taşını oluşturmaktadır.”
Son söz de Emine Erdoğan Hanımefendi’nin:
“Bize emanet edilen tabiatı, gelecek nesillere layıkıyla devredebilmek boynumuzun borcudur.”


















