IMF: ‘Hazır olun, belirsizlik yeni normal’

spot_img


Çarşamba günkü yazımızda, uluslararası ekonomi ve finans çevrelerinde bu dönemin ‘VUCA Dönemi’ olarak adlandırıldığını vurgulamıştım. Değişkenliğin, belirsizliğin, karmaşıklığın ve muğlaklığın (Volatility, Uncertainty, Complexity, Ambiguity) aynı anda piyasalara hakim olduğu bu süreç, malum altın, gümüş ve platini, kıymetli madenlerin tümünün fiyatını yeni rekorlara taşımakta. Peki, bu süreç, bu dönem ne kadar sürecek? IMF Başkanı Georgieva’nın, uluslararası teşkilatın uzmanlarınca yapılan analizlerden çıkardığı sonuç, belirsizliğin küresel olarak yükseldiği, yükselmeye devam edeceği. Georgieva, dünya ekonomisinin önde gelen ülkelerinin bu karmaşık, hatta kaotik sürece hazırlıklı olması gerektiğini, belirsizliğin yeni normal olduğunu ve kalıcı olacağını vurguluyor.

IMF ve Dünya Bankası‘nın bu yılın ortak ilkbahar toplantılarında, uzmanlar ABD ekonomisinin resesyona ve bunun dünyanın geri kalanına olumsuz yansımaları olacağını öngörmekteydi. IMF Başkanı, bu öngörünün aksine, ABD’nin yanı sıra, birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomisinin son 6 ayda ayakta kalmayı başardığını; dünya ekonomisinin mevcut belirsizlik süreciyle korkulandan daha iyi; ancak ihtiyaç olandan daha kötü bir performansla başa çıktığını belirtmekte. Görünen o ki, önümüzdeki hafta gerçekleşecek olan IMF-Dünya Bankası ortak sonbahar toplantılarında en önemli başlık, artan belirsizliğe karşı dünya ekonomisinin ve önde gelen ülkelerinin dayanıklılığını arttıracak yaklaşımlar ve politikalar olacak.

Çoklu şoklardan kaynaklanan ciddi baskılara olabildiğince dayanmış dünya ekonomisinde, küresel büyümenin 2025 ve 2026‘de öngörülene göre daha zayıf bir büyüme performansı göstermesi beklenmekte. IMF, ülkeler arasında küresel ticareti ve tedarik zincirini ayakta tutmanın dünya ekonomisinin şoklara karşı dayanma kapasitesini arttıracağını ifade etmekte. Bunun yanı sıra, dayanıklılığı arttıracak iyileştirici ekonomi politikalarına ağırlık verilmesi, özel sektörün küresel şoklara uyum sağlama kabiliyetinin güçlendirilmesi bir o kadar önemli olacak. Başkan Trump’ın halen mutabakata varmadığı Kanada, Meksika, İsviçre ve Çin‘le makul bir ithalat gümrük vergisi tarife oranında anlaşmaya varması, küresel ticaret üzerindeki belirsizlik baskısını azaltacaktır. Ancak, yüzde 50 ithalat vergisi tarifi oranı ile ‘siyaseten’ de cezalandırılmış gözüken Brezilya ve Hindistan‘ın pozisyonları muallak kalmaya devam edecek gözüküyor.

Bunun yanı sıra, dünyanın bütününde reel sektör için finansman maliyetlerinin iyileştirilmesi de kritik önemde. Bu nedenle, fiyat istikrarı bir öncelik olsa dahi, merkez bankalarının küresel büyümeyi destekleyecek ve reel sektörün finansman maliyetlerini azaltacak yeni bir para politikası rotasına yönelmeleri gerektiği de mutlaka tartışma konusu olacaktır. IMF, küresel ekonomik büyümenin orta vadede yüzde 3 civarında olmasını beklerken, bu oranın küresel virüs salgını ve Rusya-Ukrayna Savaşı öncesi dönemde yüzde 3,7 olan küresel büyüme ortalamasının altında kalması anlamına da geliyor. Çin’in küresel büyümeye katkısı istikrarlı bir şekilde hız kaybederken; Hindistan ise tersine, küresel büyümenin ‘yeni motoru’ işlevini hızlandırmakta. IMF Başkanı Georgieva, Avrupa için ise iş gücü piyasasında, mal ve hizmet ticaretinde, enerjide ve finansta sınır anlaşmazlıklarını ortadan kaldırma çağrısı yaparken, AB ülkelerinin tek bir Avrupa finans sistemi kurmak ve enerji birliğini inşa etmek üzere hızlanması gerektiğini vurgulayarak, kıtanın ABD’nin özel sektör dinamizmini yakalamasının elzem olduğunu hatırlatıyor.



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img