Osmanlı’nın ilk başkenti, ipeğin ve termalin şehri, kestane şekeriyle damağa, Uludağ’la doğaseverlere hitap eden bir kültür hazinesi: Bursa. Türkiye Kültür Yolu Festivali bu yıl Bursa’da düzenlenirken, biz de tarihinden doğasına, mutfağından sokağına şehri keşfe çıkıyoruz.
TARIHLE İÇ İÇE BİR YOLCULUK
Bursa, Osmanlı’nın ilk başkenti olmanın hakkını veren bir tarihî dokuya sahip. Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu olan Osman Gazi başta olmak üzere 2. Murat, Orhan Gazi, Yıldırım Bayezid’in türbelerini barındıran şehirde atalarımıza bir fatiha okuduktan sonra gezinizin ilk durağı mutlaka Ulu Camii olmalı. Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılan bu ihtişamlı cami, kaligrafi sanatının en güzel örneklerini barındırıyor. Caminin hemen karşısındaki Koza Han, ipek alışverişiyle ünlü; hâlâ eski dokusunu koruyan hanın avlusunda bir kahve molası ise âdeta bir ritüel. Yeşil Türbe ve Yeşil Camii, Bursa’nın sembollerinden. Yeşil semti, geleneksel evleri ve sokaklarıyla fotoğraf meraklıları için eşsiz kareler sunuyor.
DOĞANIN KALBİNDE: ULUDAĞ VE ÇEVRESİ
Bursa’ya gelip de Uludağ’a çıkmamak, doğaseverler için büyük bir eksiklik olur. Ülkemizin en önemli kış sporları ve kayak merkezi olan Uludağ’da karla kaplı gün sayısı yılda 150 günün üzerinde. Dolayısıyla kış aylarında kayak ve snowboard ile dolup taşan Uludağ, yazın da serin havası, yürüyüş parkurları ve yaylalarıyla doğa kaçamağı arayanların gözdesi. Teleferik ile dağa çıkmak ise başlı başına bir deneyim. Uludağ’ın eteklerinde yer alan Cumalıkızık Köyü, UNESCO Dünya Mirası listesinde. 700 yıllık bu Osmanlı köyü, taş sokakları, cumbalı evleri ve köy kahvaltısıyla sabah saatlerinde ideal bir rota. Nitekim Osmanlılar’ın Bursa’da ilk yerleştikleri bölgelerden olan Cumalıkızık’ta bulunan 270 evle Osmanlı Dönemi konut dokusunu yakından keşfetmek mümkün.
TERMALİN BAŞKENTİ
Bursa’nın başka bir yüzü ise şifalı sularıyla meşhur termal kültürü. Özellikle Çekirge bölgesindeki termal oteller, hem yerli hem yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Osmanlı sultanlarının da şifa aradığı bu kaplıcalar, günümüzde SPA ve wellness tutkunları için modern tesislerle hizmet veriyor.
BURSA MUTFAĞI: BİR LOKMADA TARİH
Bursa denince akla ilk gelen tabii ki İskender kebap. Kaymaklı, tereyağlı bu lezzet, Bursa’da yenince bir başka güzel. Ama Bursa mutfağı sadece İskender’le sınırlı değil. Pideli köfte, cantık (bir tür etli pide), cevizli lokum, kestane şekeri, Kemalpaşa tatlısı gibi birçok lezzet sizi bekliyor. Bursa, kendine has dokusunu koruyarak çağdaş bir şehir olmayı başaran ender kentlerden. Bir yanda yüzyılların mirası camiler, türbeler, hanlar; diğer yanda doğayla iç içe yaşam alanları ve modern kültür etkinlikleri. Bu yaz rotanızı Bursa’ya çevirin; tarih, doğa, lezzet ve sanatla iç içe bir yolculuk sizi bekliyor.
SANAT GÜNEŞİ’NİN İZİNDE: ZEKİ MÜREN
Bursa yalnızca dini yapılarıyla değil; yetiştirdiği sanatçılarla da gurur duyan bir şehir. Bursa deyince Sanat Güneşimiz Zeki Müren’den bahsetmeden olmaz. 1931 yılında Bursa’nın Hisar semtinde dünyaya gelen sanatçının kabri yine Bursa’da, Emir Sultan Mezarlığı’nda yer alıyor. Sadece Bursa’nın değil ülkemizin kültürel hafızasında özel bir yere sahip olan Müren’in doğduğu evi görmek, onun çocukluk sokaklarında dolaşmak isteyenler için Bursa, duygusal bir durak. Ayrıca festival kapsamında Bursa Kent Müzesi’nin kuruluşunun 20. yılı sebebiyle hazırlanan Zeki Müren-Elbet Bir Gün Buluşacağız başlıklı sergide sanatçının vasiyeti üzerine eserlerini bağışladığı Türk Eğitim Vakfı ve Mehmetçik Vakfı koleksiyonunda bulunan eserleri, eşyaları görmek mümkün.
TARİHİ MEKANLAR BULUŞMA NOKTASI
Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında konserler, sergiler, tiyatrolar, söyleşiler ve sokak performanslarıyla Bursa’nın tarihi alanları sanata ev sahipliği yapıyor. Özellikle Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi, Tayyare Kültür Merkezi ve Merinos Parkı ile Muradiye El Yazmaları Müzesi, Bursa Kent Müzesi, Panaroma 1326 Bursa Fetih Müzesi festival boyunca ziyaretçilerin buluşma noktası hâline geliyor.
