Kendi dolabınızda alışverişe çıkma zamanı

spot_img


Bu sezon hepiniz en azından kesin olarak bir şey fark etmişsinizdir: “Büyük modaevlerinin çanta ve aksesuvar koleksiyonlarında yer alan tasarımlar resmen son 30-20 yıl içinde popüler olan modellerinin neredeyse birebir aynısı!” Bu inanılmaz bir bilgi… Şu an resmen ikinci el ya da vintage bir mağazaya gidip bir markanın bu sezon piyasaya çıkardığı ilkbahar-yaz sezonuna ait bir çantasının tıpatıpını satın almanız mümkün! 80’lerin, 90’ların, 2000’lerin hatta 1960’lı yılların popüler olduğu bir ilkbahar-yaz sezonuyla karşı karşıya olduğumuzu son birkaç haftadır kaleme aldığım yazılardan da eminim ki anlamışsınızdır. Yani sonuç olarak bu sezon aslına bakarsanız tam olarak kendi dolabınızda alışverişe çıkma zamanı…

Alışveriş ve stil danışmanlığı yaptığım dönemde de hep danışanlara “Giyinmenin merkezi sizin vücudunuz, yaşam alanınız, gelir durumunuz yani kısaca sizsiniz. Birine bakıp benzer şeyler satın almak ya da alışverişe çıkmak yerine yapmanız gereken ilk iş kendi dolabınıza ciddi ciddi bir alıcı gözüyle bakmaktır. Sezon trendlerini iyi moda dergilerinden, moda üzerine bilinçli ve objektif yayın yapan kanallardan takip edip yeni sezon trendlerini tespit edin. Ardından da dolabınızda neler var neler yok, hangi trendlere benzer parçalar var bir bakın” derdim. İşte moda dünyası bu sezon bu söylediğim şeyin çok daha kolay ve etkili olmasını sağlamış durumda. Kabul edelim bütçe limitsiz de olsa, çok yoğun bir sosyal hayatınız da olsa zaten her ‘gözünüzün kaldığı’, her popüler parçayı satın almak mümkün değildir. Bunun yerine zamansız, çok kaliteli parçalardan ‘size uygun’ bir dolap iskeleti inşa etmek gerekir. Zaman içinde de, size uygun trend, kesim ve parçalarla ya da doğru aksesuvarlarla bu dolap hareketlendirilir. İskelet net ve sabit olunca bir şey bulamama sorunu yaşamazsınız. Dolabı bomboş hissetmezsiniz. Hele bu sezon neredeyse daha önce giydiğiniz ve aldığınız her şey yeniden popüler olduğu için işiniz emin olun çok daha kolay. “Tamam tamam İdil. Düzenli olarak böyle şeyler yazıyorsun. Biliyoruz hızlı modaya, sosyal medyadan yayılan al-giy-at kültürüne karşısın. Sürdürülebilir ve stil sahibi dolapları destekliyorsun. Peki nedir o zaman bu haftanın moda konusu?” diye sorduğunuza eminim. Bu hafta tam da bu konu üzerine yazacağım. Çünkü bu sezonun trendleri tam olarak bize kendi dolaplarımızda alışverişe çıkmamızı söylüyor. Dediğimiz gibi bu sezon son 20 yıldır satın aldığınız parçaların bir arada kullanıldığı bir sezon diyebiliriz.


HAYVAN BASKILARI

Bu sezona kadar gelip de ömrü hayatınızda ilk kez hayvan baskılı bir parça satın almış olamazsınız! 2000’lerde salaş bir jean, 70’lerden ilham alan spor ayakkabıları ve Barbour ceketlerle birlikte leopar baskılı mini mini çantalar kullanmak çok popülerdi. Ve 2000’lerden bu yana leopar ve yılan derisi sayısız kez hayatlarımıza girdi ve çıktı. O yüzden bir anda kendinizi alışveriş çılgınlığına kaptırmadan evvel dolabınızda hayvan desenli nasıl bir parça bulunduğuna bakmanın tam zamanı. Emin olun bir fular, bir kemer, bir toka kesinlikle vardır. Ve sonunda trendlerine göz kırpmak için bu tarz bir parça yeterlidir. Yani şöyle dolabınıza bir alıcı gözle yeniden bir göz atın ve hayvan baskılı ne tür parçalar var diye bir bakın. Leopar desenli bir çanta, yılan derisi görünümlü babetler, zebra desenli bir ceket ilkbahar-yaz sezonun trendleriyle uyum yakalamanıza yardımcı olacaktır.


1960’LAR HAVASINA BÜRÜNÜN

Moda dünyasında kişisel olarak benim en sevdiğim dönem 1960’lar onun hemen ardından da 1970’lerdir. 1960’larda kadınlar kadınsı bir havaya sahiptir. Hepsi birer prenses gibi görünür. İş hayatında da özel hayatlarında da ipleri ellerine almaya başlamışlardır. Kumaşlar, kalıplar, aksesuvarlar büyüleyicidir. Tasarımların kusursuzluğu üzerine zaten ne desem bilemiyorum. Çok da mini olmayan etekler, kısa ceketler, dore düğmeler, incecik kemerler, kazakların üzerine kemer takmak, şapkalar, babetler, Maty Jane’ler, gömlekler, kazaklar, iddialı aksesuvarlar, minik çantalar. Renkler, dokular sizin zaten bir anda çok şık görünmenizi sağlayacak türden. Ve işin en güzel yanı bu özel döneme ait her şeyin yeniden popüler olması. Dolabınızda kesinlikle bu tarz birkaç parça vardır bundan eminim. İşte şimdi o parçaları bulup doğru kombinler yapma zamanı.

BOHEM GÜZELLER

El işleri, püskül detayları, Etro’nun iddialı baskıları, ipekler, süetler, kahve tonları, uçuşan uzun elbiseler, kalın topuklu çizmeler, uzun kolyeler, zımbalı kemerler, halka küpeler. Bu sezon Valentino, Max Mara, Etro, The Row bu bohem esintilerden ilham almış durumda. Yani İspanyol paça bir jean pantolonu, tığ içi detaylı bir ipek gömlekle bir arada kullanabilir, bol zımbalı bir kemerle bu kombini süsleyebilir ve süet çantalarla havalı görünebilirsiniz. Yani kısaca 60’lı yılların da yeniden güçlü bir şekilde hayatımıza girmesiyle birlikte o dönemin bohem güzellik anlayışı yeniden popüler olmuş durumda. Yani yapacağınız şey çok basit dolabınıza yeniden farklı bir gözle bakacaksınız ve bu güzellik algısıyla uyumlu olan parçaları bir arada kullanabilirsiniz.


JEAN’İN HER HALİ

Bu sezon jean’in resmen her türlüsü çok popüler. Kargo pantalonlar, dapdar modeller, kirletilmiş modeller, taşlarla ve pullarla süslü olanlar, kesik olanlar, yırtık olanlar, lacivertler, yeşille boyanmışlar… Dediğim gibi her türlüsü çok ama çok popüler. O zaman yapmanız gereken dolabınızda bir küçük alışverişe çıkmak. Hangi jean modellerine sahip olduğunuza şöyle bir bakmak. Bunları doğru ayakkabılarla eşleştirmek. Bunu yaptıktan sonra zaten sezon trendlerinden uzağa düşmeniz imkansız. Jean’lerinizi beyaz bir gömlek ya da tişörtler rahat bir şekilde kombinleyebildiğinizi bir de tüm bu görünümü bir spor ayakkabı, babet ya da loaffer ile tamamlayabildiğinizi de düşünecek olursak sezonu neredeyse hiç alışveriş yapmadan tamamlamanız mümkün.



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img