
DENGEYİ KORUMAK ÖNEMLİ
1- AÇIK İLETİŞİMİN GÜCÜNDEN FAYDALANIN
“Sen cimrisin!” demek, savunma duvarlarını anında yükseltir. Bunun yerine, hislerinizi ve ihtiyaçlarınızı anlatın. “Kendimi eşit hissetmiyorum”, “Birlikte plan yapamıyoruz, bu beni yalnız hissettiriyor” gibi cümleler kurun. Suçlamadan, açıklayıcı olun.
2- NEDENİNİ ANLAMAYA ÇALIŞMAK ÖNEMLİ
Paraya bu kadar tutunmasının bir sebebi var mı? Çocukken yaşadığı zorluklar, ailesinin para anlayışı, geçmiş ilişkilerde yaşadığı sömürülme duygusu… Bunları konuşmak, sorunu kişiselleştirmeden çözmeye yardımcı olur.
3- ADİL BİR MADDİ SİSTEM OLUŞTURMAYA ÇABA GÖSTERİN
Harcamalarda ortak bir denge bulmak mümkün olabilir. Örneğin “Bir ay sen ödüyorsun, bir ay ben”, ya da “Sen sinema biletini al, ben yemeği ısmarlayayım” gibi sistemlerle, ilişkinin finansal yükünü dengeli hale getirebilirsiniz. Ama bu sistem, adil olmalı. Sürekli sizin daha fazla verdiğiniz bir yapı sürdürülebilir değildir.
4- KENDİNİZİ SUÇLAMAYIN
Cimri partnerle birlikte olan kişiler zamanla kendilerini suçlamaya başlar: “Ben çok mu masraflıyım?”, “Abartıyor muyum?”, “O aslında haklı da ben mi fazla istiyorum?” Oysa bu, paylaşım ihtiyacıyla ilgilidir ve her bireyin ilişkide hak ettiği bir akış vardır. Kendinizi suçlamak yerine, ihtiyaçlarınızı sahiplenin.
5- SINIRLARINIZI KORUYUN
Cimrilik uzun vadede yıpratıcı olabilir. Sevgiyi, ilgiyi, emeği sürekli tek taraflı vermek kişiyi yorar. Bir yerde durup, “Ben bu ilişkiyi bu şekilde sürdüremem” demek gerekebilir. Bu bir tehdit değil, bir duruş ifadesidir.

İLİŞKİDEKİ YERİNİZİ SORGULAYIN
“Benimle olmak senin için ne ifade ediyor?” diye sorun. Çünkü bazen mesele para değil, ilişkinin ne kadar değerli görüldüğüyle ilgilidir. İlişkiye değer veren biri, onu yaşatmak için elini cebine de, gönlüne de atar.
İlişkiler, iki kişinin birlikte emek verdiği, birlikte yaşadığı bir yolculuktur.
Bu yolculukta “vermek” en temel eylemlerden biridir.
Parayı, zamanı, ilgiyi, sevgiyi paylaşmadan “biz” olunamaz. Sürekli hesaplanan, ölçülen, kısılan bir ilişkide aşk da nefes alamaz.
Unutmayın, mesele ne kadar harcadığınız değil, ne kadar içten paylaştığınızdır.
Cüzdanını açmayan biri, bir gün kalbini de kapatabilir. Bu yüzden hem cebinizi hem kalbinizi düşünen bir partner, hayat yolculuğunda gerçek bir yoldaş olur.
Çünkü aşk, sadece duygularda değil; davranışlarda, seçimlerde ve birlikte yaşama biçiminde anlam bulur. Sevmek, sadece “seni seviyorum” demekle değil, “seninle yaşamak istiyorum, seninle bölüşmek istiyorum” demekle olur. Bazen bu bir bardak çayı ısmarlamak, bazen bir yolculuğu birlikte üstlenmek, bazen de karşılıksızca “ben varım” demektir. İlişkide maddi paylaşımlar adil değilse, zamanla duygusal yük de adaletsiz dağılır.
Bir taraf sürekli veren, diğer taraf sürekli tutan olursa, ilişki bir ortaklık olmaktan çıkar. Partnerinizle yolculuğunuzun bir dayanışma mı, yoksa bir mücadele mi olduğuna bakın.
Paylaşmadan aşk olmaz. Aşk cümlelerde değil birlikte harcanan ömürlerde anlam bulur.


















