Kalyon Kültür’ün yeni sergisi Gündelik Mucizeler’i tarihi mekan Taş Konak’ta sanatseverlerle buluştu. On çağdaş sanatçının toplam 29 eserinden oluşan bu seçki, gündelik hayatın görünmez alanlarına odaklanarak izleyiciyi sıradanın içindeki olağanüstüye dikkat kesilmeye çağırıyor. Küratörlüğünü Kalyon Kültür Sanat Yönetmeni Aslı Bora’nın üstlendiği sergi, 17 Ekim’e kadar ziyarete açık olacak.

Resimden heykele, sokak sanatından dijital medyaya uzanan geniş bir yelpazede konumlanan Gündelik Mucizeler, Ayla Turan, Ebru Kocaer, Ecem Dilan Köse, Erhan Lanpir, Gülveli Kaya, Muhammet Bakır, Mr. Hure, Saghar Daeiri, Seydi Murat Koç ve Zeynep Abacı’nın eserlerini bir araya getiriyor. Her biri kendi dilinde konuşan bu işler, izleyicinin yalnızca bakmasını değil, “görmesini” de talep ediyor. Küratör Aslı Bora, serginin çıkış noktasını 20. yüzyıl düşünürü Paul Valéry’nin şu sözüyle özetliyor: “Görmek, bir alışkanlığı kırmaktır.”

GÖRMEK, BİR ALIŞKANLIĞI KIRMAKTIR
Bu yaklaşım doğrultusunda seçkide yer alan eserler, gündelik akışta gözden kaçan detaylara duyusal bir dikkatle yaklaşırken, izleyiciyi kendi algısal sınırlarını sorgulamaya yöneltiyor. Sergi, her şeyin yüksek sesle anlatıldığı bir çağda, dikkat, sessizlik ve karşılaşma üzerinden ilerleyen incelikli bir anlatı sunuyor.

Açılış konuşmasında Filistin’de ve dünyanın birçok bölgesinde yaşanan insanlık dramına dikkat çeken Kalyon Vakfı Başkanı Reyhan Kalyoncu, “Bazı coğrafyalarda gündelik olanın bile mucizeye dönüştüğü bir dönemden geçiyoruz,” sözleriyle serginin arka planında yatan politik ve insani duyarlılığı da ortaya koydu. Kalyoncu’nun bu vurguya yer veren konuşması, serginin yalnızca estetik bir buluşma değil, aynı zamanda toplumsal bir farkındalık alanı yaratma çabası olduğunu da gösteriyor. Nitekim grafiti sanatçısı Mr. Hure de eserinde Filistin’e dikkat çekiyor. Sergide yer alan işler; doğada, şehirde ya da insan bedeninde rastlanan olağan anları, adeta bir şiirsel yoğunlukla yorumluyor.

Bu da sergiyi yalnızca bir sanat gösterimi değil, aynı zamanda bir yaşam algısı önerisi hâline getiriyor. Hannah Arendt’in “Dünyaya bırakılmışlık hâlimiz, başkalarıyla birlikte var olmaya mecbur oluşumuzdur” sözüyle çerçevelenen seçki, çağdaş sanatın insani boyutuna işaret ediyor. Sergi, bireyin yalnızlığıyla kolektif yaşantının kırılgan dengesi arasında geziniyor. Kalyon Kültür’ün bugüne dek ev sahipliği yaptığı 14 sergi ve 400’ü aşkın etkinliğin ardından gelen Gündelik Mucizeler, mekânın çağdaş sanatla kurduğu bağın güçlü bir örneği. Kalyon Vakfı’nın “Sanat herkesin hakkı” ilkesiyle yol alarak, disiplinler arası üretimleri destekleyen yaklaşımı, Taş Konak’ın zarif atmosferinde etkileyici bir karşılık bulmaya devam ediyor.


















