Ekim düşünceleri – YAVUZ DONAT

spot_img


Cemil Çiçek, “duayen” sözünden hoşlanmıyor… “Kıdemli demek daha doğru” diyor… Öyleyse… Kıdemli siyasetçi Cemil Çiçek‘e soru:

– 4 yıl başkanlığını yaptığınız TBMM, 1 Ekim’de yeni yasama yılına giriyor… Yeni döneme nasıl bakıyorsunuz? Cemil Çiçek, “1 Ekim fevkalade önemli” diyerek söze başlıyor:

Bu Meclis, Milli Mücadele’yi yürütmüş bir Meclis’tir… Ve bu yönüyle, dünyadaki meclisler içinde tektir.

Başka ülkelerde… Önce devlet kurulmuştur, sonra da parlamento.

İşte Türkiye farkı… Meclis, milli kurtuluş hareketini yürütmüş, yönetmiş, başarıya ulaştırmış ve ardından da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuştur.

Meclis’in kuruluşu 23 Nisan 1920… Devletin kuruluşu ise 29 Ekim 1923.

Dünyadaki bu tek özellik, tek istisna bizim meclisimize özgü.

Meclis’te görev yapan milletvekilleri… Dostlarımız… Bunun farkında olmalıdır.

Ancak yeteri kadar farkında değiliz.

***


Önemli

Atatürk‘ten bugüne… Her yeni yasama yılı açılışında Cumhurbaşkanı konuşur… 1 Ekim‘de, Meclis’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşacak… Bir vizyon beyanı… Neler söyleyecek? Beklentiniz, düşünceniz, bakış açınız nedir?

Cemil Çiçek “duayen” sözüne karşı çıktığı gibi… “Vizyona” da tepkili:

Vizyon denilen şey gelecek tasavvuru… Önümüzdeki zaman dilimi içinde dünya nerede olacak? Türkiye nerede olacak? Ne yapılması lazım? Yani, Cumhurbaşkanı’nın konuşması en üst düzeyde bir tavsiye konuşması.

Çiçek, “Önemli” diyerek iki noktaya vurgu yapıyor:

1. Sayın Cumhurbaşkanı’nın söyleyeceklerini herkesin dikkate alması gerekiyor… Milletvekillerinin… Devlet kurumlarının.

2. Böylesine bir konuşmanın Meclis çatısı altında yapılması ise… Daha da önemli.

***


Siyaset ve üslup

Yıllardır siyasetin içindesiniz… Önemli devlet görevlerinde bulundunuz… Kıdemlisiniz… Meclis… Üslup… Siyasi kalite… Bu konulara nasıl bakıyorsunuz?

İşte, Cemil Çiçek’in en hassas olduğu konulardan biri.

Yanıtı hayli uzun… Satırbaşları:

Vatandaşın ayıplandığı, kınadığı, ileri derecede eleştirdiği bazı fiiller var… Maalesef.

Zaman içinde bu fiilleri icra eden failler değ-i şiyor… Fakat… Kötü görünen, şikâyet edilen, kınanan fiillerde bir azalma yok.

Türk siyasetinin bu olumsuzluktan kurtulması gerekiyor.

1 Ekim vesilesiyle bunun da düşünülmesi şart.

***


Kalite sorunu

Dünya dönüyor… Seçimler yapılıyor… Yönetimler değişiyor… Fakat… Eski hamam, eski tas misali… Bazı şeylerde hiç değişme yok.

Örneğin… Siyasetin hâli… Kavga… Hakaret… Milletvekilleri birbirleriyle mahkemelik… Neden? Kıdemli siyasetçinin… Cemil Çiçek’in yanıtı:

Hem bu kadar yıllık parlamento tecrübemiz olacak… Herkes bazı şeylerden yakınacak… Ama şikâyet edilen konularda bir değişiklik olmayacak… Acı ama gerçek.

Bu durum demokrasinin kalitesine tesir ediyor.

Bir toplumun yaşam kalitesi, o ülkedeki demokrasinin kalitesiyle doğrudan alakalı.

***


Kitabın ortasından

Anadolu’da yaygın bir deyim var… “Doğru söze hacı emmin ne desin?”

İşte Cemil Çiçek’ten… Kitabın ortasından… Bir çift söz:

Sadece sandık… Sadece çok parti… Ve bazı kuralların olması… Yetmiyor.

Türkiye‘nin huzura ve refaha kavuşması için kaliteli bir demokrasi de gerekiyor.

Kaliteli bir demokrasi… Kaliteli bir toplum yaşamı… Akıl ile bilginin buluşmasıyla mümkün.

Biz akıl ile bilgi irtibatını yeterince kuramadık… Akıl ile bilgi irtibatının kurulduğu dönemlerde birçok iyi işler yapılmıştır… Ama ikisinden birini kaybedince, sorunlarla uğraşıp duruyoruz.

***


Fenerbahçe

Yarından sonrası pazar… İki önemli toplantı… CHP Olağanüstü Kurultayı… Ve Fenerbahçe Kongresi.

Cemil Çiçek… İyi Fenerli… Kongre üyesi.

Bu arada bir ayrıntı… Ailede Cemil Bey’den başka Fenerbahçeli yok. Herkes Galatasaraylı.

Cemil Çiçek, “Doğru” diyerek gülüyor:

Çocuklarım Fenerbahçeli değiller… Sebebi, futbola ilgi duydukları dönemde Fenerbahçe’nin başarı ortaya koyamaması.

Bu da şunu gösteriyor: Taraftar toplamanın yolu başarılı olmak.

Yeni yetişen nesil… Gençlik… Başarıya itibar ediyor… Bu da işin tabiatı gereği… Ve doğru.

Fenerbahçe’nin başarıya ihtiyacı var.

İnşallah bu kongre başarılı bir gelecek için fırsat olur.

***


Çiçek’in tercihi… Ali Koç

Pazar günü İstanbul’da olacak mısınız? Fenerbahçe Kongresi’ne katılacak mısınız?

Cemil Çiçek’in yanıtı… “Maalesef.”

Gidecek olsaydınız… Kime oy verirdiniz?

– Tercihim Ali Koç’tan yana olurdu.

***


Atatürk ne demişti?

Spor kulüpleri… Kongreler… Başkanlar… Bitmeyen sorunlar… Cemil Bey, biraz da bunları konuşalım… Neler düşünüyorsunuz?

Konu önemli… Kıdemli siyasetçinin yanıtı uzun… Yine birkaç satırbaşı:

Siyasette de, kulüplerde de geçerli ve önemli bir nokta var… Yönetecek kişinin bagajı olmamalı.

Siyaset… Spor… Toplumun önündesin… Gözler üzerinde.

Eğer bir işin önünde olanlarla ilgili dedikodular varsa… Toplum değerlerine aykırı davranış, tutum, söz, yaşam tarzı varsa… Bu durum özellikle çocukları başka türlü etkiliyor.

Spor camiasında bu tür sıkıntılar yaşanıyor.

Spor kulüpleri sadece belirli etkinlikleri yapan kurumlar değil… Toplumu yönlendiren, değişim ve dönüşüme öncülük eden kurumlar

Spor konusuna noktayı koyarken… Cemil Çiçek, “Atatürk’ün sözlerini kimse unutmasın” diyor:

“Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim.”

***


Rahmetle

Siyaset… Kalite… Demokrasi… Millet iradesi… Seçim… Ve daha pek çok konu… Ama yerimiz de belli.

Yazımızı “kıdemli siyasetçinin” şu sözleriyle bitirelim:

“Darbesiz, muhtırasız, müdahalesiz siyaset… İşleyen demokrasi… Ve bu vesileyle idam sehpasında can veren üç büyük devlet adamını… Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan’ı rahmetle anıyorum.”



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img