İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi, bir süre sevgili olan tarafların birlikte çekilmiş fotoğraflarının erkek tarafından Facebook hesabında paylaşılmasını ve ilişkinin sona ermesi sonrası kadının kaldırma talebine rağmen bu fotoğrafların yayında tutulmasını suç saymamıştı. Mahkeme, “fotoğrafların ne zaman yüklendiğinin tespit edilemediği” gerekçesiyle sanık hakkında beraat kararı vermişti.
BERAAT KARARINI YARGITAY BOZDU
Ancak Yargıtay 12. Ceza Dairesi bu kararı bozdu. Daire, fotoğrafların yüklenme tarihinden çok, şikayet tarihi itibariyle mağdurun rızasının bulunup bulunmadığının esas alınması gerektiğini vurguladı. Kararda, sanığın kadına gönderdiği “o resimlerde benim, ister koyarım ister koymam, kimseye de hesap vermem” mesajı da dikkate alındı.
“ÖZEL HAYAT DEĞİL, KİŞİSEL VERİ İHLALİ”
Yargıtay, söz konusu görüntülerin özel hayatın gizliliğini ihlal edecek mahiyette olmadığını, ancak kişisel veri niteliğindeki fotoğrafların rıza olmaksızın paylaşılmaya devam edilmesinin TCK’nın 136. maddesi kapsamında suç oluşturduğunu belirtti. Bu nedenle sanığın, kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan cezalandırılması gerektiğine hükmedildi.
KARAR EMSAL OLDU
Yargıtay’ın bu kararı, eski ilişkilere ait sosyal medya içerikleri hakkında açılan davalarda emsal teşkil edebilecek nitelikte. Özellikle birlikteyken rıza gösterilmiş olsa bile, ilişkinin sona ermesinin ardından kaldırılmayan görsellerin kişisel verilerin korunması hakkı kapsamında değerlendirileceği ve talebe rağmen kaldırılmayan fotoğraflar için cezai yaptırımların uygulanabileceği açıkça ortaya konuldu. Bu kararla birlikte, sosyal medya paylaşımları üzerindeki rıza kavramının ilişkinin sona ermesiyle birlikte yeniden şekillenebileceği ve kişisel veri ihlali suçunun oluşabileceği yüksek yargı tarafından da tescillenmiş oldu.