Bugün 12 Eylül… 1980… Askeri darbenin yıldönümü… 45 yıl önce bugün, demokrasi askıya alınmış, rafa kaldırılmıştı.
Öneriyoruz…
Darbe lideri Kenan Evren’in Anıları… 3 cilt…
Ve daha sonra yazdığı kitap Unutulan Gerçekler yeniden yayınlanmalı.
TBMM yayını bile olabilir.
Okumayan kalmasın… Darbeye giden yola taş döşeyen aydınlar… Milletvekilleri… Siyasi parti ileri gelenleri… Sivil toplum liderleri… İş dünyası temsilcileri… Ve “Genelkurmay’ın ışıkları yanıyor” yazan medya.
27 Mayıs 1960 darbesinin üzerinden 65 yıl geçti.
12 Mart 1971 muhtırasının üzerinden 54 yıl.
12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl.
Ama… Darbeci ruh… Darbe âşıkları… Halksız demokrasi yanlıları hâlâ aramızda.
Sağınıza, solunuza bakın… Göreceksiniz.
***
O GECE
Tarih 11 Eylül 1980… Akşam saatleri… Başbakan Süleyman Demirel, evinde çalışıyor… Yanında üç parlamenter… Kahramanmaraş‘tan:
Halit Evliya… Adnan Karaküçük… Mehmet Şerefoğlu.
Konuşulan konu:
“14 Eylül Pazar… Kahramanmaraş… Menzelet Barajı’nın temeli atılacak.”
Ama… Ankara’da siyasi hava çok bulutlu… Etrafta değişik söylentiler dolaşıyor.
Demirel… Cumhurbaşkanı vekilini arıyor… İhsan Sabri Çağlayangil‘i.
Çağlayangil… Genelkurmay Başkanı Kenan Evren‘e telefon ediyor.
Evren… Renk vermiyor.
Bu sırada… Demirel’in evine bir konuk geliyor… Kardeşi… Şevket Demirel.
Saat 23.00… İçişleri Bakanı Orhan Eren kapıdan giriyor.
24.00… Bu defa gelen Milli Savunma Bakanı Ahmet İhsan Birincioğlu:
– Beyefendi… Askerler, evinizin kapısı önünde bekleyen nöbetçi polisleri götürdüler.
Ve… Yeni bir güne giriliyor.
12 Eylül… Saat 01.00… Başbakan Demirel’in evindeki telefon hattı kesiliyor.
***
SABAHA KARŞI
Uykusuz gece… Sessizlik… Nazmiye Demirel, üst katta… Başbakan, alt kattaki salonda… Çalışma ve kabul salonu.
Sabaha karşı… Güniz Sokak 31… Demirel’in evinin önünde siyah bir araç duruyor… Resmi plakalı… Bir amiralin makam aracı.
Ama amiral aşağı inmiyor… Demirel’in evine girmiyor.
Nahit Menteşe de araçta… Elinde bir zarf… Başbakan’ın evine giriyor… Ve…
Elindeki zarfı uzatıyor.
Zarfta… “Bay Süleyman Demirel” diye başlayan yazı var… Özeti:
“Başbakan, Hamzakoy’a yollanacak… Mecburi ikametgâh.”
– Nahit… Bu zarfı sana kim verdi?
– Orgeneral Haydar Saltık… İsterseniz, hanımefendinin de sizinle birlikte gidebileceğini söyledi.
***
İKİNCİ KAT
Başbakan Süleyman Demirel ile eşi Nazmiye Hanım baş başa.
Süleyman Bey, durumu anlatıyor… Ve…
– Nazmiye… Ben giderim… Senin gelmene gerek yok… Burada kal.
– Hayır… Madem seninle gelmemde sakınca yokmuş, seninle giderim.
– Böyle dönemlerde neler olacağı bilinmez… İncitici hareketler… Görmeni istemem.
– Hayır… Seni yalnız göndermeyeceğim.
Ve yol hazırlığı… Bavul… Çanta… Her şey tamam.
– Nazmiye… Çırpındım ülke kalkınsın diye… Refah olsun diye… Ben buraya zorla gelmedim ki… Millet getirdi… Haydi gidelim.
***
SU TESTİSİ…
Süleyman Demirel, cebinde not defteri taşırdı.
Başbakanlık yılları… Muhalefet dönemi… Siyasi yasaklı olduğu süreç… Cumhurbaşkanlığı… Not defteri hep cebindeydi.
Darbe sabahı… Evden çıkarken… Not defterini ve dolmakalemini çıkardı… Sonra da yazdı:
“Su testisi su yolunda kırılır.”
***
ÖNCE TÜRKİYE
Darbeden birkaç gün sonra… Başbakanlık ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı Turgut Özal, Hamzakoy‘u aradı… Süleyman Demirel’i.
– Askerler, kurulacak olan hükümette görev almamı istiyorlar… Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak… Siz ne diyorsunuz? Kabul edeyim mi?
– Elbette kabul edeceksin… Önce Türkiye… Onlar kolundan tutup seni atana kadar devlet hizmetine devam et.
***
‘HOŞ GELDİN ASKER’
Türkiye Büyük Millet Meclisi kapatıldı.
Ve yeni bir oluşuma gidildi… Danışma Meclisi… 160 üyeli.
40 üyeyi… Darbeyi yapan komuta heyeti belirledi… Milli Güvenlik Konseyi.
Geri kalan 120 üye… Türkiye’nin her yerinden.
Danışma Meclisi’ne girebilmek için… Konseye mektup döşenen döşenene… Övgüler… “Ne iyi ettiniz de darbe yaptınız” diyenler… “Hoş geldin asker” güzellemeleri.
“Beni Danışma Meclisi’ne üye yapın” diye kuyruğa girenlerin sayısı… 10 binin üzerinde.
Aradan yıllar geçti… Milletin öğrenme hakkı var… Devlet arşivlerindeki bu başvurular açıklanmalı… Bakalım kimler kimler var.
***
MEDYA
Darbe… Dört gazete sürekli kapatıldı:
Demokrat… Hergün… Politika… Aydınlık.
Diğerleri… Birkaçını yazalım:
Cumhuriyet… 4 kez kapatıldı… 41 gün.
Milli Gazete… 4 kez… 72 gün.
Tercüman… 2 kez… 29 gün.
Günaydın… 2 kez… 17 gün.
Yakılan kitaplar… O konuya hiç girmeyelim… Yüz binlerce.
***
TREN RAYDAN ÇIKINCA
Darbe… 27 Mayıs 1960… Demokrasi treni raydan çıkarıldı.
Sonra… Halk, treni tekrar rayına soktu ama ne pahasına… Zaman kaybı… Yerinde sayan Türkiye.
Ardından muhtıra… 12 Mart 1971.
Ve bir darbe daha… 12 Eylül 1980.
Darbeciler… Treni raydan çıkarmayı sürdürdüler.
İdamlar… Hapis cezaları… Hamzakoy… Zincirbozan… Siyaset yasağı… Türkiye kan kaybetti.
Bugün… “Kahrolsun darbe, yaşasın demokrasi” diyoruz ama…
Kaç kişi… İnanarak… İsteyerek söylüyor?
Kaç kişi… Yalandan… Kerhen… “Laf olsun torba dolsun” diye.
15 Temmuz 2016… Hain darbe girişimini unutmayalım… Ve darbeye “Tiyatro” diyenleri… “Kontrollü” diyenleri.
Onlar… Evet… Onlar… Bugün de aramızdalar.