Karadeniz’in saklı mücevheri Ordu – Pazar Sabah Haberleri

spot_img


Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın iç turizmi canlandırmak amacıyla hayata geçirdiği il tanıtımları kapsamında Ordu’yu keşfetme imkanım oldu. Şehre daha önce de yine Sabah gazetesinin İl Buluşmaları kapsamında gitmiştim, o zaman da hissetiğim ilk şey Ordu’nun yaşanılacak bir yer olduğuydu. Bu kez fikrim yine değişmedi. Ordu gerçekten yaşanılacak bir şehir. Büyük bir turizm potansiyeline sahip olan şehir özellikle havalimanının faaliyete geçmesinden sonra yerli ve yabancı turistlerin gözdesi konumuna geldi. Konumu sebebiyle ülkemizin en çok yağış alan üçüncü şehir olan Ordu’da yağmur bile bir başka yağıyor. Tarihi, doğası ve içten insanlarıyla Ordu, sadece Karadeniz’in değil, Türkiye’nin de en özel şehirlerinden biri. Ordu’ya ayak bastığınız anda fark ediyorsunuz; bu şehir yaşanmışlıklarla dolu. Kimmerler’den Bizans’a, Romalılardan Osmanlı’ya kadar pek çok medeniyetin izlerini taşıyan kent, kültürel zenginliğiyle adeta bir açık hava müzesi gibi.

Üstelik Karadeniz’in belki de en uzun ve en düzenli sahil şeridine sahip. Deniz kenarında yürürken bir yandan yosun kokusunu içinize çekiyor, bir yandan da sokak satıcılarından gelen mısır ya da fındık kokularıyla baş başa kalıyorsunuz. Ordu yaylaları, şehir yaşamının gürültüsünden uzaklaşmak isteyenler için adeta bir vaha. Çambaşı, Perşembe, Korgan, Keyfalan… Her biri farklı bir yüzünü sunuyor doğanın. Özellikle Aybastı’daki Perşembe Yaylası, 1500 metre rakımıyla nefes kesici. Temmuz ayındaki geleneksel yağlı güreş şenliklerine denk gelirseniz, yüzlerce yıllık kültüre tanıklık etme şansınız olur. Yamaç paraşütü yapan gençlerin semada süzüldüğü anlara tanıklık etmek de cabası. Nitekim burada düzenlenen geleneksel festivaller geçen yıl 1 milyon kişiyi ağırlamış.

ORGANİK YAŞAMIN ADRESİ KABAKDAĞI

Fatsa’ya sadece 9 kilometre uzaklıkta bir mahalle düşünün: Kabakdağı. 1877’de Batum’dan göç eden ailelerin kurduğu bu köyde organik tarım ve eko turizm iç içe geçmiş. Her şey doğal, her şey yavaş. 100’den fazla yöresel yemek yapılıyor burada. Ceviz, kişniş, fesleğen gibi tatlar damağınızda iz bırakıyor. Üstelik buradan organik fındık, meyve ve sebze almanız da mümkün. Yani hem ruhunuz hem bedeniniz besleniyor. Ayrıca Kabakdağı sakinleri Kültür ve Turizm Bakanlığı onayıyla restore ettikleri tarihi evlerde misafirlerini ağırlıyor ve misafirperverlik geleneğini yaşatıyorlar. Gecelik konaklama ücretleri ise 4 bin liradan başlıyor. Ordu, sadece gezilecek yerleriyle değil, dokusu, kokusu, insanı ve hikâyeleriyle sizi sarıp sarmalayan bir şehir. Bazen bir yaylada kuş sesleriyle, bazen deniz kenarında martı çığlıklarıyla baş başa kalıyorsunuz. Mis gibi havasıyla ömür uzattığı kesin.

KARADENİZ’E TEPEDEN BAKIŞ: BOZTEPE

Ordu’nun siluetine yukarıdan bakan Boztepe, şehrin en çok ziyaret edilen seyir noktalarından biri. Denizden 450 metre yüksekte, şehir merkezine 6 kilometre mesafede bulunan bu tepeye ister teleferikle havadan süzülerek, ister kıvrımlı karayolundan ulaşmak mümkün. Zirveye vardığınızda Karadeniz’in sonsuz maviliği, Ordu’nun yerleşim dokusu ve ufuktaki bulutlar gözlerinizin önüne serilir. Boztepe’de restoranlar, kafeler ve piknik alanları da yer alıyor; yani ister kahvaltı, ister gün batımı eşliğinde bir akşam yemeği için uğrayabilirsiniz. Manzara ise günün her saati hayran bırakıyor.


Bir fındığın hikayesi

Ordu denince elbette fındıktan bahsetmemek olmaz. Altınordu ilçesindeki tarihi bir konağa kurulan Kahraman Sağra Fındık Müzesi, Türkiye’de bir ilk. Fındığın toprağa düşmesinden hasadına, kavrulmasından sofraya gelişine kadar tüm yolculuğunu burada görebiliyorsunuz. Fındıkla bu kadar samimi bir ilişki kurmak, size Karadeniz’in ne anlama geldiğini bir kez daha gösteriyor.


Rüsumat Gemisi

Geziyi noktalamadan önce Ordu’nun gurur duyduğu bir başka simgeye değinmeden olmaz: Rüsumat No:4 Gemisi. I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Donanması’na katılan bu gemi, Kurtuluş Savaşı sırasında gizlice silah ve mühimmat taşımış. Artık bir müze değil belki ama anlatılanlarla zihninizde bir kahramanlık destanı gibi canlanıyor.


Nolan’ı bekliyorlar

Karadeniz otoyolu sayesinde kolayca ulaşabileceğiniz Perşembe ilçesi, gerçek anlamda bir keşif rotası. Cittaslow (Sakin Şehir) unvanına sahip olan ilçe, Hoynat Adası ve Yason Burnu gibi saklı güzelliklerle dolu. Özellikle Yason Yarımadası’ndaki 1869 yapımı kilise, denize karşı dimdik duruşuyla etkileyici. Kilise restore edilerek ziyarete açılmış. Karadeniz kıyısında, böyle bir tarihi yapının yer aldığı tek yarımada burası. Akşamüstü bu yarımadaya oturup dalgaların ritmine kulak verirken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Burayı son dönemde popüler hale getiren şey ise bir dedikodudan ibaret. Son olarak Oscar ödüllü ‘Oppenheimer’ filmini çeken dünyaca ünlü yönetmen Christopher Nolan’ın The Odyssey isimli filminin çekimleri için Yason Burnu’na geleceği geçtiğimiz aylarda çok konuşuldu. Ancak şehrin ileri gelenleri henüz konuyla ilgili net bir bilgiye sahip değil. Yine de doğrulatamadığım bu söylentinin Ordu’da heyecanla karşılandığını söyleyebilirim.



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img