Nasıl dünya lideri olunur? – YÜKSEL AYTUĞ

spot_img


Önce kendine, sonra devletine ve milletine güveneceksin.

Sonra tarafsızlığın, ilkeli duruşun ve hakkaniyetinle karşındaki liderlerin güvenini kazanacaksın.

Diplomasinin kurallarını yerine getirecek ama yeri geldiğinde ülkenin menfaatlerini korumak için sesini yükseltecek, taviz vermeyeceksin.

Dünya barışı için herkes laf salatası yaparken sen mekik dokuyacak, eylem koyacak, proje üreteceksin.

Suriye olayında olduğu gibi dirayetli ve kararlı tavır gösterip, düşmanını yıldıracak, korkutacak ve nihayetinde kaçıracaksın. Sıraya da İsrail‘i koyacaksın.

Güçlü devletin güçlü orduyla mümkün olabileceğini yıllar öncesinden kavrayıp, zafere giden yolun taşlarını tek tek ve sabırla dizeceksin. Yerli ve milli sanayi hamlesiyle dünyayı kendine hayran bırakıp, İsrail ve Yunanistan‘ı zıp zıp zıplatacaksın.

Ekonomik ve siyasi kumpaslarla, ambargolar ve nihayet darbelerle seni alt etmeye çalışan dış güçlerin her hamlesine milletinle birlikte karşı durup, koşar adım engellerin üzerinden atlayacaksın. Böylece bükemedikleri eli öpmek zorunda kalacaklar.

İmanın ve vatanseverliğin güçlü olacak. Onlardan aldığın kuvvetle sırtın yere gelmez. Çünkü Allah, daima inananların yanındadır.

Başkalarının “dev” görüp çekindiği, karşısında tir tir titrediği süper güçlerin liderleri karşısına başın hep dik çıkacaksın. Dik duracak ama diklenmeyeceksin. Bugün hem Putin, hem Trump, hem Zelensky, hem Moduro ile aynı samimiyette iletişim kurabilecek üstün diplomatik vasıflara haiz olacaksın.

Verdiğin sözlerle değil, yerine getirdiğin sözlerle anılacaksın. Asrın felaketinin ardından neredeyse tüm depremzedeleri bir buçuk yılda yeni evlerine kavuşturup, dışarıdaki düşmanlarına da “Türkiye’yi yerle bir etsek, bu adam iki yılda yeniden inşa eder” umutsuzluğunu yaşatacaksın.

Süper güçlerin liderleri tarafından kapıda karşılanacak, ayrıcalıklı mekanlarda ağırlanacak, iltifatlara boğulacak ama yeri geldiğinde Macron gibi hak eden çapsızlarla dalganı da geçeceksin.

Dünyaya yön veren Trump, Avrupalı liderleri veli toplantısı yapar gibi karşısındaki sandalyelere oturturken, İslam ülkelerinin liderleriyle yaptığı görüşmede seni sağ yanına koyacak.

Bir zamanlar “Asrın liderimiz” diye hadsizce ti’ye almaya çalışanlar şimdi kalemleriyle kulaklarını karıştırıyorlardır herhalde…


Yaz ortasında okul olur mu?

Milli Eğitim Bakanlığı‘nın 2025-26 eğitim öğretim yılı için hazırladığı takvime doğrusu çok şaşırdım. Buna göre okullar 26 Haziran’da kapanacak. Yani neredeyse yaz ortasında.

Şu kasım ve mart aylarında konulan birer haftalık saçma sapan tatillere ilk günden beri karşıyım. Bu sütunlarda kaç kere yazdım, “Birkaç otelci para kazanacak diye çocukların konsantrasyonunu bozmayın. Bunun kar tatili, bayramları vesairesi de var. Çocuklar bir açılıp bir kapanan okullar yüzünden serseme dönüyor” diye. Kaldırın şu tuhaf ara tatilleri, çocuklar haziran başında paydos etsin, akılları da dışarıda kalmasın. Adana’da 25 Haziran’da 50 derece sıcakta çocuklar okula zorlanır mı? Ayrıca bunun geçiş sınavları da var. Öğrenciler bu hayati sınavlara nasıl hazırlanıp, odaklanacak? Öyle tahmin ediyorum ki MEB bu takvimi tekrar değerlendirmeye alacaktır.


Gaf’let kürsüsü

Okurumuz Muharrem Akduman’ın uyarısı: Dönerci Hacı Mustafa Atmaca, Atatürk’e hakaretten tutuklandı fakat verem hastası olduğundan serbest kaldı. Şimdi ise işinin başında. Bu çok bulaşıcı hastalığı vatandaşa bulaştıracak. Nasıl müsaade ediliyor?

Zap’tiye

Sevgili gençler; şu isimlerden herhangi biri sizi bir ay yönetseydi, koşa koşa Erdoğan’a oy vermeye giderdiniz. (Sosyal medyadan)

Ne demiş?

“Dünyada suyun en pahalıya tüketildiği yer Gazze. Çünkü bir yudum su, bir cana mal oluyor.” (Emine Erdoğan’ın ABD’deki konuşmasından çarpıcı bir tespit)



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img