Gazze’de açlıkla gelen sessiz soykırım

spot_img


7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze’de, siyonist İsrail tarafından eşine dünya tarihinde hiç rastlanmayan bir zulüm uygulanıyor. Bebekler katlediliyor, aileler bilinçli olarak yok ediliyor. Güvenli alan diye gösterilen bölgeler hedef haline getiriliyor. Bir dilim ekmek peşinde koşan insanlar, ağır makinalı silahlarla vuruluyor. Sokaklardaki siviller dronelarla avlanıyor. Hastanelerin üzerine bomba yağdırılıyor. Yeni doğan bebek üniteleri bile ağır bombardıman uçaklarıyla havaya uçuruluyor. Son 160 gündür ise sıkı bir kuşatma altında olan Gazze’de, açlık adeta kol geziyor. Filistin hükümeti Gazze şeridi Medya ve İletişim Ofisi, bölgedeki büyük yıkımın en net verilerini topladı. İşte İsrail vahşetinin korkunç yüzü…

BEBEK MAMALARI TÜKENDİ

Uluslararası dünyanın sessizliğinden güç alan İsrail, Gazze’yi adeta cehenneme çevirdi. İsrail’in vahşetine en yüksek perdeden tepki gösteren tek ülke ise her ortamda sadece Türkiye oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bütün uluslararası platformlarda Gazze’nin durumuna dikkat çekti. Başkenti Kudüs olan özgür bir Filistin’in mutlak anlamda barışın tek anahtarı olacağına işaret etti. İsrail’in kelimelerle tarif edilemeyecek vahşetine karşı Gazze halkı tarihe geçen bir direnişle karşılık verdi. İsrail, en ölümcül silahlarıyla bölgeyi yerle yeksan etti. Gelin şimdi hep beraber, neredeyse üçüncü yılına yaklaşan savaşın acı faturasını okuyalım…

2 milyon 4 binden fazla insan, uluslararası sınıflandırmalara göre en tehlikeli aşama olan kıtlığın üçüncü aşamasına girdi. Kişi başına düşen gıda tüketimi, savaş öncesine göre yüzde 90’dan fazla azaldı.

Binlerce çocuk ciddi derecede zayıflık, kansızlık, gelişim geriliği ve sindirim hastalıkları yaşıyor. Bebek maması ve hayati öneme sahip ilaçlar neredeyse tüm bölgelerde tamamen tükendi. Okulların yüzde 85’inden fazlası ya yıkılmış ya da sığınak haline gelmiş. Eğitim neredeyse tamamen durmuş durumda; mevcut nesil eğitimsizlikle yok olma tehdidi altında. Su, elektrik ve altyapı hizmetleri tamamen durdu.

BUNUN ADI SOYKIRIM

7 Ekim 2023’ten bu yana şehit sayısı 60 bin 430’u, yaralı sayısı ise 148 bin 722’yi aştı. Kurbanların çoğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşmakta. Halkın tamamı barınaksız, gelirsiz, gıda ve sağlık güvencesi olmadan yaşamaktadır. Gazze’de bugün yaşananlar sadece bir “insani kriz” değil; dünyanın gözü önünde gerçekleşen açık bir soykırım suçunun sahnesidir. Açlık, zorla göç, yıkım ve yardım engellemeleri sivil halkı hedef alan bir savaş silahına dönüşmüştür.

Yetersiz beslenme ve açlık nedeniyle 650 bin çocuk, ölüm riski altında. 40 bin bebek (1 yaş altı), bebek mamasının tükenmesi nedeniyle açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya. Gazze’deki çocukların aylık 250.000 kutu mama ihtiyacı karşılanamıyor. Yaklaşık 60 bin hamile kadın, yetersiz beslenme ve sağlık hizmetleri nedeniyle risk altında. Her bin canlı doğumda 160 düşük gerçekleşmekte; savaşın başlangıcından bu yana 12 bini aşkın düşük vakası kaydedildi.

1.9 MİLYON FİLİSTİNLİ ÇADIRDA YAŞIYOR

1 milyon 900 binden fazla Filistinli, kamplarda veya açık alanlarda son derece zor koşullarda yaşamakta. İşgal güçleri, bu insanları ‘güvenli olmayan tampon bölgelerde’ izole etmeye çalışmakta ve evlerine dönmelerini engellemekte. Binlerce aile, içme suyu, tuvalet ve yeterli gıda olmadan çadırlarda yaşamakta.

BULAŞICI HASTALIKLAR YAYILIYOR

38 hastane tamamen veya kısmen hizmet dışı kaldı. Geriye kalan sağlık çalışanları maaşsız, elektriksiz ve ekipmanı olmadan dehşet verici koşullarda çalışıyor. Tifo, uyuz, hepatit, şiddetli ishal, gıda zehirlenmesi ve verem gibi bulaşıcı hastalıklar yayılıyor.

ULUSLARARASI HUKUKU HİÇE SAYIYOR

Uluslararası hukuku hiçe sayan İsrail, masum sivilleri hedef alıyor. BM kararlarını hiçe sayıyor. Okullar, hastaneler ve sivil yerleşim yerlerinin hedef alınmayacağı bilinmesine rağmen, siyonistler bilinçli olarak bu bölgeleri hedef alıyor. Yardım merkezlerinin önünde bekleyen insanlar öldürülüyor. Uluslararası camianın, katliamları durdurun çağrısına, İsrail daha fazla vahşileşerek karşılık veriyor. Dev uluslararası şirketlerdeki tahakkümü nedeniyle dünya kamuoyunu da manipüle edebiliyorlar.

META başta olmak üzere dijital platformlar vasıtasıyla kendilerini masum göstermeye çalışıyorlar. Batı menşeili medya grupları ise adeta siyonizmin sesi gibi çalışıyor.

AÇLIK VE KAOS MÜHENDİSLİĞİ

İşgal rejimi, felaketin büyüklüğüyle hiçbir şekilde orantılı olmayan, ortalama 40 kamyonluk sınırlı yardım girişine izin vermekte. Oysa Gazze’nin günlük 600 yardım kamyonuna ihtiyacı var.

Kamyonlar işgal altındaki geçiş noktalarından geçmekte, yardımlar çeteler tarafından yağmalanmakta ve ihtiyaç sahiplerine ulaşmamakta. Giren yardım malzemeleri son derece yetersiz, uygunsuz veya bozuk durumda.



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img