‘Dayı 2’ filmiyle dönen Ufuk Bayraktar’dan itiraflar: Kardeşim babamın kelini öperdi, ben ayağımı uzatamazdım!

spot_img



HERKES KENDİ EVİNDEN GİBİ GÖRÜYOR

-“Dayı” neden bu kadar sevildi, seviliyor? İnsanlar ne buldu bu karakterde?

Yani o herhalde insanlar kültürel aile yapımız, yaşam tarzımız, gençlerle karşılaştığımda onlara kendim hatalar yapsam da hayatta örnek olmaya çalışmam… O yüzden Anadolu’da ve her yerde de herkes kendi evinden gibi görüyor. Ve bu da çok mutlu ediyor beni. Çok iyi bir şey yani. “Dayı” kelimesini ben bu filmden önce böyle dışarıda dedikleri zaman aslında biraz yadırgıyordum. “Ya yeter” diyordum hani bir isim falan. Ama en son işte bir tane kız kardeşim var. Normal hayatta dayı olamamıştım. Kız kardeşimin çocuğu olacağını öğrendim falan. İşte 36 yaşında ikiz çocuğu oldu. Biz gebelikten haber beklerken çocuklar da bir ay önce doğdu. Aynı senkronda kaldığım alanda bir kumru yuvası vardı, beş tane yumurta vardı. Kız kardeşimin doğum yaptığı gün ikiz yeğenlerim olduğunda dayı olduğumda beş yumurtadan iki tanesinden yavru çıktı. Aynı günde ATV’de “Dayı” filmini verdi. Şey dedim “Allah’ım artık bundan kaçamayacağım herhalde. Her yerden işaret geliyor.” (gülüyor). Hatta ondan sonra ilk dışarıda birisi dayı dediğinde, gerçek hayatta da işte dayı olduğum için, “Söyle dayın kurban olsun” falan yapıyordum böyle. Oynadığım rollerde işte daha önceden televizyonda yaptığımda da bu filmde de gerçekten bir kabadayının olması gerektiği gibi davrandığımda birçok işte olduğum için herhalde insanlara o üslubu o tarzı yakıştırdılar. Ben de seviyorum çünkü kabadayıların hissettikleri şeyler çok ahlaki şeyler bence. İçinde bazen yani şiddet savunduğum için söylemiyorum. Kaba kuvvete başvurmak zorunda kalsalar bile inandığı ve ahlaki olarak toplumda da dünyanın her yerinde insan olarak karşılığı olan bir mücadeleyi verdiği için çok iyi hissettiriyor bana.

MANEVİ DUVARLARA ÇARPARAK BÜYÜDÜM

-Çekerken en zorlandığınız sahne hangisi oldu? Filmin sizin hayatınıza dokunduğunu da göz önünde bulundurursak, en zor sahnenin yanı sıra sizi en etkileyen sahneyi de sorabilirim sanırım…

Çocuğuyla kurduğu çok dramatik bir durum var. Çocuğuyla yaşadığı bazı olaylar var. Evet, orada oldu. Hem de çok yoğun oldu. Bir şeyi oynarken onu gerçekten odaklanıp zaman ayırdığınızda vakit ayırdığınızda, bir de kendi şahsım adına bunu söyleyebilirim; ben çok manevi duvarlara çarparak büyüdüm. Ve duygularımdan dolayı bu böyle oldu. Ama işte geçmişteki o manevi duvarlara çarptığım kontrol edemediğim duygu yoğunluğu aslında benim ilmi olarak Rabbim beni mesleğimle alakalı donatıyormuş. Duygusal bir adamım. Çok yoğunlaşıyorum ve böyle iyi senaryolarda, iyi işlerde koyup derinleştiğim zaman bazen oynarken şey olabiliyorum; eğer kavga ettiği ve acı çektiği anlar varsa karakterin işte o süreç bitene kadar vücuduma, bedenime acı çektirmiş oluyorum bir şekilde. Ama sonunda keyifli oluyor. Böyle başarıp da bir yere geldiğimizde eğer seyirciye de yaşatabiliyorsam bu seyircilerin teşekkürü herhalde onun üzerine örtüyor gibi bir şey oluyor.



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img