
Daha sonra da orada kampanya tipi küresel konumlama sistemleriyle takip ettiğimiz noktalarımızda yeniden ölçü gerçekleştirdik. Bu ölçülerin sonuçlarına göre de bölgede kalıcı deformasyon olup olmadığını, faya yakın ve uzak alandaki deformasyonları tespit etmeye çalıştık. Verilerden ilk elde ettiğimiz sonuçlara göre bölgede çok büyük kalıcı deformasyonların olmadığını tespit ettik.”

“BU FAYLAR UZUN ZAMANDIR DEPREM ÜRETMİYOR”
Tiryakioğlu, Türkiye’nin farklı üniversitelerinden akademisyenlerle yaptıkları değerlendirmelere göre, Sındırgı fayı üzerinde enerji boşalımı olduğu için büyük ölçekli yeni bir deprem beklemediklerine dikkat çekti.
Bölgede 6,5 ile 7 büyüklüğünde deprem üretebilecek Simav, Gelenbe ve Balıkesir fay zonlarının bulunduğunu aktaran Tiryakioğlu, şunları kaydetti:
“Bu faylar uzun zamandır deprem üretmiyor. Birçok çalışmada da belirtiliyor. Sındırgı fayında kalıcı büyük deformasyonun olmadığını gördük ama sabit istasyonlarımızdaki bu bilgi sadece bu proje kapsamında elde ediliyor. Bu kapsamda o bölgedeki saniyelik salınım miktarlarına göre biz deprem büyüklüğü kestirimlerine destekleyici çalışmalar gerçekleştireceğiz. Bir fay üzerinde yüzey kırığı oluşmadığı için ilk aşamadaki saha gözlemlerinde ‘şu fay kırıldı’ şeklinde bir ifade kullanılamıyor. Bunu çalışmalarımızın sonucunda elde edeceğiz.”

“İLK DEĞERLENDİRMELERDE YER KABUĞUNDA 2 SANTİMETRELİK SALINIM HAREKETİ GÖZLEMLENDİ”
Projede görev alan aynı üniversitede görevli Dr. Öğretim Üyesi Şeyma Şafak Yaşar da depremden önce bölgede 4 sabit GPS ölçüm istasyonu kurduklarını belirtti.