New York’un kalbinde, sabahın ilk ışıkları gökdelenlerin camlarına çarparken elimde kahvemle yürüyordum. Manhattan’da 2. caddedeki 41. sokağa doğru, şehrin gürültüsünün arasından sıyrılıp bir binaya yaklaşırken, o heyecanın nedeni yavaş yavaş belirginleşti. Herkesin merak ettiği o bina, o çok konuşulan yapı, ülkemizin New York’taki Türkevi’nden sonra ikinci eviydi, Türken… Burası sadece bir bina değil, iyiliğe ve umuda hizmet eden bir fikirdi bana göre. Yeni çıkan Rota Bilinmez kitabımın New York’taki ikinci söyleşisi için kapıdan içeri adımımı attığımda sıcacık bir atmosfer karşıladı beni. Kahvaltı masasında Müslüman öğrenciler bir aradaydı. Kahkahalar, farklı aksanlar, bir o kadar da ortak hayaller… New York gibi zorlu bir şehirde, Türken binasında bir araya gelmiş bu gençler birbirine sadece arkadaş değil, aile olmuştu.
BURASI BİZE AİLE OLDU
Bir öğrenci bana dönüp, “Burası bize sadece konaklama değil, aile oldu” dedi. O cümle, binanın anlamını özetliyordu aslında. Müslüman öğrencilerin çoğu New York’un en iyi üniversitelerinde okuyor. Aralarında NYU, Columbia, Princeton gibi okullarda yüksek lisans ve doktora yapanlar var. Her biri kendi alanında derinleşiyor, ama ortak bir duyguyu paylaşıyorlar: Hem burada kök salmak, hem de köklerini unutmamak…
Öğrenciler, İstanbul Havalimanı’nda başlayıp New York John F. Kennedy Uluslararası Havalimanı’nda biten Rota Bilinmez kitabımı sordular merakla. O an yüzlerindeki o heyecanı görmek, kitabın sayfalarının onlarda bir merak uyandırdığını bilmek tarifsizdi. Kahvaltı masasında, sıcacık bir ortamda, aslında ben onları dinledim.
Her biri başka bir hikayeydi: Uzak şehirlerden gelmiş, kalplerinde memleketin sıcaklığı ve yeni bir dünyanın soruları vardı. Kahvaltıdan sonra üçüncü kata indik. Küçük bir grup olduk, ama o odada paylaşılan duygular büyüktü.
BURAYI YAPANLARA BİN TEŞEKKÜR
Türken Vakfı Başkanı Behram Turan, “Biz, gençlerin akademik başarılarının yanında ruhsal, sosyal ve kültürel anlamda da güçlü olmalarını istiyoruz, Buraya gelen her öğrenci kendini yalnız hissetmemeli. Bu bina onların evi, bu şehir onların da şehri” diyor. Türken’in vizyonunu, sadece öğrencileri yerleştirmek değil; onları liderlik, değer ve kültür bilinciyle yetiştirmek diye anlatıyor.
O gün Türken House’tan ayrılırken arkamı dönüp binaya bir kez daha baktım. Sabah geldiğimde merak ettiğim o bina, bana sadece bir bina gibi görünmüyordu. İçinde umut, iyilik, dayanışma, ve memleket havası vardı. Belki herkes o binayı merak ediyor, fotoğraflarını görüyor, hakkında konuşuyor. Ama içeri girdiğinizde anlıyorsunuz ki, burası normal bir bina değil, bir iyilik meselesi.
Burada geleceğin yıldızları yetişiyor. Burada birlik var, beraberlik var. En önemlisi burada kimse yalnız değil. Bu yazıyı yazarken, hâlâ o kahvaltının sıcaklığını hissediyorum ve öğrencilerinin bana hissettirdiği, “İyiliği inşa edenlere bin teşekkür” cümlesi dökülüyor dilimden…
HER MİLLETTEN ÖĞRENCİ İÇİN BULUŞMA NOKTASI
Türken Vakfı, TÜRGEV ve Ensar Vakfı’nın kurduğu bir iyilik köprüsü. ABD ve İngiltere’de faaliyet gösteriyor, ama kalbi New York’ta atıyor. Buraya gelen Müslüman öğrencilere sadece konaklama imkanı değil, aynı zamanda manevi bir yuva sunuyor.
İki yüz kişilik modern komplekste, gençler akademik başarılarını ve kültürel köklerini koruyabiliyor. Burası bir buluşma alanı aynı zamanda. Ramazanda yüzlerce öğrenci aynı sofrada iftar için bir araya geliyor. Youth Bridge programı ile Amerikalı öğrenciler Türkiye’ye gidip bizim misafirperverliğimizi tanıyor.
Bir yanda teknoloji ve sanat üzerine konuşmalar, diğer yanda geleneksel yemek atölyeleri, kültürel geceler, gönüllülük projeleri… Her şeyin içinde bir köprü kurma isteği var. Bir vakıftan fazlası Türken çünkü her bir öğrencinin geleceğini önemseyen, değerlerine sahip çıkan bireyler olmaya hazırlayan bir yapıya sahip.