Türkiye’nin doğusunda, Palandöken Dağları’nın eteklerine kurulmuş olan Erzurum, sadece kış turizmiyle değil, binlerce yıllık tarihi ve kültürel mirasıyla da büyüleyici bir şehir. Anadolu’nun bu yüksek rakımlı köşesi, tarih boyunca Urartulardan Romalılara, Bizans’tan Selçuklulara ve Osmanlı’ya kadar pek çok uygarlığa ev sahipliği yaptı.
Şehir, 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Türklerin Anadolu’ya açılan kapılarından biri oldu ve özellikle Selçuklu ile Osmanlı dönemlerinde önemli bir kültür, ticaret ve savunma merkezi haline geldi.
ŞEHRİN SİMGESİ ÜÇ KÜMBETLER
Erzurum’da gezilecek yerlerin başında Çifte Minareli Medrese geliyor. Ünlü Selçuklu sultanlarından Alaaddin Keykubad’ın kızı Hundi Hatun tarafından inşa ettirilmiş olan 13. yüzyıldan kalma bu anıtsal yapı, Selçuklu taş işçiliğinin en zarif örneklerinden biri olarak kabul ediliyor.
Hemen yakınındaki Yakutiye Medresesi ise İlhanlılar döneminden kalma ve günümüzde Türkİslam eserlerinin sergilendiği bir müze olarak hizmet veriyor.
Şehrin simgelerinden Üç Kümbetler, Selçuklu türbe mimarisinin en özgün örnekleri arasında. Anadolu’da inşa edilmiş anıt mezarlar arasında bulunan Üç Kümbetler, kesme taşlarla, sekizgen planlı tasarlanan ve ikonik külahları ile etkileyici bir manzaraya sahip.
UNESCO LİSTESİNE GİRDİ
Tarihle iç içe geçen bu yolculukta Erzurum Kalesi, Aziziye Tabyaları ve Nene Hatun Anıtı gibi yerler, Erzurum’un savunma geçmişine tanıklık etme fırsatı sunuyor. Özellikle Aziziye Tabyası’nda, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nda kahramanlık gösteren Erzurumlu kadınların hikâyesi hâlâ yankılanıyor. Doğanın tadını çıkarmak isteyenler için ise Tortum Şelalesi ve Narman Peri Bacaları eşsiz bir deneyim sunuyor. Özellikle Erzurum’un en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden biri olan Tortum Şelalesi, Türkiye’nin en büyük dünyanın ise üçüncü büyük şelalesi olma özelliğini taşıyor.
48 metre yüksekliğe ve 21 metre genişliğe sahip olan şelale, bahar ve yaz aylarında gezi ve fotoğrafçılık meraklılarının ilk adresi oluyor. 2012 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Narman Peri Bacaları da kırmızı renkli doğal oluşumuyla Kapadokya’yı andırıyor.
KAYAKSEVERLERİN EN GÖZDE ADRESİ
Deniz seviyesinden 1.900 metre yükseklikte bulunan Erzurum özellikle kış turizmi ile öne çıkıyor. 3125 metre yükseklikteki Palandöken Dağı eteklerindeki Palandöken Kayak Merkezi, hem profesyonel kayakçılar hem de amatörler için ideal bir destinasyon. Doğu’nun sert havası ama sıcak insanlarıyla karşılaşacağınız Erzurum, tarih, kültür, doğa ve damak tadını bir arada sunan eşsiz bir şehir. Yazın serin havasıyla, kışın ise bembeyaz örtüsüyle sizi bekliyor.
KAHVALTISI DA ÇOK MEŞHUR
Erzurum yaklaşık 10 gün önce kahvaltı festivaline ev sahipliği yaptı. 27’si tescilli 55 çeşit ürünün yer aldığı kahvaltı kültürü, kentte ilk kez düzenlenen ‘Kahvaltı Festivali’ ile tanıtıldı. Yöresel tatlar ve coğrafi işaretli ürünlerin sergilendiği festival büyük ilgi gördü. Erzurum civil peyniri, peynir helvası, meşhur Erzurum sucuğu ve pastırması, et kavurması, tereyağı, İspir kaymağı, Karnavas dut pekmezi, tel helvası gibi özgün ürünler sofralara ayrı bir lezzet katıyor. Tabi ki Erzurum denince akla ilk Cag Kebabı geliyor. Yatık şişlerde odun ateşinde pişirilip servis edilen cag kebabı şehirle özdeşleşmiş lezzetlerden. Su böreği, Erzurum ketesi, ayran aşı çorbası ve kadayıf dolması da mutlaka tadılması gereken yöresel tatlar arasında.