Hafızamda geriye doğru gidiyorum. 2019 yılında piyasaya çıkan ilk kitabı Becoming’i okuduğumu hatırlıyorum hemen. Bir siyahi olarak, ırkçılığı uzun bir süre devlet politikası olarak gören, bir ırkın diğer ırka hizmet etmek için yaratılmış olduğuna inanan, ırkçığın en kötü formunun yaşandığı ABD’de dünyaya gelen siyahi bir kadının hikayesi olarak çok ilham vericiydi. Ten rengi nedeniyle dışlanmanın ne demek olduğunu, büyürken yaşadığı zorlukları, buna rağmen eğitim ve iş hayatında nasıl başarılı olduğunu, mutlu bir aile kurmayı anlatıyordu kitabında. Geçtiğimiz günlerde ikinci kitabını piyasaya çıkardı. Look ismini verdiği ikinci kitabıysa moda ve stil konusunda verdiği tavsiyeleri içeriyor. Günlerdir dünyanın en prestijli moda ve cemiyet hayatı dergilerinin kapaklarında onun fotoğraflarını görüyoruz. Bence kimden bahsedeceğimi çoktan tahmin etmişsinizdir. Evet Michelle LaVaughn Robinson Obama. Ya da hepimizin bildiği ismiyle Michelle Obama. ABD’nin ilk siyahi başkanı Barack Obama’nın eşi. ABD’nin ilk siyahi First Lady’si. Bush ailesinin iktidarları boyunca özellikle Ortadoğu’ya verdiği zararın ardından ABD halkı resmen taze bir kana, ferah bir havaya, özgürlüklere, huzura, güzelliklere ihtiyaç duyuyordu.

HARVARD ÜNİVERSİTESİ MEZUNU
Bir kere karşımızdaki kadın Princeton Üniversitesi ve Harvard Hukuk Fakültesi mezunu. Bu okulların isimleri bile saygıyı hak eder. “Üniversite mezuniyetini abartacak da ne var” diyenler de olacaktır. “Okul var, okul var” diyebilirim. “Hayat yolculuğunda ne bir okulu kazanmak ne de o okulu bitirmek kolaydır” diyebilirim. Hele ki söz konusu okullar dünyanın en prestijli iki okuluysa “İnsanın cidden ceketinin düğmelerini iliklemesi, saygı duyması gerekir” diye de devam edebilirim. Sonuç olarak hukuk bölümünden mezun olmanın en zor olduğu iki okulu bitirmiş bir kadın var karşımızda. Ve bunu siyahileri okullara çok büyük zorluklarla kabul ettikleri, zeka ve çalışkanlıkta insan üstü bir yeteneğe sahip olunması beklendiği bir dönemde yapmış bir kadın var. Peki, bu kadın okullarının ardından ne yapmış?

HUKUK FİRMASINDA ÇALIŞIYOR
Önce ülkenin prestijli hukuk firmalarından Sidley Austin’de çalışmaya başlamış. Ardından sahip olduğu ayrıcalıkları, bilgi ve birikimi kendisinden daha az şanslı kişiler için kullanmaya karar vermiş. Kâr amacı gütmeyen kuruluşlarda çalışmış. Bu da yetmemiş yine dünyanın en prestijli üniversiteleri arasında gösterilen Chicago Üniversitesi’nde öğrenci hizmetlerinden sorumlu dekan yardımcısı olarak görev yapmıştır. Bir daha ifade edeyim “Dekan Yardımcısı”… Oranın ardından da Chicago Üniversitesi Tıp Merkezi’nde toplum ve dış ilişkilerden sorumlu başkan yardımcısı olarak görev yapmış. Bir kez daha ifade edeyim “Başkan Yardımcısı”. Kendi aktif kariyerine eşinin ülkesinin başkanı olması nedeniyle 2009 yılında nokta koyuyor Michelle Obama. O tarihe kadar da tanıdık, torpil gibi denklemlerin işlemediği kuruluşlarda kendi tırnaklarıyla inanılmaz bir kariyer inşa ediyor.
DANIŞMANLIK VE VAKIF ÇALIŞMALARINA DEVAM
Tüm bunlar olurken iki hukukçu olarak tanıştığı Barack Obama ile 1992 yılında evleniyor ve iki çocuk sahibi oluyor. Eşinin yanında hukuk konusunda danışmanlık yaptığı gibi duruşu, giyimi, stili, fiziği ve korkusuz bir şekilde kendisi olabilme kabiliyetiyle dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca kız çocuğuna ve kadına ilham kaynağı oluyor. Tırnaklarıyla bir kariyer inşa etmiş bir kadın olarak First Lady’lik görevi sona erer ermez, kitap yazmaya, danışmanlık vermeye, çeşitli kuruluşlarla ortak çalışmalar yapmaya, vakıflar için çalışmaya aralıksız olarak devam ediyor. Michelle Obama şu an 61 yaşında eskilerin bir sözü vardır “İşleyen demir ışıldar” diye. Işıl ışıl gerçekten de. İlham verici, güçlü, mutlu, kudretli bir kadın var karşımızda. Örnek almak istiyorsanız; tırnaklarıyla kazıyarak iyi bir eğitim, iyi bir kariyer ve sonsuz başarı elde eden bir örnek. Yani kısaca hayatı eşiyle başlayıp, eşiyle solan hatta yok olan kadınlara inat siz kendi varlığıyla mutlu bir kadın olun.

İKİ KİTAP YAZDI
Bush’ların gölge gibi, din ve savaştan beslenen, sadece kendi ülkesine değil dünyanın birçok ülkesine zarar veren şahin politikalarının ardından Obama’lar gerçekten de taze bir soluk gibi girdi sadece ABD’lilerin değil hepimizin hayatına. Eski bir dışhaberler servisi yöneticisi olarak bayılarak yazmak istesem de Barack Obama’nın iktidarı boyunca izlediği politika değil konumuz. Hatta şimdinin moda yazarı olarak rahatlıkla kaleme alacak olsam da Michelle Obama’nın stil ve marka tercihleri de değil bu haftanın konusu. Bu hafta konumuz 2009-2017 yılları arasında sevsek de sevmesek de dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olan ABD’nin First Lady’si olarak görev de yapan Michelle Obama’nın dokunuşuyla tüm dünyada yarattığı etki aslına bakarsanız. “Aman işte adam siyasete adım atmış, kadın da şanslı bir evlilik yapmış. Eşiyle o dönemi yaşamış. Çok da abartmaya gerek yok” diyenler olduğuna eminim. Aslına bakarsanız bu ön yargımız çoğu zaman siyaset arenasında yer alan kişilerin eşleri için geçerli olabilir. Ancak kesinlikle Michelle Obama için geçerli değil.


















