İstanbul’un yakıcı sıcağında Eminönü’nde vapurdan inerken önümden üç genç kız geçiyor. Önlerinde ASK ME yazılı. Onları Kültür Bakanlığı’nın görevlileri sanarak biraz sohbet etmek istiyorum. Acaba turistler neler soruyor, hangi konularda sıkıntı yaşıyorlar? Kendimi tanıtarak birkaç sorum olduğunu belirtiyorum. Hemen bağlı oldukları kişiyi çağırıyorlar. Yine genç bir arkadaş geliyor. Gölge bir yere çökerek kısa bir sohbet ediyoruz. Fatih Belediyesi’ne bağlı olarak Sultanahmet, Ayasofya, Yerebatan, Divanyolu, Kapalıçarşı ve Eminönü bölgelerinde görev yapan gönüllü turizm elçilerimiz onlar.
Sayıları toplamda 400’ü geçmiş… Hedef olmamaları için bazı şeyleri ben yazayım. Esnafla araları iyi ama hanutçu dedikleri kötü niyetli kişilerden turistleri koruyorlar. Bilet satışı yapılan makinelerin başında duran bu şahısların turistlere 100 lira olan kartı 150 liradan satmaya çalıştıklarını, turistleri bilgilendirerek bu duruma engel oluyorlar. Tehdit ve bağırma üzerine hemen çağrı yapılan polis, bir dakika sonra olay yerine geliyor. Bu güzel ve önemli gerçekten.
Gönüllü turizm elçilerimizin kapalı alana girmeleri, oturmaları yasak. Çocuklarla araları iyi ama ergenlerden şikayetçiler. Evet onlar bile ergenlerden dertli… “Turistler bizim paralı olduğumuzu sanıyor. Keşke ‘Ask Me’ yazısı arkamızda olsa” diye nazikçe bir tavsiyede bulundular. Dönem sonu Fatih Belediyesi’nin kendilerini çıkaracağı yat gezisini heyecanla bekliyorlar. Proje iki ay sürüyor. Günlük harçlık, yemek ve su ücretsiz veriliyor. Benden bir öneri Fatih Belediyesi’ne; tişörtlerde Türk bayrağı görünür yerde olmalı.