Leydiler gibi giyinme zamanı – Cumartesi Sabah Haberleri

spot_img


Son moda haftalarını düşündüğünüz zaman gözlerinizin önüne nasıl bir görüntü geliyor? Sizce de siluetler oldukça şık, kadınsı ve elegan değil miydi? Logolar ve markalar görülmeyecek kadar azalmıştı. Ama silüetler old money yani sessiz lüks tarzının ortaya çıktığı zamankinden de oldukça farklıydı. Kadın formunu sade bir şekilde görünmez kılan, kadın formunun nötr bir görünüme sahip olmasını destekleyen sessiz lüks kavramındaki görüntülerden oldukça farklı bir görüntü vardı karşımızda. Kadın vücudunu, kıvrımlarını benimseyen ancak provokatif bir görünümden uzak kalan look’larla karşı karşıyaydık. Nötral toprak tonları yerini beyazlara, pudra renklerine ve kremlere bırakmıştı. Satenler, ipekler, kadifeler, danteller de oldukça ön plandaydı. Etekler özellikle de kalem etekler uzun bir aradan sonra yeniden karşımıza çıkmış durumda. Elbiseler, kadın belini ön plana çıkaran kemerler de yine iddialı bir geri dönüş yaşıyor. Bir yandan şık topuklu ayakkabılar ve opak çoraplarla kombinler zarif bir şekilde tamamlanıyor. Bir yandan mini mini çantalarla 60’lı yılların kadın görünümlerine göz kırpılıyor. Peki bütün bu görüntüler bize nasıl bir sonuç getiriyor. Moda erkeksi, sade, iddiasız bir kadın görüntüsünden vazgeçmiş.

Daha doğrusu biz kadınlar bu görüntüden sıkılmış durumdayız. Kabul edelim sessiz lüks tarzı giyimi benimseyebilmek için hepimizin 0 beden olması gerekiyordu. O binici çizmeleriyle giyilen bej taytları başka türlü giymek doğrusu imkansızdı. Ayrıca o çizgili ya da açık mavi gömleklerle kadınsı bir görünüm elde etmek de oldukça imkansızdı. Loaffer ve babet ben çok severim. Ama simsiyah kombinlerle ve ayakkabıları bir araya getirdiğiniz vakit çoğu zaman şık ve kadınsı bir görüntü elde etmek de imkansızdı. Hepimiz o A kesim etekleri, bacaklarımızdaki orantısız görüntüleri ört bas eden uzun etekleri özlemiştik doğrusu.

VÜCUT PROPORSİYONUNU UNUTTUK

Vücut proporsiyonumuzu uzun zamandır doğru dürüst ortaya koyamıyorduk. Kabul edelim İskandinavlar ya da Slav ırkı gibi basensiz ve poposuz değilseniz boyunuz da 1.75’nin üzerinde değilse pandemi sonrası moda dünyasının bizlere dayattığı birçok trendin bize uyması da söz konusu değildi. Oversize çok güzel bir kavram doğruya doğru. Ancak kişinin kendisine yakışan bir kalıptaki bir ceketin biraz büyüğünü giymesiyle bir süredir olduğu gibi büyük babasından kalmış gibi görünen bir ceket giymesi arasında oldukça büyük bir fark vardı. Kahverengi çok sevmeye başladık son birkaç yıldır. Ancak bu rengin beyaz tenli, sarışın ve mavi gözlü bir kadındaki görünümüyle yuvarlak hatlı, siyah saçlı, kahverengi gözlü bir kadındaki görünümü de ne yazık ki aynı değildi. Birçoğumuz rengin ağırlığı altında kaybolup gittik.

Dev kalıplı pantolon ve ceketlerle de kendimizi görünmez kıldık uzun bir süre. Ardından o kadar büyük kalıplar altında kendimizi sakladıktan sonra sessiz lüks kavramıyla biraz daha yumuşak tonlara, vücudu saran kalıplara yakınlaştık. Ancak ne yazık ki bu kalıplarla da mutlu olabilmemiz imkansızdı. Çoğumuz o orta belli dar kalıplı pantolonları giydiğimiz vakit yaşadığımız kilo problemleriyle yüzleştik. Dolabımızdaki beden ve renk kargaşası içinde bir trendden diğerine de pek kolay bir şekilde geçemedik. Bu nedenle de çoğumuz orta bir yerde kalakaldık. İşte şimdi moda dünyası tam olarak bu yaşadığımız dönemi telafi ediyor.

BOL CEKETLER PALTO OLSUN

O bol ceketleri, diz altı eteklerle giyeceğiz mesela, belimize de şık kemerler takacağız. Farklı renk ve tonları da bir arada kullanacağız. Önemli olan farklı renklerin doğal uyumları içinde kullanılabilir oluşu çünkü şu anda. Mini mini altın tonlarındaki aksesuarları bir kenara bırakmanın tam zamanı. Dolabınızdaki daha ışıltılı ve iddialı tasarımları bir arada kullanabilirsiniz. Çantaların dev gibi olmasına da mini mini olmasına da kimse bir şey diyemez. Kısaca kadınsı vücut formuyla, dolabımızdaki tüm eski parçalarla yeniden kavuşma ve barışma zamanı. Bunu yaparken ekstra dekolteye de transparan detaylara da gerek yok üstelik. Mini etekleri opak çoraplarla son derece şık bir şekilde tamamlayabilirsiniz. Dev ceketleri neredeyse bir palto ya da kaban gibi kullanmanın tam zamanı.


TRENDLERİ TAKİP ETMEKTEN YORULDUK

Biliyor musunuz bizi en çok yoran hatta psikolojik olarak karar verme yorgunluğuna da sürükleyen şeylerden biri kıyafetlerle olan ilişkimiz… Evet doğru okudunuz… İngilizcesi ‘decision fatigue’ olan, karar verme yorgunluğunun özellikle son dönem bu kadar yaygınlaşmasının nedenleri arasında alışveriş çılgınlığı, sosyal medya ile popüler hâlâ gelen sürekli farklı şeyler giyme, farklı kombinler yapma arzusu. Yeni trendleri takip etme, her alışveriş linkine girip oradan bir şeyler seçip satın almak da karar verme yorgunluğunu tetikleyen nedenler arasında… Evet doğru okuyorsunuz… Ve bunu İngiliz Guardian gazetesi söylüyor… İşin daha da fenası bu yorgunlukla birlikte beyin gücümüzden de oluyoruz. Ve beynimizi çok daha verimli şeylere harcayabilecekken onun enerjisini bitiriyoruz… Durumu tam olarak çerçeve içine alalım isterseniz. Cornell Üniversitesi tarafından yapılan araştırmalara göre her birimiz günde yaklaşık 35 bin karar alıyoruz. En basit hesapla bile sadece yemek konusunda bir günde 226.7 kez karar veriyoruz.


BIR STILDE KARAR KILIN

Son yıllarda alışveriş çılgınlığının yükselişiyle birlikte insanlar ‘anlamsızca’ kıyafet ve giyinme konusunda neredeyse yemek konusunda aldıkları kadar çok karar alıyor hale gelmiş… 1998 yılında sosyal psikolog Roy F. Baumister tarafından ortaya atılan ‘karar verme yorgunluğu’ kavramı ise “Gün boyu aldığınız kararlar sayısı arttığında ilk olarak kararlarınızın doğruluk oranı düşmeye başlıyor. Ayrıca zihin gücünüz azalmaya başlıyor. Yani sabah 07.00’da uyandığınızda dolabınızda son alışverişinizle gelen onlarca parça arasında uygun olanları seçip, onları tüm detaylarıyla kombinlemeye çalıştığınızda farkında olmadan sizi çok yoran bir süreç yaşamış oluyorsunuz. Peki bunun yerine ne yapılabilir? Mesela otomatik bir şekilde giyinmeyi başarabilseniz tüm bu zorlu süreci bir kenara bırakmış olacaksınız. “Otomatik giyinmek de nedir?” diyenlere mesela şöyle bir örnek vereyim. Kendinizle ilgili bir tarza, stile, kolay kombin yapabileceğiniz parçalara karar verdiğinizi düşünün. Sabah kalktığınızda neredeyse üniforma haline gelmiş bu tarz kıyafetlerden birini hiç düşünmeden giyindiğinizi düşünün.



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img