Ötekileştiren davranışlar yolumu çizdi – Cumartesi Sabah Haberleri

spot_img


Anadolu’nun kilim motiflerini stilize ederek eserlerine yansıtan Zeynep Öztürk’ün dördüncü kişisel sergisi Geçiş için Nişantaşı’nda The Best Art Gallery’deyim. Osmanlı kaftanlarının üzerindeki bitkisel motiflerin doğal ipliklerle dokunmasıyla geleneksel desenleri yeniden yorumlayan Zeynep Öztürk, doğal kumaşları ve tekstil unsuru malzemeleri kullanıyor. Öztürk ile öğretmenlik sevdasının nasıl başladığını, sergilerini ve küratörlük kariyerini konuştuk. “İlkokulda başladım resim yapmaya. Hacı dedem yurt dışına gittikçe hep boya isterdim.

Türkiye’de kırtasiyelerde bulamıyordunuz o zamanlar. Annemin beni sürekli resim yarışmalarına soktuğunu hatırlıyorum. 80’li yıllarda ortaokuldayken çok parlak bir öğrencilik hayatım olmadı. Dedem İzmit’te Demokrat Partiliydi. Biz de Ofluyuz, Gencallar’ın kızıyım ben. Siyasi görüşünden dolayı dedemi seven de vardı sevmeyen de. Bunun avantajını da yaşadım, dezavantajını da. Sevmeyen kesim tarafından ötekileştirildim. İşte öğretmen olmaya o zaman karar verdim, ‘Öğretmen olacağım ve bana yaşatılanları öğrencilerime yaşatmayacağım’ dedim kendime. Ailem gelenek göreneklerine bağlıydı. Teyzelerimin bazıları dikiş-nakış bilir bazıları resimle ilgilenirdi. Baba tarafında da anne tarafında da amatör olarak resim yapanlar vardı. Öğretmen olmaya karar verdikten sonra sanata olan düşkünlüğüm ile resim öğretmeni olmaya karar kıldım.

ANNE BEN ÖĞRETMEN OLACAĞIM

İstanbul’da Selçuk Kız Meslek Lisesi’ne kayıt yaptırmam da bunun içindi. Annem Güzel Sanatlar’da okumamı çok istedi. Sınavlara hazırlanırken beni Mimar Sinan’a götürüp gezdirdiğini hatırlıyorum. Ama ben hep ‘Hayır anne, ben öğretmen olacağım’ diyordum. Lise sondayken zorunlu stajı tekstil alanında yaptım. Tekstil ile o dönemde tanıştım. Lise bitimi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi sınavlarına girdim ve heykel bölümünü birincilikle kazandım. Hedefim öğretmen olmaktı. Tekstil bölümünü bitirdim ve öğretmen olmayı başardım. Daha sonra geçiş yaptığım üniversitede de doktora tezim Osmanlı kaftanları ve ipliklerle dokuma tekniği üzerine idi. Hep yağlı boya resimler yapıyorum da aslında. Geçiş ismini verdiğim son sergimde doktora tezimle bağlantılı olarak Osmanlı kaftanlarının üzerindeki bitkisel motiflerin doğal ipliklerle dokunmasıyla geleneksel desenleri yorumladım. Dokuttuğum kumaşların üzerine yine doğal ipliklerle boyut girdim. Düğümler, tiftiklemeler, çeşitli bağlama, örgü, zincir çekme… Doğal ipliklerle 3 boyutlu rölyef havası oluşturdum. Osmanlı’nın o şatafatlı, gösterişli kaftanlarını günümüze göre sadeleştirdim. Sade, sürdürülebilir iplikler kullandım.”



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img