Vakfın Fatih’te bulunan genel merkez binasında düzenlenen basın açıklamasında konuşan Yıldırım, İHH’nin Gazze’de yürüttüğü projede çalışan 5 kişinin, 28 Mayıs’ta İsrail’in saldırısı sonucu hayatını kaybettiğini söyledi. Hem Mavi Marmara’ya yönelik saldırının 15. yılı olduğu için hem de şehit düşen vakıf üyelerini anmak amacıyla 1 Haziran Pazar günü “Her Adım Gazze ve Kudüs İçin” yürüyüşü düzenleyeceklerini dile getiren Yıldırım, vatandaşları yürüyüşe davet etti.
Yıldırım, vakıf üyelerinin bulunduğu aracın dronla hedef alındığına dikkati çekerek, “Gazze’de sıcak yemek çıkarıyoruz. Hiç durmadı bu. Bu tabii ki zalim İsrail’i tedirgin etti. Fakat bütün dünyanın tepkisine rağmen Amerika silahıyla vuruldu. Direkt dronla hedef alındı. Bu silah önce arabayı deldi. İçinde basınç oluşturdu ve yüzlerce bıçak çıkararak arkadaşlarımızı parçaladı. Bu saldırıda Amerika suçludur. Mutlaka yargılanmalıdır.” diye konuştu.
Gazze’de, 7 Ekim 2023’ten itibaren toplam 452 yardım kuruluşu çalışanının vurulup öldürüldüğünü dile getirdi.
“ÖYLE BİR SES VERELİM Kİ SESİMİZ TEL AVİV’DEN DUYULSUN”
Dünyada hain veya korkakların olduğunu belirten Yıldırım, “Hainler katliamın ortağı. Silah verenler ve İsrail ne yaparsa yapsın göz yumanlar, korkaklar ise attıkları imzaya göre hareket etmeyenler.” ifadesini kullandı. Yıldırım, pazar günü gerçekleştirecekleri yürüyüşün içeriğine ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu saldırıya tepkilerimizi pazar günü göstereceğiz. Mavi Marmara’nın vurulma yıl dönümü 31 Mayıs’tır. Bu tarih cumartesiye geldiği için biz pazara aldık. 1 Haziran’da saat 14.00’te Fatih Camisi’nden başlayıp Ayasofya’ya kadar bir yürüyüş yapacağız. Mavi Marmara’yı anacağız, İsrail’i protesto edeceğiz, şehitlerimize dualar okuyacağız. Bütün halkımızdan büyük yürüyüşe destek bekliyoruz. İsrail, ‘Ben Türk kuruluşunu vururum, Marmara’da olduğu gibi Türkleri öldürürüm. Türkler de sokağa bile çıkamaz.’ anlayışına sahip olmasın. Öyle bir ses verelim ki sesi Tel Aviv’den duyulsun. Dünyanın her tarafında mitingler olacak, olmaya devam edecek. Hepsiyle de irtibatlıyız. İsrail’de de mitingler olacak.”
KATİL İSRAİL İNSANİ YARDIM ÇALIŞANLARINI HEDEF ALIYOR
Yaklaşık 80 yıldır Filistin’de büyük zulümler işleyen işgalci İsrail, 7 Ekim sonrasında saldırılarını daha da artırdı. Sadece masum sivil halka saldırmakla kalmıyor, bir nebze de olsa Filistinlilerin yaralarını sarmaya çalışan insani yardım çalışanlarını da hedef alıyor. 7 Ekim’den bu yana, katil rejim Filistin halkına yardım götürmeye çalışan birçok farklı kurumdan 452 insani yardım görevli ve gönüllüsünü katlederken, yüzlercesini de yaraladı. Saldırılarda hayatını kaybedenlerin büyük bir çoğunluğu BM, WFP, UNRWA, PRCS, MSF, İHH, World Central Kitchen ve Save the Children gibi kurumlarda görev yapıyordu.. Avrupa’nın gerekli tutumu sergilemesi gerekmektedir. Çünkü İsrail, yalnızca Orta Doğu için değil, Avrupa, hatta tüm dünya ve insanlık için bir tehdit hâline gelmiştir. Apartheid rejimi İsrail, Türkiye’nin iç güvenliğini de tehdit etmektedir. Türkiye’nin yürütmek istediği barış sürecinin önündeki en büyük engel İsrail’dir. Bizim Kürtlerle ve Araplarla olan kardeşliğimizi zehirleyen en büyük unsur yine İsrail’dir. Bu mesele, aynı zamanda Türkiye’nin bekâ meselesidir. Tüm Türkiye’nin bu konuya destek vermesi gerekmektedir. Bu yardım konvoylarının Gazzeye ulaşması için askeri işbirliği gerekiyor. Havadan, karadan ve denizden bu yardımların koridordan insanlara ulaştırılması gerekiyor” dedi.
