Otizmli çocuklarla bağımız güçlenecek – Son Dakika Magazin Haberleri

spot_img


ALTAN ERKEKLİ
Toplum olarak bazı gerçeklerin ne yazık ki farkında değiliz. Ateş düştüğü yeri yakar cümlesinden yola çıkarak kimse farkında olmuyor. Bu farkındalığı anlatmamız, aktarmamız lazım. Biz bu farklı kardeşlerimizin hayatın içinde normal birey olduklarını anlatmalıyız. Bunu hâlâ istemeyen, ‘Çocuğumla yan yana gelmesin’ diye korkan insanlar var. Hayır öyle yapmamalıyız. Bu kardeşlerimiz hepimizden daha önde düşünüyorlar. Doğum tarihini söyleyince gününü söylüyorlar anında örneğin.
Böyle bir filmde yer aldığım için bir baba olarak çok mutluyum. Bu tür filmlerin artması, cesaretle daha fazla yapılması lazım. Bu filmle, Otizmli çocuklarla aramızdaki bağın güçleneceğini düşünüyorum.
3 evladım var. Baba olsam da olmasam da çocuklara duyarlıydım. Bir çocuğun gözyaşı benim için çok değerli. Çocuklarımla aram iyi. Onların da kendi sıkıntıları var bu hayatın içinde. Çok paylaşmak, oyunlar oynamak duygudaşlık yapmak lazım.
Büyük oğlum Efe, İstanbul Devlet Tiyatrosu sanatçısı. Ortanca Can piyanist, en küçük de flüt öğrencisi, Mimar Sinan konservatuvarında. 36, 26 ve 13 yaşlarındalar. 13 de 26’nın yaptıklarını yapmak istiyor. Bana da sabrı ve sevgiyi paylaşmayı öğretiyor bu durum.
Savaşsız, sömürüsüz bir dünyayı anlatmamız için sanata ihtiyacımız var. Tiyatroyla, sinemayla üstüne gitmemiz barışın, ne kadar kutsal olduğunu anlatmamız lazım. Biz de çok fazla yere gitmeye çalışıyoruz, sahneden seyirciye anlatmaya çalışıyoruz.

BÜLENT ÇATAR

SİNEMAYLA TOPLUMA TATLI BİR ŞEKİLDE DOKUNMAK İSTEDİM

Sevince isimli yeni sinema filmimiz vizyonda. Genel hikayesini ben yazdım. Yönetmenliğini Barış Başar üstlendi. Senaryosunu Barış Başar ve Ünal Yeter kaleme aldı.

Senaryo yazımı 2 yıl sürdü. Başrolde Hayat Van Eck oynuyor. Muhteşem bir oyuncu. Bahar Şahin’in performansı kalplerimize dokundu. Sevinç Erbulak anne rolünde inanılmazdı.

Ben de bir otizmli babasıyım. 13 yaşında otizmli bir kızım var. Tanık olduktan sonra hayatım çok değişti. Kabul süreci, hayatını organize etme süreci… Büyümeyen bir bebeğiniz olduğunu düşünün. Tabi ki başta zorlandık ama hemen kabullendik. Ses tonunu ayarlayamadığı zaman, böyle sesler çıkarma kızım diye role bürünmeye çalışıyordum mesela ama sonra rahatladım. Ben rahatlayınca toplum da rahatladı. Okulda sahiplenildi, zorbalıkla karşılaşmadık. Fanus ördük hayatına. Anneleri ayırmamız gerekiyor. Annelerin üzerine çok yük düşüyor bu konuda.

Tiyatro kökenliyim. Oyunculuk da yaptım ama içerik üretmeye çalışıyorum. Çocuklar için uzun yıllar eğitim veriyorum. Sinemayla topluma tatlı bir şekilde dokunmak istedim. Bu filmi de başardık, galada çok güzel geri dönüşler aldık.

İLAYDA ÇEVİK

PSİKOLOJİSİ ZOR BİR ROLDÜ

Senden Kalan filmi değişik bir deneyim oldu benim için. Popüler bir manken olan Bahar’ın bir gün podyumda bayılması ve bir hastalığının olduğunu öğrenmesi sonrası gelişen olayları anlatıyoruz. İzleyici de umut olmasını diliyoruz. Kolay bir psikoloji değildi benim için. Hülya Duyar çok yakın bir arkadaşımdı. 2-3 yıl bu hastalıkla mücadele etti. Yakın bir arkadaşımın bu hastalıkla mücadele etmesi onun bu sürecine şahit olmam ve sonrasında böyle bir filmde rol almam üst üste geldi. Gerçekten kolay bir psikoloji değildi. Az hasarla atlattım diyebilirim.

Bahar’ı oynarken, bize dayatılan bir takım güzellik standartlarının çok da önemli olmadığını fark ediyorsun. Ben de bir oyuncu olarak bir kadın olarak yüzleştim. Oynadığımız her karakter bakış açımıza katkı sunuyor.

Filmde şarkı da söyledim. Güzel bir anı oldu. Müzikal hayalim hep var. Balıkesirliyim. Küçüklükten beri oyunculuk hayalim vardı. Ortaokulda tiyatro sahnesine çıkınca oyuncu olacağımı biliyordum. Hızlı gelişti sürecim. Mesleğim konusunda hiç umutsuzluğa kapılmadım.

HAKAN ALTINER

İLK KİTAPTA İYİLERİ ANLATTIM İKİNCİSİNDE KÖTÜLERİ ANLATACAĞIM

Selena ile 3 kuşak büyüttük. 20 yıl oldu biteli ama tekrarları sayesinde hâlâ beni sokakta görenler Ekrem Amca diye çağırıyor. Ne güzel bir iş yapmışız ki hâlâ izleniyor. 13 bölümlük yaz dizisi olarak planlandı hâlbuki. 129 bölüm kadar çektik. Dünyanın en tatlı keyifli işiydi.

55 yıllık tiyatro geçmişimin nehir söyleşisi olan Hayal Bilgisi isimli kitabım çıktı. İyi bir yazar ve araştırmacı Pınar Çekirge’nin projesiydi. Tiyatro hayatıma giren iyi insanları yazdım. İkinci kitapta kötüleri yazacağım. İsmi de belli: Karanlıkta Işığı Aramak.

Yıldız Kenter hocaların hocasıydı. Herkese katkısı vardı. 18 yaşında konservatuvarda hoca olarak başlayan biriydi. Öğretmen olmasının ötesinde. Bizim ilişkimiz tam bir usta çırak ilişkisidir. Daha İlk gün herkese ne olmak istiyorsun diye sorduğunda ben yönetmen olmak istiyorum diye cevap vermiştim. Nihayet şuurlu bir ses çıktı demiş ve beni adeta kanatlarının altına almıştı. 7/24 beraberdik. Bugün bu meslekte hâlâ evime ekmek götürebiliyorsam Yıldız hoca sayesindedir.

Son dönemde oyunculuk okullarının da artmasıyla beraber çok fazla oyuncu adayı çıkıyor. Dolayısıyla bizimki gibi hocalarla ikili yakın ilişki kurabilme imkânı kalmıyor. Bu yüzden usta çırak ilişkisi kalmadı artık.

23 yıllık tiyatrom var. Şehir Tiyatrosunda müdürlük ve yönetmenlik yaparken çok zorlanmadım. Gencay Gürün gibi bir insan genel Sanat Yönetmeniydi. İyi bir uyumumuz vardı. Kendi tiyatromda mecburen patron olmaya çalıştım. Hesap kitap işleriyle başkası uğraşsın istedim. 8 sene avukatlık yaptım. Bırakmamın en önemli sebeplerinden biri bu para işleriydi.

GÜLNUR GÖKÇE

YILDIZ HOCA BANA DA DOKUNDU

Sözü müziği bana ait Bakma Yüzüme Öyle isimli yeni şarkımı paylaştım dinleyicilerle. Çok sevildi. Temel Zümrüt ile beraber oluşturduk. Temel, Selena’nın da tüm müziklerini yapan kişidir. Ben de seslendirmesinde bulundum. Müzik grubumuz vardı 400 diye. Bir bölümünde Selena’ya konuk olmuştuk hatta. Çok keyifliydi. Selena’nın bende de böyle bir hatırası var.

Sahne çalışmalarıma devam ediyorum. 400 grubuyla bazen bir araya geliyoruz. 2-3 sene önce bir araya gelip 3 şarkı yaptık. Ara ara bir araya gelip şarkı yapıyoruz. Sevenlerimizden de çok beklenti var. Kopamıyoruz birbirimizden.

Almanya’da doğdum, 4 yaşındayken dönmüşüz. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü mezunuyum. Yıldız Kenter de 2 sene gelebildi sadece. Büyülü bir insandı. Bana çok büyük yardımı dokunmuştu. Babam bağlama çalardı, ben türkü söylerdim. Çocukluktan beri hep şarkıcı olmak istedim. Müzikal okumak istedim. Yarı zamanlıya inince üniversite gibi olmadı diye düşündüm. Oyunculuk eğitimi aldım. Sonra popçu mu olacaksın oyuncu mu olacaksın dedi hocalarım. Yolumu müziğe kırdım ama oyunculuğa da uzak değilim.

Türküleri modern tarzda söylemek beni mutlu ediyor. Öyle bir albüm yaptım.



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img