Koçerlerin izini sürdü Tarihe not düştü

spot_img


Anadolu coğrafyasında asırlardır konar göçer yaşam biçimini sürdüren Koçerlerin sıradışı hayatı müthiş bir belgeselin ilham kaynağı oldu. Göçer olarak da bilenen Anadolu’nun Koçerleri, iklim şartlarına göre yılın farklı mevsimlerini farklı yaylalarda geçiriyor. Bir yandan aileleriyle birlikte küçükbaş hayvancılık yaparak ekonomiye katkı sağlıyorlar, bir yandan da doğadan hiç kopmadan tüm ailenin yükünü taşıyorlar. Yönetmen Serhat Boylu onların bir göçüne şahit olup o anları kayda alarak belgesellerini çekti. Hakkari, Şırnak, Ağrı, Bitlis, Muş gibi bölgelerde Koçerlerin peşinde 10 bin kilometre boyunca iz süren Serhat Boylu, kimi zaman -20 derecede kimi zaman kavurucu güneşin altında zorlu yaşamı film karelerine taşıdı. İzleyenleri unutulmuş bir kültürün kalbine götüren belgesel, ulusalar ve uluslararası festivallerde de boy gösterecek. Bir film yönetmeni olarak tek başına, elinde sadece bir kamera, sırtında bir çanta. Önünde uzanan yollar, arkasında medeniyetin güvenli sınırları.

10 BİN KİLOMETRE YOL KATETTİ

Serhat Boylu, bu kez sinemanın ışıklarını stüdyo duvarlarından çıkarıp dağların, vadilerin, ovaların rüzgârına bıraktı. Onun yolculuğu, yalnızca bir film yapmak için değil, yüzyıllardır süregelen bir yaşam biçimini kayıt altına almaktı. Koçerler yani göçebe çobanlar. Mevsimle birlikte yer değiştiren, hayatını hayvan sürüleri, çadırlar ve yaylalar arasında sürdüren insanlar. Modern dünyanın ritmine yetişemeyen, ama kendi zamanının ritmini hiç bozmayanlar. Boylu, Hakkâri’nin dik yamaçlarından, Şırnak’ın tozlu patikalarına; Ağrı’nın sert soğuğundan, Van’ın rüzgârlı yaylalarına; Bitlis ve Muş’un bereketli ovalarına kadar 10 bin kilometre yol kat etti.

UÇTAN UCA ANADOLU

Görüntüler bazen dingin bir yayla sabahını, bazen de gün batımında gölgeler gibi uzayan zorlu işleri gösteriyor. Bir karede genç bir çocuğun yüzünde doğanın huzuru; diğer karede ise güneşe karşı kazma sallayan bir göçerin silueti… Bu kontrast, belgeselin omurgasını oluşturuyor: Güzellik ile zorluk, umut ile mücadele, geçmiş ile gelecek. “Bu film sadece bir belgesel değil; binlerce yıllık bir yaşam biçiminin, modern zamanlar karşısında verdiği var olma mücadelesinin kaydı” diyor Serhat Boylu. Onun için bu yolculuk, kameranın vizöründen bakarak değil, insanların gözlerinin içine bakarak yapılan bir çalışma.

FESTİVALLERDE OLACAK

Yakında ulusal ve uluslararası festivallerde gösterime girecek olan Koçer belgeseli, izleyiciyi unutulmaya yüz tutmuş bir kültürün kalbine de götürüyor. Her karesi, toprağın, gökyüzünün ve insanın ortak hafızasına yazılmış bir belge niteliğinde.


HAKKARİ’NİN DAĞLARINDA ÇEKİMLER

Çekimler, kimi zaman -20 derecelik dondurucu soğukta, kimi zaman kavurucu güneşin altında sürdü. Yüksek dağ geçitlerinde nefesini tutarak, yaylalarda çadırların içine konuk olarak, göç yollarında günlerce yürüyerek hikâyeler topladı. Karşısına çıkan her yüz, bir kitap gibi sayfalarını açtı. Çocuklar, keçilerin peşinde büyüyen minik bedenler; anneler, çadırın önünde tandır başında ekmek yoğuran eller; yaşlılar, bastonlarına yaslanarak göç yollarını anlatan sesler…



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img