Kaçımız çocukluk hayalini yaşıyor? Kimileri eğitimine ve şartlara göre hayallerini erteleyebiliyor. En kötüsü hayallerinden vazgeçip sevmediğimiz işler yapıp içimizde bir ukde ile yaşamak… Bu hafta sizi tanıştıracağım Funda Kayacık’ın sesini, çocuklarınız çizgi filmlerden tanıyor olabilir. Ben ise Sinehane yapımı Kayıp Kamyon filminde oynadığı Güler karakteriyle tanıdım. 1998 doğumlu olsa da seslendirme ve dublaj dünyasında bilinen bir isim olmuş. Hayalleri için çalışıp burslu kazandığı Haliç Üniversitesi Konservatuvarı’nın opera bölümünü onur belgesiyle bitirmiş. Çocukken sahnede olma hayalini hayata geçirmiş. Seslendirme ve dublaj sanatçısı Funda Kayacık ile Kadıköy’de röportaj için buluşacağımız mekana gittiğimde onu ağlayan bir genç kızın yanında buldum. O kişiyi tanımıyordu, ‘Neden’ diye sormamış, tek başına kalmaması için yanına oturmuş, ona mendil uzatıyordu. Ses tonundaki naifliğin ruhunun yansıması olduğunu gördüm. Biraz hiperaktif, çokça hayallerine sadık Funda Kayacık; mutluluğun sırrının çocuk kalmakta olduğuna inanıyor. Ne diyordu şair, “Biz büyüdük ve kirlendi dünya…” Söz Funda Kayacık’ta…

SESİMİ ÇOK KÜÇÜKKEN KEŞFETTİM
“Taklitler yapmak, izlediğim şeyleri aileme sergilemek hobimdi. Neyi izlersem, tekrar tekrar seyredip ezberliyor, sonra da ailemi eğlendiriyordum. Yani farkında olmadan kendimi gelecekteki işime hazırlıyormuşum. Ama küçükken ses üzerine ilerlemem istenmedi. Anaokulunu iki yıl okudum. Henüz beş yaşındaydım ve sahne hayatım orada başladı diyebilirim. İlk sahne deneyimim canlandırdığım bir monologdu. İlkokula başladıktan sonra müzik öğretmenlerinin okul gösterileri için kadrolu öğrencisi olmuştum. Bazen bıyık takıp kabadayı oynuyordum. Bazen Türk halk oyunları gösterisinde yer alıyordum. Kimi zaman rap, kimi zaman Türk sanat müziği söylüyordum. Bizim ailede sesi asıl güzel olan dedem Cevat Çetinkaya’dır. Kendisi müezzin, ezan okuduğu zaman herkesin içi erir. Annem ve ablamın da kadife gibi yumuşacık sesleri vardır, genellikle Türk sanat müziği söylerler. Ben de o yolda ilerken, müzik öğretmenim beni İngilizce şarkılara yöneltti. Sene sonu gösterisi için Unchain My Heart şarkısını söyledikten sonra ait olduğum yerin sahne olduğunu fark ettim.

GÖRÜNMEK ZORUNDAYIZ
Eskiden iyi işler yapanlar takdir edilirdi. Kimin seslendirdiği afişte büyük harflerle yazılırdı. Şimdi çok fazla platform ve yapılan tonla iş var. Sizin işinizin keşfedilmesini beklemek maalesef ki işe yaramıyor. Kendi reklamınızı kendiniz yapmalısınız. İnternet her şeyi kolaylaştırmış olsa bile hangi karakteri kim seslendirmiş bulamadığımız oluyor. Bu yüzden kendinizi ve ne yaptığınızı insanlara sosyal medyadaki farklı kanallardan göstermek zorundasınız.
BU DÖNEMDE YETENEK YETMİYOR ARTIK
Seslendirme alanında büyük işler test usulü gerçekleşiyor. Birkaç sene önce global bir iş için teste girdim. Çok ses getirecek, benim de çok severek yapacağım bir işti. ‘Benim parlayacağım an’ geldi dedim. Her şey harika gitmişti. Daha sonrasında yapılan bütün elemeleri geçtim ancak ünlü olmadığımız gerekçesiyle finale kalan iki kişiyi de seçmediler. Projeyi ünlü birine yaptırarak daha çok ses getirebileceklerine karar verdiler. Hayal kırıklığı yaşadım ancak bu vesileyle yıllardır beklettiğim sosyal medya içerik üreticiliği planlarımı hayata geçirmiş oldum.

İKİ KUŞAĞIN ARASINDAYIM
Hem Yeşilçam filmleriyle hem de yeni nesil çizgi diziler ve dijital oyunlarla büyüdüm. Bu sayede hem kendimden önceki nesli anlıyor hem de benden sonraki nesle de yakın hissediyorum. Bu durum geniş bir kitleye hitap edebilmeme yardımcı oluyor.
HARİKA SESLERE SAHİP ÜLKEYİZ
Seslerini sevdiğim sayısız insan var. Çok güzel seslere sahip bir ülkeyiz. Hayranı olduğum ve aynı projede yer alıp tanışabildiğim çok tatlı insanlar var. Küçükken Shrek animasyonunu çok severdim. Özlem Abacı’nın peri anne karakteriyle O Benim Dünyam şarkısını söyleyişi beni her dinleyişimde eritirdi. Şimdi birlikte büyükanne ve torunu rollerini paylaşıp şarkılar söylüyoruz. Zencan Sakal’ın sesi bana her zaman enerji verirdi. Şimdi hem gerçek hayatta arkadaşım hem de rol arkadaşım. Oya Prosçiler’in sesi bana hep huzur verirdi. Şimdi annesini canlandırdığı, seslendirdiğim karaktere huzur veriyor. Böyle insanlarla birlikte bir projede yer almaksa beni mutlu ediyor.

FUNDA KAYACIK’IN SESLENDİRDİĞİ BAZI ÇİZGİ KARAKTERLER
Luna’nın bilim dünyası- Luna karakteri
Cocomelon-Nina, Nico, Bella’nın annesi, JJ’in Büyük annesi karakterleri
League of Legends- Briar karakteri
Wonderoos-Kiki karakteri
Barbie- Brooklyn karakteri
Mışmiş- Emel karakteri
Cave Club- Bashley karakteri
Pinkfong Sing Along Movie- Hogi
ÇOCUKLARINIZI OKUMA GRUPLARINA YOLLAYIN
Bazen soranlar oluyor, “Ne tavsiye edersin?” diye. Sesli bir şekilde kitap okumalarını öğütlüyorum, gençlere ve özellikle anne babalara… Sesli kitap okumak doğru tonlamaya çalışmak ve diksiyonu güçlendirmek için önemli bir çalışma tekniği. Bir büyüğünün kontrolü ile karşılıklı sayfa sayfa kitap okumak çocukta çok fazla şeyin gelişmesini sağlar. Özgüvenini geliştirir, topluluk kültürü gelişir, sıra beklemeyi öğrenir, birlikte bir şey yapmanın keyfine varır. Çocuğun ilgisini çekecek kitabı bulmaya özen göstermeliler.
KÖTÜ KALPLİLERİ GÖRMEMEYİ ÖĞRENDİM
Sosyal medyada insanlar içindeki kini, nefreti ya da kötü geçen günün öfkesini size yöneltebiliyor. Başlarda çok zorlandım. Kimisi dış görünüşüme, kimisi sesime, kimisi kişiliğime, kimisi tesettürüme saldırgan yorumlarda bulunuyordu. Siz yıllarca eğitim görmüşsünüz, yaptığınız işte tırnaklarınızla kazıya kazıya bir yerlere gelmişsiniz. Adı sanı belli olmayan biri geçip sizin bütün emeğinize çöp muamelesi yapabiliyor. Başta çok üzülüyor, söyledikleri şeyleri dert ediniyordum. Sonra anladım ki tavırlarının, kötü sözlerinin benimle bir ilgisi yok. Sosyal medyada yer almak istiyorsanız mental sağlığınızı yüksek tutmanız gerekiyor. Bu yorumlara göğüs gerebilirseniz sonrasında doğru insanlar sizi bulmaya başlıyor. Harika yorumlar almaya başladığınız zaman gelen mutluluk paha biçilemez. “Abla seni çok seviyorum”, “Seninle gurur duyuyorum”, “Çocuğum gibi seviyorum” gibi yorumları yazan insanlar iyi ki varlar.


















