Dün Meclis’in açılış gününe bu kez Başkan Erdoğan‘ın içeride terörsüz Türkiye, dışarıda da Gazze soykırımını önceleyen konuşması ile DEM Parti, MHP ve İyi Parti’yle el sıkışması damgasını vurdu…
Bu da tam bir yıl önce, MHP lideri Devlet Bahçeli‘nin sürpriz DEM Parti grubuyla el sıkışmasını hatırlattı. İlk el sıkışma sonrası geçen bir yılda, belki çok farkında değiliz ama Türkiye’nin son 50 yılına damgasını vuran terör meselesi, kimsenin beklemediği bir noktaya evirildi ve şoke edici gelişmeler yaşandı.
MHP lideri Bahçeli‘nin ezber bozan çıkışıyla başlayan, Öcalan’ın cevabıyla devam eden süreçte, PKK feshedildi ve sembolik de olsa silah yakma eylemiyle siyaseti zehirleyen teröre son nokta konuldu.
Dün de Meclis’te ortaya çıkan pozitif fotoğraf, CHP’nin anlamsız boykotuna rağmen “terörsüz Türkiye” sürecinin yeni hamlelerle taçlanacağının ilk işaretiydi. Sürpriz gelişmeler şaşırtıcı olmayacak. Belki de ilk işareti Meclis komisyonu, yasal düzenlemede atacağı adımla verecek.
GAZZE’YE BARIŞ GELİR Mİ?
İç siyasette bunlar yaşanırken, dışarıda da sadece Türkiye’nin değil bütün dünyanın gözü kulağı Filistin’de, daha doğrusu Gazze’de olacak.
Gazze ile ilgili iki önemli süreç iç içe geçmiş durumda.
Bir yanda ABD Başkanı Trump‘ın sahiplendiği ve birçok İslam ülkesinin de destek verdiği bir “Barış Planı” var. Bu planla insanlığın vicdanını kanatan Gazze’deki vahşetin durdurulması ve siyonist İsrail’in oradan çekilmesi hedefleniyor.
20 maddelik planın birçok olumlu yanı olduğu gibi insanı ürküten ve bir anlamda siyonist zalimliği “temize” çeken maddeler de var.
Umarım bu barış planı, dünya halklarının ilk kez içtenlikle sahiplendiği ve savaş suçlusu siyonist Netanyahu yönetiminin de ilk kez bu kadar yalnız kaldığı ve dışlandığı bir zaman diliminde hem Filistin davasını hem de Gazze’de ortaya konulan direniş ruhunu kirletmez.
Buna izin verilmemeli…
ÖLÇÜ, SUMUD’A YAKLAŞIM
Bu açıdan Gazze’ye yardım götüren ve bugün Gazze’ye ulaşması beklenen Global Sumud Filosu‘na siyonist İsrail’in yaklaşımı önemli bir ölçü olacak.
Bugüne kadar sürekli rahatsız edildikleri ve dünden itibaren de İsrail’in saldırganlığının arttığı biliniyor. Bu satırları okuduğunuzda büyük fotoğraf ortaya çıkmış olacak. Gazze’de soykırıma ve vahşete imza atan İsrail ne yapacak? Kendisine yakışanı, yani dünyanın dört bir yanından gelen sivil Sumud’culara da saldıracak ve bu kimseyi şaşırtmayacak. Tersi şaşırtır.
Sonuç ne olursa olsun şu değişmeyecek: Sumud Filosu bu çağa damgasını vuracak olan yeni sivil hareketin en anlamlı ve güçlü öncüsü. Arjantin’den Tunus’a, İspanya’dan Türkiye’ye 40’ı aşkın ülkeden insan ve 50 civarında gemi ya da tekne katılıyor.
İspanya Barcelona’dan başlayan Sumud eylemini izlerken, genç gazeteci arkadaşımız Ersin Çelik‘in izlenimleri de dikkat çekiciydi. Çelik, içinde yer aldığı Sumud eylemini şöyle anlatıyor:
“Filo’nun adı ‘Sumud’, yani ‘Kararlılık’. Bu kelimenin ne anlama geldiğini, bu teknede yaşayan her bir insanda yeniden öğrendik. Kararlılık; 40 yıllık deniz tecrübesini Filistin davasına adamasıdır. Kararlılık; Arjantinli bir gencin, son parasıyla en pahalı bileti alıp üç günde okyanusları aşmasıdır. Kararlılık; beklenen her anı Gazze’deki bir canın kaybı sayan bir devrimcinin öfkesidir. Ve kararlılık; yorgun düşüp vazgeçmişken, hiç tanımadığı yaşlı bir adamın umuduyla kendi umudunu yeniden bulan bir denizcinin geri dönme cesaretidir. Bu Filo’daki herkes bu kararlılığın ta kendisidir…”
Sumud’a karşı saldırı sadece siyonist İsrail’in veya faşist Netanyahu’nun değil aynı zamanda Trump’ın da sınavı olacak.