Dijital çağda yalnızca içerik üretmek yetmiyor. Yeni nesil kanaat önderleri takipçileri ile güçlü bir bağ kuruyor, güven kazanıyor ve stratejik iş ortaklıkları ile takipçilerini büyütüyorlar. Şimdilerde sosyal medya ünlüleri radarımızda. Bir pazarlama dergisinin hazırladığı reyting raporlarına baktım. İşte dijital dünyada ses getiren yeni nesil ünlülerimiz ve geleneksel medyadan yeni çağa ayak uyduran etki alanı en büyük isimler. Ben o listeden kendi radarıma takılanları, takip ettiğim dijital kahramanları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ünlü isimlerle başlarsak Ece Seçkin, Sami Cenk, Sefo, Ece Mumay ardından lifestyle/ güzellik kategorisinde Ceren Yaldız, Sandra Lazoğlu, Meryem Gündüz eğlence kategorisinde Ediz Göleli, Barış Cem Togan, Simay Dal dikkatleri çekiyor. Her geçen gün yarışa yepyeni isimler ekleniyor. Uzun süre fresh, dinamik kalmak büyük meziyet. Bir de bu popüleritenin beraberinde getirdiği linç kültürünü de düşünürsek istikrarlı olmak büyük bir zihin sağlığı gerektiriyor. Size kolaylıklar gençler!
Eda ile ilham dolu yolculuğa çıkmak ister misin?
Los Angeles ve Türkiye arasında yaşayan yaratıcı girişimci ve wellness tutkunu Eda Karul, Center of Excellence onaylı Cold Water Therapy diploması ile Türkiye’nin ilk profesyonel soğuk su terapi merkezini Denizli’de hayata geçirdi. Kendi dönüşüm yolculuğundan ilham alarak kurduğu bu merkez, beden ve zihin için yepyeni bir nefes alanı sunuyor. Karul, aynı zamanda Bodrum’da beş yıldızlı bir otelde Entertainment Manager olarak görev yapıyor. Bu yaz boyunca otelde Cold Plunge alanı, misafirlere deniz manzarası eşliğinde yenileyici bir deneyim sunacak. Wellness dünyasındaki çalışmaları dışında Karul, Amerika ve İngiltere’de yayımlanan çocuk kitabı serisi ve yarattığı çizgi film karakterleriyle de tanınıyor. Sağlık, sanat ve yaratıcılığı bir araya getirdiği projelerinde içten gelen tutkusu öne çıkıyor. Sen de soğuk suyun arındırıcı gücünü deneyimlemek ve bu ilham verici yolculuğa adım atmak istersen bu yaz Eda’yı Bodrum’da yakala.
Türk sanatı Leros adasına misafir gidiyor
Bildiğiniz sanat şehirlerini Basel, Venedik, Londra, Miami unutun artık sanat alternatif adreslerde meraklısı ile buluşuyor. Perasma bir Yunan adası projesi Burcu Fikretoğlu ve Gizem Naz Kudunoğlu’nun başlattığı İstanbul çıkışlı bir sanat platformu. Türkiye’den sanatçıların da katıldığı aynı zamanda uluslararası sanatçının işlerinin de görülebileceği bu projeyi ziyaret etmek için bu haftasonu Bodrum’dan tekneleri ile Türk ziyaretçileri 45 dakika mesafedeki Leros adasına gidiyor siz de bu yaz 25 Ağustos’a kadar bu sergiyi gezebilirsiniz.
Sosyal medya sayesinde sanatçılarla buluşuyorum
Sanat demişken sosyal medya üzerinden kendisini tanıma fırsatı elde ettiğim Aynur Ceylan’dan bahsedeceğim size. Kendisi uzağımdaki yakınım oldu. Evimde beni iyileştiren tablosu ile göz gözeyiz. Yeteneğine hayranım… Hayatıma eseri ile dokunduğu gibi sözleri ile de dokundu… İşte beni motive eden o satırlar… “Başka insanların gözünden bakma kendine. Onların sularında yüzmeye çalışma, bırak onlar senin sularına gelsin. Seni anlıyorum bu senin hayatta kalma biçimin olmuş belki, başkalarının gözünde onay, taktir, sevgi aramak zorunda kalmışsın, ama bakmazsan görmezsin. Kırda tek başına gezer gibi geç kalabalıkların içinden. Üzülme… Derler ya ‘En görkemli çıkış yolu, içinden geçmektir’ geç hepsinin içinden.” Bana iyi geldi size de gelsin.
Sosyete köyünde arsa bakalım mı?
Bolu merkeze 15-20 km uzaklıkta yer alan Gövem köyü şu yaz tekrardan dillere düştü. Şezlong sohbetlerinin manşetinde orada arsa sahibi olmak var. İlan sitelerinde gezineyim dedim, ilanlar şu şekilde listelenmiş. Milyon dolarlık mülklerin bulunduğu çam ormanları arasındaki Gövem’de üçüncü kuşak patronların şalelerinin bulunduğu panoramik manzalı arazinin fiyatı 100 milyon. En uygununa bakayım derseniz 10 milyona bir villalık imarlı arsa mevcut. İstanbul’a yakın mesafede olması Abant gölüne, 7 Göller Milli Parkına hoop hızlıca gidebiliyor olmanız şahane. Havasını da, Bolu termanilini de severim. Dağ evlerinde, barbekü, ateş yakabileceğiniz günlük kiralanabilir minik dağ evi konseptli konaklama tesisleri de mevcut. Hadi gelin bu kış keşfe gidelim. Hangi milyonluk şaleye misafir gideyim istersiniz?
Made in Türkiye damgasını dünyaya vuralım!
Ne zaman bir Türk markasına destek olsam, içim ısınıyor. Çünkü biliyorum ki o ürünün arkasında bir hayal, bir emek, bir mücadele var. Birilerinin “Acaba olur mu?” diye başlayıp “İyi ki denemişim” dediği bir hikayesi var. Bir sabun, bir obje, bir gömlek… Belki sıradan görünüyor ama aslında o kadar yerli, o kadar bizden ki… Kokusu, dokusu, ruhu Anadolu. Neden hep dışarıdan geleni alkışlayalım? Neden kendi değerlerimizi parlatmayalım? Bak, dünya artık “Made in Türkiye” yazan her şeye başka bir gözle bakıyor. Kalitemize, tarzımıza, çizgimize hayranlar. Yeter ki biz inanalım. Yeter ki biz sahip çıkalım. Birlik olalım. Paylaşalım. Duyuralım. Her destek bir adım daha ileri götürür. Kendi markamıza, kendi üretimimize, kendi emeğimize sahip çıkalım. Çünkü bu ülkenin potansiyeli sadece toprakta değil, insanında da var. Haydi… Made in Türkiye damgasını birlikte dünyaya vuralım!
