Sektörler rotayı katma değere çevirdi

spot_img


Sanayiden turizme, yazılımdan madene kadar yüzde 90’ı KOBİ’lerden oluşan sektörler, teknoloji ve katma değer temelli üretimle küresel rekabette öne çıkmaya hazırlanıyor. Düşük maliyetli üretimle büyüyen sanayi sektörü, artık küresel pazarda tutunmak için mühendislik, tasarım ve Ar-Ge’ye dayalı nitelikli üretime yöneliyor. Katma değerli üretim, Türkiye ekonomisinin yeni yol haritasını çiziyor.

FARK ATACAK GÜÇTEYİZ

İDDMİB Başkanı Çetin Tecdelioğlu, katma değerli ihracatın anahtarı olarak yüksek teknolojili ürünlere odaklandıklarını vurgulayarak, “Ar-Ge, inovasyon ve tasarım önceliğimiz. Sektörümüz bu doğrultuda hızla dönüşüyor” diyor. Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Aslan ise sürdürülebilir üretim ve verimlilik odaklı yatırımların önemine dikkat çekiyor: “Fiyat dezavantajlarını katma değeri yüksek ürünlerle dengeliyoruz. Çevre ülkelerde fark yaratacak gücümüz var.” Kimya sektöründen bir yönetici, bu dönüşümü şöyle özetliyor: “Eskiden ithal ettiğimiz hammaddeleri işlerdik. Şimdi üretim süreçlerini kendimiz tasarlıyor, çevre dostu ve uluslararası sertifikalı ürünlerle kilogram başına ihracat gelirini artırıyoruz.” Makine ve ekipman sektöründen iş insanı Ahmet Çetin ise şunu söylüyor: “Avrupa artık bizden parça değil, proje istiyor. Müşteriye özel tasarım, hızlı teslimat ve sürdürülebilirlik sunabiliyorsanız değeriniz katlanıyor. Artık çeliği değil, aklı ihraç ediyoruz.”

TURİZMDE KATKI ÖLÇÜLÜYOR

Turizm sektöründe de dönüşüm yaşanıyor. Cornelia Diamond Golf Resort Genel Müdürü Zafer Alkaya, turizmde artık kaç kişinin geldiğinden çok, her turistin ülkeye ne kazandırdığına odaklanıldığını ifade ediyor. “Golf, sağlık ve kongre turizmi gibi alanlar daha az misafirle daha yüksek gelir sağlıyor. Biz yıllardır bunu savunduk. Şimdi bu söylemin önemi daha fazla anlaşılıyor. Bu model aynı zamanda ülke imajını da güçlendiriyor” diyen Alkaya, turizmin deneyim ve sürdürülebilirlik temelli yeniden tanımlandığını vurguluyor. İHBİR Başkanı Kazım Taycı, Türk gıda sektörünün geleneksel lezzetleri modern dokunuşlarla birleştirerek dünya pazarlarında dikkat çektiğini söylüyor. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, plastiğin sadece üretim değil, geri dönüşüm aşamasında da büyük avantaj sunduğunu belirtiyor: “Plastikler düşük sıcaklıkta ve düşük enerjiyle geri dönüştürülebiliyor. Katma değeri yüksek, çevreci ürünler sektörü geleceğe taşıyor. Türkiye bu alanda ileri teknolojilere sahip.”

PROGRAMLAR ŞEKİLLENİYOR

Meslek liseleri, üniversiteler ve mesleki eğitim programları da bu yeni anlayışa göre şekilleniyor. Sürdürülebilirlik, kültürel miras, dijital üretim, yenilenebilir enerji ve girişimcilik gibi konular eğitim sistemine entegre ediliyor. Amaç, yalnızca meslek öğretmek değil, dünyaya katkı sunacak bireyler yetiştirmek. Uzmanlar, önümüzdeki 10 yılın sadece teknolojiye değil, aynı zamanda etik farkındalığa, iletişim becerilerine ve stratejik düşünceye dayalı mesleklerden oluşacağını belirtiyor.

530 KADIN GİRİŞİMCİ İLE 170 MİLYONLUK HACİM

KADIN girişimcilerin iş dünyasına olan katkıları sosyal projelerle daha da artıyor. Bu kapsamda iyzico, kadın girişimcilerin dijital ekonomide güçlenmesini desteklemek amacıyla başlattığı Kadın Girişimci Destek Programı’nın 9. dönemini duyurdu. 2021’den bu yana 530’dan fazla kadın girişimciye ulaşan program, 170 milyon TL’yi aşkın işlem hacmi yarattı. Yoğun başvuru alan programa katılan girişimciler, 6 ay boyunca 0 komisyonla Sanal POS ve Cep POS hizmetlerinden faydalanabiliyor, e-ticaret ve dijital pazarlama eğitimleri alıyor. iyzico Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Şebnem Dağ Güven, programın arkasındaki vizyonu şu sözlerle aktardı: “Dünya genelinde kadınlar, finansal ürün ve hizmetlere erişim konusunda önemli engellerle hala karşı karşıya. Bu durum, kadın girişimcilerin işlerini büyütme ve sürdürülebilir kılma yolunda ciddi kısıtlar yaratıyor. Üstelik risk sermayesi yatırımlarında da benzer bir eşitsizlik söz konusu. Son 20 yılda dünya genelinde kadın girişimcilerin oranında sadece 4 puan artış sağlanabildi. Türkiye’de ise 2002 yılında yüzde 13 olan girişimci kadın oranı 2024’te yüzde 18’e yükseldi. Oysa OECD verilerine göre, girişimcilik ekosisteminde eşitlik sağlanabilirse küresel ekonomiye 5-6 trilyon dolar arası katkı sağlanabilir.”

FİYATLAMA DAVRANIŞI BOZULDU

Türkiye’de maliyetler öne sürülerek yapılan zamlarda maliyet gerekçeleri tam olarak açıklanamazken gıdadan temel ihtiyaç maddelerine kadar birçok üründe fiyat artışı hız kesse de devam ediyor. Bu sorunun çözümü için Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) maliyet temelli fiyat raporu çıkarmaya hazırlanıyor. Türkiye’de fiyatlama davranışlarının bozulduğunu belirten MÜSİAD Başkanı Burhan Özdemir, “Bugün serbest piyasa ekonomisi adı altında fiyat belirleniyor. Örneğin bir işletme bir kilo dondurma fiyatı belirliyor. O firmanın belirlediği fiyata göre diğer firmalar da fiyat çıkartıyor. Ama maliyet bilinmiyor” dedi. Maliyetlerde bazı durumların bahane olarak öne sürüldüğünü aktaran Özdemir, “Mesela betona zam geliyor gerekçe olarak asgari ücrete yapılan zam gösteriliyor. Oysa betonda işçilik maliyeti yüzde 1 bile değil” diye konuştu. Gıda ürünleri başta olmak üzere vatandaşların temel ihtiyaçları üzerine maliyet temelli analiz yapacaklarını anlatan Özdemir, “MÜSİAD olarak her iki ayda bir bunu kamuoyu ile paylaşacağız. Maliyetler ve fiyatlar daha rahat kıyaslanabilecek” diye konuştu.

FAİZ 2.5 PUAN DÜŞER

“Değer Temelli Kalkınma Vizyon Belgesi”ni ve uygulama eylem planlarını basın toplantısında açıklayan Özdemir, gündeme dair soruları da yanıtladı. Ekonominin 350-400 baz puan faiz indirimine ihtiyaç duyduğunu belirten Özdemir, “Stopaj kararı bu beklentimizi kırdı. 200-250 baz puan gelirse şaşırmayız. Sıkı para politikası tek başına sihirli değnek değil. Üretim maliyetleri çok yüksek” dedi. Özdemir, yayımlanan vizyon belgesinin Türkiye’nin kalkınma yolculuğunda yalnızca ekonomik değil toplumsal ve ahlaki temelleri önceleyen bütüncül bir yaklaşımı esas aldığını ekledi.



Source link

spot_img

benzer haberler

spot_img