King Richard filmi, dünya spor tarihine geçen Serena- Venüs Williams kardeşlerin babası Richard Williams’ın, onları yetiştirirken verdiği mücadeleyi anlatır. Ben de pek çok sporcuyla bir araya gelirken hemen anne ya da babasıyla tanışırım. Çok antrenman yaptıkları için onları rahatsız etmeden haberleri anne babalarından alırım. Dünyaca ünlü satranç sporcumuz 15 yaşındaki Ediz Gürel’in annesi Özlem Hanım da sık konuştuğum isimlerden.
Geçtiğimiz günlerde Gürcistan’da Avrupa Takımlar Satranç Şampiyonası’nda Millî Takımımız, genel kategoride tarihinin en iyi derecesini elde ederek onuncu oldu. Biz de şampiyona sonrası tüm dünyanın maçlarını yakından takip ettiği Ediz Gürel ve Özlem Hanım’la bir araya geldik. Annesi ile sporcu annesi olmanın detaylarını, Ediz’le de kariyerini konuştuk.

– Dünyada satrançla ilgilenen milyonlarca insanın yakından takip ettiği bir gencin annesi olmak zor mu?
– Eşimle birlikte çok düşünerek çocuk sahibi olduk. İlk çocuğumuz evliliğimizin beşinci yılında dünyaya geldi.Ardından Ediz ailemize katıldı. Eğitimlerinden sosyal hayatlarına kadar her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünerek adımlar atıyoruz. Ediz’in peşinde sürekli seyahat etmek elbette kolay değil. Dışarıdan eğlenceli gözükebilir ama ulaşım ve konaklama ciddi bir maliyet doğuruyor. Eşim çalıştığı için Ediz’e daha çok ben eşlik ediyorum. Tabii ki eşimi, kızımı ve köpeğimizi çok özlüyorum. Sayamayacağım kadar çok ülke gördüm. Vize bitmeden pasaport değiştirmek zorunda kalıyoruz. Ama elbette Ediz’in bu oyundan aldığı keyfi görmek, zaferlerine tanık olmak, zorlandığı yanında olmak tüm yorgunluğumu unutturuyor.
– Ediz’in annesinden çok mentörü gibisiniz. Onun annesi olmayı özlüyor musunuz?
(Durdu, yutkundu)
– İki kimlik arasında geçişler kolay olmuyor. Bazen anne olduğunuzu unutup acımasız olmanız gerekiyor. Ama Ediz kariyerinde genelde iyi sonuçlar aldığı için mutlu zamanlarında anne olmak keyifli… Biz de anne baba olarak dünyaya gelmedik. Evlatlarımız sayesinde bunu yolda öğreniyoruz.
– Sporcu anne babalarına ne tavsiye edersiniz?
– Her spor branşının maddi manevi zorlukları var. Çocuğunuz kaybettiği, çok üzüldüğü zamanlar havlu atmaması gerektiğini ya da kazandığı vakit kibre kapılmamasını öğretmemiz gerekiyor. Lakin kimseye tavsiye verecek kadar hadsiz olamam. Her ailenin dinamiği farklıdır, el yordamıyla ilerleyecekler. Çocukları ne yaparken mutlu oluyor, bunu iyi gözlemleyip o yönde ilerlesinler. Çocuğunuz hayalleri için bir şeyleri feda ediyorsa onun arkasından koşa koşa gidin. Kendi hayallerinizi çocuğunuza dayatmayın!
– Neyin farklı olmasını isterdiniz?
– İmkanların daha çok olmasını, çocuğumun, “Yarın ne olacak?” diye endişelenmemesini isterdim. “Bir satranç oyuncusu hayatımı kazanabilecek miyim? Bu işi yaparak çocuklarıma bakabilecek miyim?” diye düşünmemesini arzu ederdim.

ABD’DEN GELEN TEKLİFLERİ ÖNEMSEMİYORUM
– Dünyada satranç karşılaşmaları en çok takip edilen isimlerden birisin. Aklını çelmeye çalanlar vardır…
– Ediz Gürel: Satrancı çok seviyorum ve hayatımı bu oyunu oynayarak sürdürmek istiyorum. Bunun için de elimden geleni yapıyorum. ABD’den üç üniversiteden teklif var şu anda. Hemen gelmemi istiyorlar.
Ben satrancı basamak gibi kullanıp ABD’ye gitmeyi tercih etmem. Ülkemde, Türkiye’de mutluyum. Bir yere gitmeyi istemiyorum. İstanbul bile benim için çok kalabalık. Yakın arkadaşım Işık Can, ABD’de Missouri Üniversitesi’nde okuyor. Orada kolay turnuva bulamıyor. Batum’a gelmek için 20 saat uçmak zorunda kaldı. Jet lag olduğu için ilk turda oynayamadı. Yani Amerika her yere uzak.

– Şu anki ilk hedefin nedir?
– Öncelikli hedefim 2700 Elo puanına ulaşmak. Ondan sonra daha da ilerlemek, 2800’lere ulaşmak.
– Son sorum, seni kızdıracak: “Büyüyünce ne olmak istiyorsun?”
– Emine Örnek Fen Lisesi’nde 11. sınıfa gidiyorum. Sık sık turnuvalara katılsam da derslerimi aksatmıyorum ve not ortalamam 90’ın üzerinde. Ancak şu an bir mesleğim var zaten. Satranç benim hayatım. Bir spordan daha fazlası benim için… Ben hayatımı satranç oynayarak sürdürmek, geçimimi buradan sağlamak istiyorum. Bu bakış açısının artık değişmesi gerekiyor. Bir futbolcuya mesleği soruluyor mu?

CAM DUVAR AŞILDI
Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat Sözen: “20 yıl önce satranç sporunun daha geniş kitlelere yayılabilmesi, daha çok çocuğumuzun satrançla buluşması amacıyla sponsorluğa başladık. Satranç Federasyonu bugün Türkiye’de en çok lisanslı sporcusu bulunan federasyon haline geldi. Geçmişte ülkemizden bir satranç sporcusunun uluslararası müsabakalarda iyi dereceler yapması konusunda cam bir duvar vardı. Bu duvarları aşan, başarılarıyla satrancın ülkemizde popüler bir spor olmasına katkıda bulunan kadın, erkek sporcularımızdan oluşan Millî Takımlarımız bugün Avrupa Takımlar Şampiyonası’nda ülkemizi en iyi şekilde temsil ediyor.”

SATRANÇ BİR MESLEK OLARAK GÖRÜLMELİ
Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Fethi Apaydın: Bir satranç oyuncusu olarak üniversite öncesi tercihte çok zorlanmıştım. Federasyon olarak çalışmalarımızı bu sıkıntıları aşmak için sürdürüyoruz. Mustafa Yılmaz, Emre Can da arkalarından gelen çocukların önünü açmak için bu spordan vazgeçmediler. Türkiye’nin satrançta yükselen ivmesinde Gençlik ve Spor Bakanlığımıza ve ana sponsorumuz Türkiye İş Bankası’na da teşekkür ediyorum.


















