Ruhsal temizlik sanatı – Pazar Sabah Haberleri

spot_img


Bazı günler vardır… Her şey yolunda gibi görünür ama içinde bir ağırlık taşır insan. Ne tam mutsuzdur, ne de gerçekten huzurlu. Kimi zaman kalabalıklar arasında yalnız hisseder, kimi zaman sessizlikte bile gürültüyle boğuşur. Modern dünya bize konfor getirdi ama aynı anda zihnimizi hiç durmadan meşgul eden bir kaos da sundu. Meşguliyetler çağı! Bildirim sesleri, yetişilmesi gereken işler, başkalarının hayatlarına özenmeler…

ZİHİN YORULUR VE SUSAR?

Hepsi birikir içimizde. Fark etmeden taşıdığımız bir zihinsel çöp halini alır. Bedenin toksinleri attığı gibi, zihin de arınmak ister. Tıpkı bir odanın havasını tazelemek gibi… Ruhumuzun da temiz bir nefese ihtiyacı vardır. İşte bu yazı, sadece bir “detoks” önerisi değil… Aynı zamanda kalbine dönme çağrısıdır. Zihinsel kirlenme, bir anda oluşmaz. Bir sabah uyanırsın ve kendini yorgun hissedersin. Oysa gece uyumuşsundur. Ama yorgunluk geçmemiştir. Bu, bedenin değil, zihnin yorgunluğudur.

Zihinsel kirlenme; sürekli bir şeyleri düşünme hâliyle, sessiz kaldığında bile içeride susmayan bir iç sesle başlar. Ve çoğu zaman bu halin adını bile koyamayız. Sadece “bir şeyler eksik” deriz. Oysa eksik olan şey, aslında bizizdir. Kendimize okunamayışımızdır. Ruhumuzun sesine kulak veremeyişimizdir. Bir zaman sonra; kitap okuyamazsın ama saatlerce sosyal medyada ekran kaydırırsın. Yalnız kalmak istersin ama yalnızlığa da tahammül edemezsin. Mutlu gibi görünürsün ama içten içe boş hissedersin. Bu bir uyarıdır. Zihnin sana sesleniyordur: “Lütfen beni sustur. Ben artık yorgunum.”

DURMAK SUSMAK VE DİNLEMEK

Zihinsel detoks; pahalı tatillerde, uzak diyarların inzivalarında değil… Bazen sadece bir fincan çayın buharında, bazen sabah erkenden açılan bir pencerede başlar.

İlk adım: DURMAK

Hiçbir şey yapmadan, yetişmeden, başarmadan, göstermeden… Sadece olduğun yerde durmak. Çünkü zihin durduğunda toparlanır. Sürekli “yapmalıyım” dediğinde değil, “şu an yeter” dediğinde nefes almaya başlar.

İkinci adım: SUSMAK

Kendinle konuşmayı, kendini suçlamayı, geleceği hesaplamayı bir süreliğine bırakmak. Sadece sessizliğin içinde kalmak. Çünkü ruh, en çok sessizlikte duyulur.

Üçüncü adım: DİNLEMEK

Kalbini, bedenini, ihtiyaçlarını… Bir çocuğu dinler gibi, yargılamadan, acele etmeden. Zihinsel detoks, dış dünya- dünyayı kısmak değil… İç dünyayı duymayı öğrenmektir.


KÜÇÜK RİTÜELLER BÜYÜK FARKLAR

Gözünü açtığında ilk gördüğün şey ekran olmasın. Bir dua, bir niyet, bir derin nefes olsun. Kısa yürüyüşler yap. Ama bu kez kulaklıksız. Telefonsuz. Amaçsız. Sadece ayakların yere değsin ve zihnin özgür kalsın. Gün sonunda şunu sor: Bugün ruhumla temas ettim mi? Kendine bir alan yarat. Mumlar, güzel kokular, ya da internetten benim bir ney sesi videomu açabilirsin. Amaç süs değil. Amaç kendine “şimdi seninleyim” diyebilmek. Çünkü unutma: Zihinsel detoks, dışı susturup içi duymayı seçmektir. Ve içini duyan biri, artık dış dünyanın gürültüsüne kul köle olmaz.


KENDİNE DÖNME ZAMANI

Zihinsel detoks bir lüks değil, bir ihtiyaçtır. Tıpkı bedenin suya, kalbin sevgiye ihtiyaç duyduğu gibi… Zihin de zaman zaman arınmaya, hafiflemeye, susmaya ihtiyaç duyar. Çünkü dolu bir zihin, duyamaz. Koşan bir zihin, hissedemez. Yorgun bir zihin, aşka bile kapalı kalır. Kendine bir iyilik yap. Hayatın gürültüsünü biraz kısmayı dene. Sadece birkaç dakika… O sessizlikte seni bekleyen bir “sen” var. Unuttuğun, susturduğun, ertelediğin o saf halin… Belki de asıl evin orası. Unutma: Kendine dönmeden hiçbir yere varılmaz. Ve asıl dönüş, dışa değil… içe doğrudur.



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img