Kutsal kitaplar, Mısır’daki Firavun’un zulmünü insanlık tarihine bir ibret olarak kaydeder. Kur’an’da, Tevrat’ta ve İncil’de Firavun’un İsrailoğullarına karşı uyguladığı sistematik baskılar; çocukların katledilmesi, ailelerin parçalanması ve halkın köleleştirilmesi ayrıntılı olarak anlatılır.
“Ve Firavun halkını fırkalara ayırdı; onlardan bir topluluğu zayıf düşürüyor, onların oğullarını boğazlatıyor, kadınlarını sağ bırakıyordu.
O, bozgunculardandı.” (Kur’an, Kasas 4)
“Ve Mısır kralı dedi: İşte bu İsrailliler milletçe bizden daha çok ve daha güçlüdür…
Onlara baskı yapalım. Ve onların erkek çocuklarını öldürün, kız çocuklarını sağ bırakın.” (Tevrat, Çıkış 1:9–16)
Allah CC. bu zulme karşı Hz. Musa (AS)’yı gönderdi. Hz. Musa, halkını Kızıldeniz’e kadar getirdi. Deniz yarıldı ve İsrailoğulları geçti. Arkalarından gelen Firavun ve ordusu ise Allah’nın müdahalesiyle sulara gömülerek helâk oldu.
“Bugün senin bedenini kurtaracağız ki, senden sonra gelenlere bir ibret olasın!” (Kur’an, Yunus 92)
“Ve Mısırlılar takip etti… Ve Rab, Mısır ordusunu Kızıldeniz’in ortasında yere serdi.” (Tevrat, Çıkış 14:27–28)
NETANYAHU’NUN GAZZE’DEKİ ZULMÜ
Bugün Gazze’de yaşananlar, o tarihî zulmün aynası gibidir. Netanyahu yönetimi altında İsrail devleti; çocukları, kadınları, sivilleri hedef alan operasyonlarla adeta bir “Modern Firavun” inşa etmektedir.
Gazze’de:
Bebekler enkaz altında can veriyor,
Elektrik, su, ilaç gibi yaşamsal kaynaklar kesiliyor,
Milyonlarca insan açık hava hapishanesinde yaşam mücadelesi veriyor.
Bu eylemler sadece askeri değil, ahlaki ve ruhani bir yıkımın da ifadesidir. Üstelik bu defa zalim rolünde, dünün mazlumu olan bir lider var:
Netanyahu.
Yahudi ve Hristiyan vicdanlardan gelen ilahi uyarılar
Tarihte zulüm gören Yahudiler ve adalet mesajını temel alan Hristiyanlar arasında çok sayıda aydın, Netanyahu’ya açıkça şu mesajı veriyor:
“Biz Yahudiler bir zamanlar Firavun’un zulmü altında inledik. Korkarım şimdi, Firavun’un yerinde biz varız.”
Yahudi aydınlar: “Firavunlaşma”ya karşı uyarılar Amos Oz (İsrailli yazar):
“Biz Musa’nın halkıyız ama bugün Firavun gibi davranıyoruz.”
Rabbi Michael Lerner: “Gazze’yi açık hava hapishanesine çevirmek Tanrı’nın ahdine ihanet etmektir.”
Yehuda Bauer: “Holokost’tan öğrendiğimiz tek ders: bir daha asla zalim olmayacağız.”
Hristiyan Liderler: İlahi adaletin gölgesi yaklaşıyor Rev. Dr. Mitri Raheb (Lüteryan papaz): “Netanyahu’nun yolu Firavun’un sonuyla aynı olabilir.”
Jim Wallis (Evanjelik lider): “Tanrı’nın adaleti çocukların kanına sessiz kalmaz.”
Papa Franciscus: Dolaylı olarak, “Masumların kanı, Tanrı’nın en güçlü cevabıdır” diyerek benzer çağrılar yapmıştır.
İncil’den uyarı: “Çünkü yargı merhametsiz olacaktır, merhamet etmeyene; ama merhamet, yargıya üstün gelir.” (Yakup 2:13) “Mazlumun ahı, gökleri deler.” (Luka 18:7-8)
İlahi Tuzak: Allah’ın oyunu en büyüktür Netanyahu ve benzeri liderlerin unuttuğu şey şudur: Zulüm planı ne kadar karmaşık olursa olsun, Allah’ın tuzağı daha büyüktür.
“Onlar tuzak kurdular. Allah da onların tuzaklarını boşa çıkardı. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.” (Kur’an, Âl-i İmran 54) Kızıldeniz, zulüm ile mazlumun arasındaki sınırdır. Geçen kurtulur, zulmeden orada suda boğulur. Bugün Netanyahu da zulmün Kızıldenizi’ne doğru koşuyor olabilir.
TARİH TEKERRÜR EDİYOR
Dün Firavun, Hz. Musa’nın halkını ezmeye çalıştı.
Bugün Netanyahu, Gazze halkını yok etmeye çalışıyor.
Ama Tarih Allah’nın aynasıdır ve o ayna şunu gösteriyor:
Zulümle iktidar sürülmez. Mazlumun duası semayı deler.
En büyük oyunu Allah kurar. Her Firavun’un bir Musa’sı vardır. Ve her Netanyahu’nun önünde bir Kızıldeniz açılır. Sonu da orada yazılır.
