İnsan hayatı boyunca kendini tanımaya ve geliştirmeye çalışır. Bazen bu yolculuk huzur ve gelişim getirirken, bazen de içsel çatışmalara ve mutsuzluğa dönüşebilir. En büyük huzursuzluklardan biri, insanın kendini olduğu gibi kabul edememesi ve sürekli eksikliklerine odaklanarak başkalarıyla kıyas yapmasıdır. Oysa huzur, mükemmel olmakta değil, kendini tanıyıp hem güçlü hem de zayıf yönlerinle barış içinde yaşamaktadır. Kabul etmek, pes etmek ya da değişime kapıyı kapatmak değildir. Tam tersine, değişimi mümkün kılan en büyük farkındalıktır. Çünkü insan ancak kendini olduğu gibi kabul ettiğinde, gerçek anlamda dönüşmeye başlar.
Hayat, kendini tanıma yolculuğudur. Bu yolculukta kimi zaman güçlü yanlarımızı keşfeder, kimi zaman da eksik yönlerimizle yüzleşiriz. Ancak çoğu insan, güçlü taraflarına odaklanmak yerine eksikliklerini büyütmeye, kendini başkalarıyla kıyaslamaya meyillidir. Kendi yoluna odaklanmak yerine, başkalarının hızına bakarak koşmaya çalışır. Oysa herkesin gelişim süreci kendine özgüdür. Kimimiz hızlı ilerler, kimimiz biraz daha yavaş. Ama önemli olan, bu yolculuğun başkasına değil, sadece kendimize ait olduğunu fark etmektir.
Günümüzde sosyal medya, toplumun dayattığı başarı kalıpları ve içimizde büyüttüğümüz beklentiler, “Daha iyi olmalıyım.” düşüncesini sürekli besliyor. Kendimizi başkalarının hayatıyla kıyaslayarak, eksik hissettiğimiz yönlerimizi daha da büyütüyoruz. Oysa kabul etmek, teslim olmak değil, farkında olmaktır. “Ben olduğum halimle de yeterliyim.” diyebilmek, iç huzurun anahtarıdır.
Kendini kabul etmek, “Ben böyleyim, değiştirmem gereken yönlerim var ama bu beni eksik yapmaz.” diyebilmektir. Bir insanın yeteneklerini, sınırlarını, güçlü ve zayıf yönlerini fark etmesi, onun kendisini daha bilinçli bir şekilde geliştirmesini sağlar. Eğer bir insan sürekli olarak “Ben neden daha sabırlı değilim?”, “Keşke daha dışa dönük olsaydım.”, “Neden onlar gibi başarılı değilim?” diye düşünerek kendini tüketirse, hayatı kendine dar eder. Oysa kendine şefkatle yaklaşan biri, güçlü olduğu yönleri geliştirmeye, geliştiremeyeceği yönleri ise olduğu gibi kabul etmeye odaklanır.